Foreign Policy dergisi, İsrail'in Gazze'deki ateşkes konusunda ciddi olmadığını ve Trump yönetiminin de bu durumu desteklediğini belirtti. Hamas ateşkese bağlı kalacağını açıklarken, İsrail'in niyetleri belirsizliğini koruyor.
YDH - Foreign Policy dergisi, 19 Ocak 2024'te İsrail ve Hamas arasında ateşkes anlaşmasının ilk aşamasının başladığını belirterek, "Bu gerçekten bir ateşkes mi, yoksa önümüzdeki birkaç hafta içinde çökecek bir ateşkes mi?" sorusunu gündeme getirdi.
Dergi, ateşkesin genellikle kalıcı olarak görüldüğünü ve tarafların düşmanlıklara geri dönmeme niyetinin açıkça beyan edildiğini, oysa ateşkesin tam tersi olduğunu vurguladı.
Hamas açısından durumun oldukça basit olduğu belirtildi: Direniş örgütü, bir ateşkese ihtiyaç duyuyor ve anlaşmanın üç aşamasına bağlı kalma niyetini açıklamıştı.
İsrail açısından ise durum tamamen farklı. Anlaşmanın ilk aşamasında İsrail ordusunun geri çekilmesine dair bir plan yok; hatta tüm askerler Gazze'yi terk etse bile, İsrail Uluslararası Adalet Divanı'nın da belirttiği gibi, bölgedeki işgalci güç olmaya devam edecek.
Ancak asıl soru, savaşı durdurma niyetine ilişkin. Bu konuda ise tam tersi yönde işaretler var.
Foreign Policy, Trump'ın ateşkesin sürdürülebilirliğine dair derin bir güvensizlik duyduğunu, başkanlığının ilk saatlerinde ifade ettiğini belirtti.
Ayrıca dergi, Trump yönetimindeki üst düzey yetkililerin, ulusal güvenlik danışmanı ve savunma bakanı gibi isimlerin, İsrail'in hedeflerini desteklediğini ve bu hedeflerin tanımı gereği ateşkesi tamamen ortadan kaldıracağını kaydetti.
Son birkaç gündür İsrailli bakanların kamuoyuna yaptığı açıklamalar oldukça net.
Örneğin, İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Başbakan Benyamin Netanyahu'dan aldıklarını iddia ettikleri garantiler nedeniyle partisinin hükümette kalacağını ve Gazze'deki savaşın devam edeceğini duyurdu.
Smotrich, İsrail'in Gazze'yi "kontrol altına almayı ve yaşanmaz hale getirmeyi" planladığını, "Biden yönetiminin koyduğu kısıtlamaların kaldırılacağını" ve "Gazze'nin harap edilmiş ve yaşanmaz bir yer olarak kalacağını" ifade etti.
Dergi, Smotrich'in anlaşmanın ikinci aşamasının, üçüncü aşaması (Gazze'nin yeniden inşa edilmesi gereken aşama) bir yana, asla gerçekleşmeyeceğine inandığını dile getirdi.
Smotrich'e göre, Netanyahu'nun bu sözde taahhüdü, onun hükümetten ayrılmasını engelledi. Smotrich için "Gazze'de Hamas'ın tamamen yok edilmesi, savaşın gerekli bir hedefidir ve bu henüz gerçekleşmedi."
Netanyahu ise doğrudan İsrail ve Batı basınına yaptığı açıklamalarda, ateşkesin "geçici" olduğunu ve İsrail'in Gazze'de savaşa "büyük bir güçle" devam etmek için "tam destek" aldığını söyledi.
Bunun yanı sıra, Netanyahu anlaşmayı ihlal etmeye başladı bile. Ateşkesin başlamasından sonra, 20 Ocak 2024'te birçok Filistinli hayatını kaybetti.
Anlaşmanın dikkat çeken unsurlarından biri, İsrail birliklerinin Mısır sınırı boyunca uzanan Selahaddin koridorundan çekilerek Gazze'nin başka bölgelerine konuşlandırılmasıydı.
Ancak Netanyahu, anlaşmanın başlamasından önceki gece, İsrail'in Selahaddin koridorundaki birliklerini azaltmayacağını, aksine buradaki askeri varlığını artıracağını açıkladı.
Bu, yalnızca önerilen çerçeveyi değil, aynı zamanda Mısır ile yapılan Camp David anlaşmalarını da ihlal ediyor.
‘Batı Şeria’da tansiyonun yükselmesi kaçınılmaz’
Foreign Policy, Netanyahu'nun Trump yönetiminin anlaşmanın sağlandığını gösterme arzusunu tatmin etmeye çalışırken, bir yandan da savaşın devam etme nedenlerine ilişkin kendi hesaplarını yaptığını belirtti.
Dergi, "Gazze'deki savaş, Doğu Kudüs ve Batı Şeria'nın işgalini de içeren daha geniş bir çatışmanın ayrılmaz bir parçasıdır," ifadesini kullandı.
Bu bağlamda, beklentiler karamsar. İsrail Güvenlik Bakanı Israel Katz, 17 Ocak 2024'te, işgal altındaki Batı Şeria'da Filistinlilere yönelik terör saldırıları planlamak ve gerçekleştirmek suçlamasıyla gözaltında tutulan Yahudi yerleşimcilerin idari tutuklamalarını kaldırdığını açıkladı.
Bir İsrailli yetkili, Katz'ın kararının yerel siyasi kaygılardan kaynaklandığını söyledi. Benzer şekilde, Batı Şeria'da artan gerilimler neredeyse kaçınılmaz görünüyor ve Trump yönetiminin bu durumu hızlandıracak İsrail hareketlerini desteklediği açık.
Foreign Policy, gerçek bir anlaşma ve ateşkesin ancak ABD'nin İsrail üzerindeki büyük baskı ve nüfuzunu kullanarak onları şartlara uymaya zorlamasıyla mümkün olabileceği sonucuna vardı: "Ne yazık ki, Trump yönetiminin bunu yapacağına dair çok az belirti var."
Bunun yerine, özellikle Filistin devletinin kalıcı olarak dışlanması, İsrail'in Batı Şeria'daki toprakları ilhak etmesi ve Gazze'de yeni İsrail yerleşimlerinin kurulması durumunda, istikrarsızlığın artması ihtimali var. Bu gelişmelerin herhangi biri, tüm bölge için ciddi sonuçlar doğurabilir.
‘Trump normalleşmenin başarısını istiyorsa ateşkesi sağlamalı’
Trump, Suudi Arabistan'ın da dahil olduğu Arap ülkeleriyle İsrail arasındaki İbrahim Anlaşmaları'nın genişletilmesini beklediğini söyledi.
Ancak Suudi hükümeti, Riyad'ın ilişkilerin normalleşmesi için farklı ön koşulları olduğunu, bunların başında Filistin devletinin kurulmasının geldiğini ve bu durumun on yıllardır süren Arap Barış Girişimi'ne dayandığını açıkladı.
Foreign Policy, Trump'ın İsrail'in bölgede tamamen normalleşmesini gerçekten görmek istiyorsa, bu ateşkesin kalıcı başarısının temel bir ilk adım olduğunu vurguladı.