İsrail'de yayımlanan bir tartışma programı, İsrail’in Yemen’den gelen füze tehditleri karşısındaki çaresizliğini, Amerikan müdahalesinin başarısızlığını ve Yemenlilerin artan askeri kapasitesini gözler önüne serdi.
YDH- İsrail’de yayınlanan bir tartışma programında, Yemen’deki Ensarullah hareketinin askeri kapasitesi ve İsrail'e tehdidi üzerine çarpıcı itiraflar dile getirildi.
İsrailli televizyon sunucusunun değerlendirmelerine göre, Ensarullah ve Yemen Silahlı Kuvvetleri'nin saldırıları karşısında Batı ve İsrail’in yürüttüğü operasyonlar yetersiz kalıyor.
İsrail’de yayımlanan programda sunucu, ‘’Husilerle ilgili olarak birçok rapor ve değerlendirme inceledim. Kendilerine özgü bir ajandaya sahip olan bu grup, son dönemde ortaya çıkmış bir yapı değil.’’ diyerek Yemenliler söz konusu olduğunda ‘mutlak zafer’den söz edilmesinin zor olduğunu itiraf etti.
‘’Bizim onları bombalayarak veya uçaklarla galip gelebileceğimizi düşünmüyorum yani böyle bir şeyin olmayacağına ben de katılıyorum.’’ diyen sunucu İsrail’in güvenliğinin tehlikede olduğunu ve Yemenlilerin İsrail’de hayatı nasıl felç ettiğini açıkladı.
'Bombalamalar sonuç vermiyor'
İsrailli sunucunun açıklamalarına göre, hava saldırıları ve askeri müdahaleler Yemenlilerin füze yeteneklerini zayıflatmaya yetmiyor.
Sunucu, ‘’Amerikalıların, füze atışlarını durduracaklarını söylediklerini ancak şu ana kadar başarılı olamadıklarını’’ kaydetti.
‘’Siren sesleri durmaksızın çalıyor, milyonlarca insan sığınaklara koşuyor” diyen sunucu, mevcut durumun yerleşimciler için büyük bir tehdit oluşturduğunu belirtti.
Özellikle Yemen’den ateşlenen balistik ve seyir füzelerinin İsrail hava savunma sistemlerine ciddi bir meydan okuma teşkil ettiğini vurgulayan İsrailli analistler, “Husiler, [ABD Başkanı Donald] Trump’ın tehditlerine rağmen İsrail’e füze göndermeye devam ettiler, hiçbir şey onları durdurmadı.’’ diyerek nedeni de şu sözlerle açıkladı:
‘’Hiçbir şey onları etkilemiyor zira onların kaybedecek hiçbir şeyleri yok.’’
Amerikan müdahalesi yetersiz mi?
Programda, ‘’Yemenlilerin füze saldırılarının her hafta beşer beşer devam ettiği hatta bazen eş zamanlı olarak iki füzenin ateşlendiği’’ vurgulanırken Yemenlilerin İsrail’in hava savunma sistemlerini zor durumda bıraktığının da altı çizildi.
İsrailli analist, Amerikalılar füze fırlatma noktalarını hedef alarak Yemenlilerin silah kapasitesini azaltmayı amaçlasa da bu operasyonların etkinliğini sorguladı:
‘’Amerikalılar, Husilerin füze saldırılarını durduracaklarını söylüyorlar, ancak şu ana kadar bunu başaramadılar. Hâlâ geniş çaplı sirenlerin çaldığını ve yaklaşık 2 milyon insanın sığınaklara yöneldiğini görüyoruz. ABD'nin Husilere yönelik operasyonlarını incelediğimizde, bu müdahalelerin ne kadar etkili olduğu konusunda iki temel noktaya dikkat çekmek gerekiyor: Birincisi, bu operasyonlar Husilerin füze saldırılarını engelleyemedi ya da azaltamadı. Oysa ABD, özellikle füze fırlatma noktalarını hedef alarak saldırılar düzenledi. Bu durumda akıllara şu soru geliyor: Amerikalılar, Yemen'deki füze cephaneliklerini ve silah depolarını etkisiz hâle getirmekte başarısız mı oldu? Bu sorunun yanıtı belirsizliğini koruyor.’’
İsrailli sunucu, Washington’un Yemenlilerle mücadelede beklenen etkiyi yaratamadığını ve tam bir hayal kırıklığı olduğunu dile getirdi.
Yerleşimcilerin en büyük endişesi
Yerleşimci kamuoyunda en büyük endişe kaynağının Gazze’deki savaş veya tünellerdeki İsrailli tutuklular değil, Yemen’den fırlatılan füzeler olduğunu vurgulayan İsrailli sunucu Yemenlilerin bu saldırılarının, İsrail’deki günlük yaşamı ciddi şekilde sekteye uğrattığını şu sözlerle itiraf etti:
‘’Yaklaşık her hafta beş tane füze hiç duraklama olmaksızın İsrail'e ateşleniyor. Bazen de 2 füze eşzamanlı ateşleniyor, ki bu İsrail hava savunma sistemleri için büyük bir sorun gerçekten büyük bir sorun. Bizler hala geniş çaplı sirenlerin çaldığına ve yaklaşık 2 milyon insanın sığınaklarına kaçtığına tanık oluyoruz.’’
İsrail ordusunun füze saldırılarına karşı hava savunma sistemlerini güçlendirme çabaları sürerken, Yemenlilerin saldırı kapasitesinin ve bölgedeki etkinliğinin arttığı gözlemleniyor.
