Yaklaşık 8 bin 300 yüksek teknoloji çalışanı, güvenlik ve siyasi belirsizlik nedeniyle İsrail’i terk etti; mevcut göç eğilimi ve istihdam eğrisi devam ederse, İsrail’in küresel teknoloji merkezlerinden biri olma pozisyonu risk altına girebilir.

YDH- İsrail İnovasyon Kurumu tarafından Pazartesi sabahı yayımlanan kapsamlı rapor, ülkenin yüksek teknoloji sektöründe son dönemde yaşanan çarpıcı insan kaybını gözler önüne serdi.
7 Ekim 2023’te başlayan İsrail’in soykırım savaşı sonrası dönemde yaklaşık 8 bin 300 yüksek teknoloji çalışanı bir yıl veya daha uzun süreliğine İsrail’i terk ederken bu sayı, sektördeki toplam çalışanların %2,1’ine denk geliyor.
Göçün arkasındaki temel nedenler olarak güvenlik kaygıları, siyasi belirsizlik ve ekonomik durgunluk öne çıkarken, uzmanlar durumu “alarm verici” olarak nitelendiriyor.
Aylık ortalama çıkışların 826 kişi düzeyine ulaştığı belirtilirken, en yüksek göç Ekim 2023’te bin 207 kişiyle kaydedildi; bu rakam, Ağustos 2023’teki 966 kişilik bir önceki zirveyi de geride bıraktı.
Rapora göre, bugün İsrailli yüksek teknoloji şirketleri yurt dışında yaklaşık 440 bin kişiyi istihdam ederken, bu sayı ülke içinde 400 bin civarında kaldı.
Özel sektör şirketleri (Waze, Gett, Sygnia gibi), çalışanlarının %56’sını; kamuya açık şirketler (Check Point, Nice, Wix gibi) ise %77’sini yurtdışında çalıştırıyor.
En dikkat çekici alanlardan biri ise pazarlama ve satış: Bu departmanlardaki çalışanların %75’i artık İsrail dışında görev yapıyor. Yalnızca 2024 yılı içinde İsrailli yüksek teknoloji şirketleri, yurt dışında 4 bin 500 Ar-Ge ve 2 bin satış/pazarlama personelini istihdam etti.
Sektörün anatomisi ilk kez bu kadar net
2022’den bu yana yüksek teknoloji sektöründeki istihdamda büyüme kaydedilmezken, 2024 yılında sektör ilk kez 5 bin kişilik net bir azalma yaşadı.
Üstelik yaklaşık 17 bin kişilik açık pozisyona rağmen, nitelikli iş gücü eksikliği giderilemedi. Sektördeki ücret farkı ise dikkat çekici boyutlara ulaştı. 2024 yılında yüksek teknoloji çalışanlarının ortalama maaşı 32 bin 300 NIS ile, ekonominin geri kalanındakilerin 2,8 katına çıktı.
Bu farkın, özellikle Ar-Ge kadrolarında maaşların artması ve destek pozisyonlarındaki istihdamın azalmasıyla büyüdüğü ifade edildi. Raporda, yönetim ve üretim pozisyonlarında – teknik eğitim gerektirmeyen görevlerde – çalışan sayısında belirgin bir düşüş yaşandığına dikkat çekildi.
Yeni iş fırsatlarının büyük çoğunluğu artık teknik bilgi ve eğitim gerektiren alanlarda yoğunlaşıyor. Bu da teknoloji sektörüne girişte yeni bir eşik oluşturuyor.
2023 yılında hükümetin tartışmalı yargı reformu girişimi, yüksek teknoloji sektöründeki beyin göçünü tetikleyen başlıca etkenlerden biri olarak gösterilmişti.
2024 itibarıyla devam eden savaş koşulları, finansman zorlukları ve yatırım ortamındaki belirsizlikle birleşince, sektör son yılların en derin krizlerinden biriyle karşı karşıya kaldı.
İstihdam durgun, ücretler uçurum gibi
New York Times’ın dikkat çektiği gibi, İsrail ekonomisinin itici gücü olan teknoloji sektörü; personel kaybı, sermaye daralması ve genel bir yavaşlama riskiyle karşı karşıya.
The Marker ise savaş nedeniyle şimdilik ertelenmiş olan yeni bir işten çıkarma dalgasının yolda olduğuna işaret ediyor.
Raporda ilk kez İsrail yüksek teknolojisindeki istihdam yapısı da detaylı biçimde ortaya kondu: Yaklaşık 400 bin çalışanın 250 bini özel ya da halka açık İsrailli şirketlerde, 90 bini çok uluslu firmalarda, 50 bini ise teknoloji hizmet şirketlerinde görev yapıyor.
Ancak bu yapının sürdürülebilirliği konusunda ciddi soru işaretleri mevcut.
İnovasyon Kurumu’nun raporuna göre, bugünkü göç eğilimi ve istihdam eğrisi devam ederse, İsrail’in küresel teknoloji merkezlerinden biri olma pozisyonu risk altına girebilir.