Irak'taki siyasi güçler, Umman'da yapılan ABD-İran müzakerelerini memnuniyetle karşıladı ve gerginliğin azalması yönündeki umutlarını dile getirdi. Bağdat, bu tür gerilimlerden en çok etkilenen taraf olduğunu vurgulayarak, Washington ile Tahran arasındaki herhangi bir barış adımını desteklediğini belirtti.

YDH - Irak'taki farklı siyasi güçler, ABD ile İran arasında Umman Sultanlığı'nda yapılan müzakere turunu memnuniyetle karşıladı ve bu görüşmelerin Irak arenasındaki gerginlik ihtimalini ortadan kaldıracak bir rahatlamayla sonuçlanmasını umut ettiklerini belirtti.
Hükümet kaynakları, el-Ahbar'a yaptığı açıklamada, Bağdat'ın her iki tarafla da temas hâlinde olduğunu ve Tahran ile Washington arasında barışa yönelik atılacak her adımı desteklediğini vurguladı.
Kaynaklar ayrıca Başbakan Muhammed es-Sudani'nin bu hafta Umman Sultanlığı'nı ziyaret edeceğini kaydetti.
Son aylarda, başta Umman Sultanlığı ve Katar olmak üzere bölgesel tarafların arabuluculuğunda gerilimi azaltmaya yönelik karşılıklı bir istek olduğuna dair işaretler ortaya çıkmaya başladı.
Diplomatik kaynaklara göre müzakereler, İran'ın nükleer programı, Irak ve Suriye'deki ABD güçlerinin güvenliğinin sağlanması ve bunun karşılığında Tahran'a yönelik yaptırımların hafifletilmesi gibi çeşitli konulara odaklanıyor.
Dikkat çekici bir şekilde, Tahran veya Washington'a yakınlığıyla bilinenler de dahil olmak üzere Iraklı tarafların çoğunluğu, Irak'ı yeni gerginlik dalgalarından koruma arzusuyla olası yakınlaşmayı memnuniyetle karşıladı.
Gözlemciler, istikrarlı İran-ABD ilişkilerinin Irak'taki güvenliği doğrudan etkilediğini ve hükümete uluslararası baskılardan ve saflaşmalardan uzak, ülke içinde hareket etmek için daha geniş bir alan sağladığını belirtiyor.
Tahran açısından Irak, gerek siyasi ilişkiler gerekse silahlı gruplara verilen doğrudan destek aracılığıyla Orta Doğu'daki nüfuzu için hayati bir alan olmasının yanı sıra siyasi, ekonomik ve güvenlik açısından stratejik bir derinlik ifade ediyor.
Bu bağlamda Nuceba Hareketi Siyasi Büro Üyesi Mehdi el-Kaabi, el-Ahbar'a yaptığı açıklamada, ABD ile İran arasında bir savaş çıkmasının bölgeyi ve özellikle İran'la uzun sınırlara sahip komşu ülke olması nedeniyle Irak'ı etkileyeceğini belirtti.
El-Kaabi, "Bu müzakerelerin başarılı olması, sükunete ve çatışmadan kaçınmaya yönelik önemli bir dönüm noktası teşkil ettiği için Irak'ın çıkarınadır," dedi.
El-Kaabi, "Taraflar arasında bir uzlaşı, iletişim ve iyi niyet olursa, istikrar sağlanacak ve gerçekleşmesi hâlinde ciddi sonuçları nedeniyle bölgeyi mahvedecek bir savaştan uzaklaşılacaktır," diye ekledi.
Washington açısından ise Irak, İran'ın yayılmasını kontrol altına almak için stratejik bir alan ve çıkarları için önemli bir lojistik merkez konumunda bulunuyor.
Dolayısıyla müzakerelerin başarılı olması, ABD güçlerini ve tesislerini güvende tutacak.
Gazeteye konuşan uluslararası İlişkiler Profesörü Ali eş-Şemmari, "Müzakerelerin başarılı olması, Irak'ta daha istikrarlı bir ortam yaratacak, ABD çıkarlarına yönelik saldırıların sıklığını azaltacak ve rakip bölgesel eksenlere bağlı güçler arasındaki iç gerilimi sınırlayacaktır," değerlendirmesinde bulundu.
Eş-Şemmari ayrıca, uluslararası ortakların ülkenin istikrara doğru gittiğini hissetmeleri durumunda, bunun daha fazla uluslararası yatırımın önünü açmasını beklediğini ifade etti.
Emekli Korgeneral İmad ez-Züheyri de Irak'ın sükunet ve gerginliği azaltma yönündeki tüm kanalları kullandığını, eksen siyasetinden kaçındığını ve savaş dilinden uzak durduğunu kaydetti.
Ez-Züheyri, "İran-ABD müzakereleri sadece Irak'ı değil, genel olarak bölgeyi etkileyecektir ve başarılı olması durumunda Irak üzerinde büyük bir etkisi olacaktır," dedi.
Ayrıca ez-Züheyri, "Müzakereler, tüm tarafların savaşların faydasız olduğunu ve gerginliğin herkese zarar vereceğini anlamasının ardından geldi. Bu nedenle Irak, müzakerelerin kendisine olumlu yansımasını ve hükümeti ve güçlü güvenlik aygıtları aracılığıyla güçlü konumuna geri dönmesini umuyor," diye ekledi.