Irak, Suriye'de yaşanan Alevi katliamlarını soykırım olarak nitelendirerek, bu durumun bölge güvenliği için tehdit oluşturduğunu belirtti. HTŞ ile SDG arasında varılan anlaşmaya ise Suudi Arabistan, Katar ve Ürdün'den destek geldi. Irak, uluslararası topluma, Suriye'deki olaylara karşı sert bir tutum alma ve azınlıkların haklarını koruma çağrısında bulundu.

YDH - Irak, Suriye'nin sahil kentlerindeki Alevi soykırımından duyduğu endişeyi dile getirerek, bu durumun komşu ülkeler ve bölge için güvenlik ve istikrar açısından tehdit oluşturduğunu, ortak çıkarlar ve ilişkilere zarar verdiğini belirtti.
Irak Meclisi Birinci Başkan Yardımcısı Muhsin el-Mendelavi, dün yaptığı açıklamada, "Komşu ülke Suriye'de tanık olunan korkunç etnik ve mezhepsel soykırım katliamları, yeni rejime katılan bazı grupların benimsediği tekfirci ve suçlu geçmişi yansıtıyor. Bu durum, Suriye'de istikrarın sağlanması için tüm fırsatları ortadan kaldırabilecek ayrımcı ve ırkçı yaklaşımlara dayanıyor," ifadelerini kullandı.
Mendelavi, "Bu durum, özellikle Suriye'ye ait olmayan ve halkının özgür ve onurlu bir yaşam arzusunu temsil etmeyen pek çok yabancı grubun varlığı göz önüne alındığında, tüm bölge için bir tehdit oluşturuyor," dedi.
"Suriye'deki yeni rejimi, bu iğrenç suçlardan ve ağır insan hakları ihlallerinden tamamen sorumlu tutuyoruz," diyen Mendelavi, "Dış güçlerin bu olaylara destek vermesi, göz yumması veya sessiz kalmasından üzüntü duyuyoruz. Bu güçlerin tutumlarını gözden geçirmeleri, Suriye'nin güvenliği, birliği ve halkının selameti için çaba göstermeleri gerekiyor," diye konuştu.
Mendelavi, "Kılıçla boyun vurma ve kimlik üzerinden öldürme devri sona erdi. Her dönemde zorba rejimlerin kaderi, özgür halkları tarafından devrilmektir," diyerek, Arap ülkelerini ve uluslararası toplumu, "Suriye'de yaşananlara karşı sert bir tutum almaya, mevcut rejime uluslararası yasalara ve insan hakları normlarına uyması için baskı yapmaya, azınlıkları korumaya ve haklarını güvence altına almaya" çağırdı.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'ne göre, perşembe gününden bu yana tırmanan olaylarda, çoğunluğu Alevi azınlıktan olmak üzere binden fazla sivil hayatını kaybetti.
HTŞ ile SDG arasındaki anlaşmaya Suudi Arabistan, Katar ve Ürdün'den destek
Bu arada, Suudi Arabistan, Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) rejimi ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında imzalanan anlaşmayı memnuniyetle karşıladı ve HTŞ rejiminin "Suriye'de sivil barışı korumak için attığı adımları ve devlet kurumlarını inşa etme sürecini tamamlama" olarak nitelendirdiği çabalarına övgüde bulıundu.
Katar da anlaşmayı memnuniyetle karşıladığını duyurdu. Katar Dışişleri Bakanlığı, "Suriye'nin istikrarı ve refahı, ülkenin egemenliğini, bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü koruyacak şekilde, tüm unsurları temsil eden tek bir orduda silah tekelinin devlete ait olmasını gerektiriyor," açıklamasında bulundu.
Ürdün Dışişleri ve Göç Bakanlığı ise anlaşmayı "Suriye'nin yeniden inşası yolunda önemli bir adım" olarak değerlendirdi.
Bakanlık Sözcüsü Süfyan el-Kudah, "Ürdün'ün, Suriye halkının farklı kesimlerinin katılımıyla gerçekleşecek ve onları kaos, fitne ve çatışmadan koruyacak bir iç süreç aracılığıyla geçiş aşamasını aşması için Suriye'ye her türlü desteği vermeye hazır olduğunu" ifade etti.