ABD, B-2 bombardıman uçakları ve uçak gemilerinin ardından Ortadoğu'ya Patriot ve THAAD bataryalarını yerleştiriyor.

YDH- EurAsian Times'ın bildirdiğine göre, Amerika Birleşik Devletleri, Patriot füze savunma bataryalarını Hint-Pasifik bölgesinden Ortadoğu'ya yeniden konuşlandırarak büyük ve benzeri görülmemiş bir askeri seferberlik başlatıyor.
Güney Koreli Yonhap Haber Ajansı'nın kaynaklara dayandırdığı haberine göre, Güney Kore ve ABD geçen ay Patriot Gelişmiş Yetenek-3'ün (PAC-3) Güney Kore'den Ortadoğu'ya “aylar sürecek” bir konuşlandırılma konusunda anlaştı.
Bu, Birleşik Devletler Kore Kuvvetleri'ne (USFK) ait ekipmanların Ortadoğu'ya taşınmasının bilinen ilk örneği olacak.
NBC News daha önce, ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth'in en az iki Patriot bataryası ve bir Terminal Yüksek İrtifa Alan Savunma (THAAD) sisteminin Asya'dan Ortadoğu'ya taşınmasını onayladığını bildirmişti. Haberde hangi bataryaların taşınmak üzere çekildiği belirtilmemişti.
EurAsian Times'a göre, Güney Kore ve ABD'nin Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti'nden (DPRK) gelen “güvenlik tehditlerinin” arttığını kabul ettiği bir döneme denk gelmesi nedeniyle bu yer değiştirme işleminin zamanlaması özellikle dikkat çekicidir.
Haberde, Güney Kore'de Patriotların, Pyongyang'ın nükleer ve füze yeteneklerine karşı çok katmanlı bir füze savunma kalkanının parçası olduğuna dikkat çekildi.
Bu yeniden konuşlanma aynı zamanda Ortadoğu'daki daha geniş askeri hareketlerle de uyumlu. Geçtiğimiz ay Hegseth, Nimitz sınıfı uçak gemisi USS Carl Vinson'ın Hint-Pasifik'ten ayrılarak Ortadoğu'ya gitmesi emrini verirken, USS Harry S. Truman'ın bölgedeki konuşlanma süresi de uzatıldı. ABD ayrıca, Hint Okyanusu'nda bir İngiliz toprağı olan Diego Garcia'daki üssünde çok sayıda, havada yakıt ikmal tankeri, nakliye uçağı ve en az altı B-2 hayalet bombardıman uçağı konuşlandırdı.
“Gökyüzünün hayaletleri” olarak adlandırılan bu hayalet bombardıman uçakları gelişmiş hava savunmalarını aşma ve hassas, yüksek etkili saldırılar gerçekleştirme kapasitesine sahip.
EurAsian Times, bu askeri seferberliğin başlangıçta Yemen Silahlı Kuvvetleri’ne karşı operasyonları tırmandırmaya yönelik olduğu düşünülürken, şimdi İran'ı hedef alan bir stratejinin parçası gibi göründüğünü iddia etti.
ABD Başkanı Donald Trump 30 Mart'ta İran'a Washington ile nükleer bir anlaşmaya varması için iki aylık bir “süre” vermişti. NBC News'ten Kristen Welker'a konuşan Trump şu tehditte bulunmuştu: "Eğer anlaşma yapmazlarsa bombalama olacak. Daha önce hiç görmedikleri türden bir bombalama olacak."
Tahran, ABD'nin süregelen tehditlerini ve Trump'ın “maksimum baskı” politikasından dolayı doğrudan görüşmeleri reddetti. Ancak İran Cumhurbaşkanı Mesud Pizişkiyan dolaylı müzakerelerin mümkün olduğunu belirtti.
EurAsian Times'ın İran medyasından aktardığı kaynaklara göre, Trump, İran'dan insansız hava araçları ve füze geliştirmeyi durdurmasını, bölgesel direniş gruplarıyla ilişkilerini kesmesini ve nükleer programını tamamen tasfiye etmesini istedi. Fakat Tahran bu talepleri “aşırı” olarak nitelendirdi.
Trump'ın tehditlerine yanıt olarak İslam Devrimi Lideri Seyyid Ali Hamenei, İran'a yönelik bir saldırı durumunda ABD'nin “kesinlikle ağır bir darbe alacağı” sözünü verdi.
EurAsian Times'ın İran medyasından aktardığı haberlere göre, ülkenin füze kuvvetleri yüksek alarm durumuna geçirildi ve fırlatılmaya hazır silahlar yeraltı tesislerine yerleştirildi.
İran Genelkurmay Başkanlığı da Tahran'ın “egemenliğine yönelik herhangi bir ihlalin sert bir yanıtla karşılanacağı aktif bir caydırıcılık seviyesine ulaştığını” teyit etti.
Haber sitesi, çatışma çıkması halinde İran ve müttefiklerinin Diego Garcia'daki ABD bombardıman uçaklarını hedef alabileceğine dair spekülasyonların arttığını öne sürdü.
Site, ABD'nin İran'a karşı geniş çaplı bir askeri harekat başlatma niyetinde olup olmadığının ya da bunun Tahran'ı baskı altına almak için tasarlanmış bir “gerilim tırmandırma politikası” stratejisi olup olmadığının belirsizliğini koruduğuna dikkat çekti.
EurAsian Times, her iki durumda da risklerin yüksek olduğunu ve ABD'nin Ortadoğu'daki hava savunma kapasitesini arttırmasının olası bir çatışmaya karşı ihtiyati bir yanıt gibi göründüğünü ekledi.
EurAsian Times, Patriot sisteminin seyir füzelerini, kısa menzilli veya taktik balistik füzeleri, uçakları ve insansız hava araçlarını tespit etmek, izlemek ve bunlara müdahale etmek için tasarlanmış mobil, yer tabanlı bir önleme sistemi olduğunu belirtti.
Haber sitesi, sistemin Ukrayna savaşı sırasında önem kazandığını ve hızları ve öngörülemeyen uçuş yolları nedeniyle karşı konulması zor olan Rus hipersonik füzelerini önlediğini belirtti. Patriot sistemleri aynı zamanda birkaç Rus Su-34 bombardıman uçağının düşürülmesinde de rol oynamıştı.
EurAsian Times'a göre, Patriot sistemi, sahip olduğu yetenekler göz önüne alındığında, konuşlandırılması halinde İran'ın Fetih-1 hipersonik füzelerine karşı koyabilir.
NBC'nin daha önceki haberinde Patriot bataryalarını tamamlayacak olan THAAD sisteminin Ortadoğu'ya yeniden konuşlandırılmasından da bahsediliyordu.
ABD'nin en gelişmiş füze savunma platformu olarak kabul edilen THAAD, İran'ın füze saldırısına yönelik benzer korkular nedeniyle Aralık 2024'ten bu yana İsrail'de konuşlandırıldı.