Washington, Lübnan'ı işgalci İsrail ile normalleşme anlaşmalarına dahil etme sürecini dayatıyor. Amerikalı yetkililer, savaşın Hizbullah'ı zayıflattığını ve yeniden yapılanma ihtiyacının Lübnan'a, Hizbullah'ı tecrit etme ve silahsızlandırma gibi siyasi adımları da içeren şartlar dayatmayı gerektirdiğini düşünüyor.
YDH - Yıkım ve kayıpların gölgesinde Washington, Lübnan'ı İsrail ile normalleşmeye zorlayan aşamalı bir süreç dayatıyor.
Batılı ve Arap ülkelerinden arabulucular, iki ülke arasında bir barış anlaşması yapılması yönündeki taleplerini yineliyor.
Değişen koşullar, hem Amerikalılar hem de İsrail için bu projenin hayata geçirilmesi için bir fırsat sunuyor.
Savaşın Hizbullah'ı zayıflattığı ve yeniden yapılanma ihtiyacının Lübnan'a bazı şartlar dayatılmasını gerektirdiği düşünülüyor.
Bu şartlar arasında "devlette reformlar" ve "Hizbullah'ın tecrit edilerek silahsızlandırılmasına hazırlık olarak devletten uzaklaştırılması" gibi siyasi adımlar yer alıyor.
Amerikalılar, sürecin üç komite aracılığıyla başlamasını istiyor.
Bu komiteler, İsrail'in elindeki Lübnanlı esirlerin serbest bırakılması, güneyden çekilme ve iki ülke arasındaki uluslararası sınırın belirlenmesiyle görevli olacak.
Sürecin nihai hedefi ise normalleşme konusunda doğrudan müzakereler.
İsrailliler, Amerikalılar ve bazı Araplar, 1982 ve 1983 senaryolarını tekrarlıyor.
Askeri olarak İsrail, güneyde bir güvenlik kuşağı oluşturmaya ve genişletmeye çalışıyor.
Siyasi olarak ise Lübnan yönetimine baskı yaparak, bu şartlar kabul edilmeden önce her türlü yardımı dondurmayı hedefliyor.
Bu talep ve şartlar, Cumhurbaşkanı Jozef Aun, Meclis Başkanı Nebih Berri ve Başbakan Nevaf Selam arasında yapılan bir toplantıda ele alındı.
Ancak el-Ahbar gazetesinin ulaştığı kaynaklara göre, iktidarın Amerikan baskılarına karşı koyamaması nedeniyle bir anlaşmaya varılamadı.
Kaynaklar, iktidarda bir kafa karışıklığı olduğunu ve Amerikalı yetkili Morgan Ortagus'un sürekli olarak hazırlıkların ne aşamada olduğunu sorduğunu belirtiyor.
Amerika'nın baskısı, Lübnan'ı tehlikeli bir dönüm noktasına getiriyor.
Kaynaklar, yeni iktidarın bu konuda taahhütlerde bulunduğunu, ancak bu taahhütlerin uygulanmasının önünde büyük engeller olduğunu belirtiyor. Bu engellerin en tehlikelisi, bir iç çatışma riski ve ordunun bölünmesi ihtimali.
Öte yandan Lübnanlı yetkililer, Fransız diplomatlardan, ABD'nin Güney Lübnan'daki UNIFIL gücünü azaltmak istediğini öğrendi.
Kaynaklar, alternatif olarak, Golan'daki UNDOF gücüne benzer küçük bir kuvvet bulundurulmasının planlandığını belirtiyor.
Suudi Arabistan da bu baskılardan uzak görünmüyor.
Riyad'ı ziyaret edenler, Krallığın "yeniden inşaya tek bir kuruş bile ödemeyeceğini" aktarıyor.
El-Ahbar'a konuşan kaynaklara göre Cumhurbaşkanı Jozef Aun, Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile yaptığı görüşmede bu durumdan dolaylı olarak haberdar oldu.
Bin Selman, Aun'a, Beyrut'ta Hizbullah ve İran liderlerinin resimlerinin olduğu havalimanı yolunda Suudi vatandaşlarının güvenliğini garanti edemeyeceğini söyledi.
Bunun yanı sıra Aun'un, Paris'e yapacağı ziyarette Fransa'dan, Riyad'ı kararından vazgeçirmeye ve Lübnan'a yardım etmeye ikna etmesini talep edeceği öğrenildi. Ancak, bu çabaların başarılı olma ihtimali düşük görünüyor.
