Colani ile temas kurmuş kişiler arasında yer aldığını söyleyen Moshe Dayan Merkezi'nde Suriye Araştırmaları Forumu Başkanı Nir Boms, 15 yıldır Suriyelilerle konuştuğunu ve İsrail'in 5 binden fazla Suriyeliyi hastanelerinde tedavi ettiğini belirtti.

YDH- The Jerusalem Post’ta yer alan habere göre, Tel Aviv'deki Moshe Dayan Merkezi'nde Suriye Araştırmaları Forumu Başkanı Nir Boms, The Media Line’a yaptığı açıklamada, "İsrailliler, sanılandan çok daha iyi şekilde Suriyelileri tanıyor ve üzerine inşa edilecek bir temelimiz var," dedi.
Suriyeli üst düzey yetkililere göre, HTŞ lideri Colani, İsrail ile ilişkileri normalleştirme olasılığını “keşfetmeye” açık olduğunu belirtti.
Açıklamalar, bu ayın başlarında Şam'da ABD Temsilcileri Marlin Stutzman ve Cory Mills ile yapılan bir görüşmede yapıldı ve ilk kez Bloomberg News tarafından duyuruldu.
HTŞ rejimi kaynakları, The Media Line’a bu bilgiyi doğrulayarak, “herhangi bir normalleşme sürecinin Suriye’nin birliği ve tam egemenliğini koruması” gerektiğini vurguladı.
Bölgedeki son değişimlerin Şam’ın hesaplamalarını etkilediğini belirten Boms şunları söyledi: “Bu gelişmeler yalıtılmış bir şekilde olmuyor. Artık 7 Ekim sonrası bir gerçeklikte yaşıyoruz. İran ekseni zayıfladı. İran’ın vekillerine karşı başlatılan karşı saldırılar Hizbullah’ı zayıflattı. Suriye şimdi farklı bir noktada ve İran baskı altında. Yıllarca dışlanan muhalefetin de şimdi sesini yükseltme şansı var."
The Jerusalem Post’a göre, Colani, ABD heyetiyle yaptığı görüşmede, "Şam’ın İbrahim Anlaşmaları’na açık olduğunu" belirtti.
Temsilci Stutzman’a göre, Colani, Suriye'nin toprak bütünlüğünü zedeleyecek herhangi bir siyasi düzenlemeyi kesin bir dille reddetti. Ayrıca, İsrail’in Suriye topraklarındaki hava saldırılarına son verilmesini, bu saldırıların bölgesel gerilimi artırdığını ifade etti.
“Bölgesel dinamiklerin” nasıl değiştiğine de dikkat çeken Boms şöyle devam etti: "1948’de İsrail dört Arap ülkesiyle savaşmıştı. 2023-2025 Gazze savaşında ise birçok cephede savaştık, ama bunlar Arap devletleri değildi. Tek bir Arap ülkesi bile büyükelçiliğini kapatmadı. Birçoğu İran füzelerini engellememize yardım etti. Bu, değişimin açık bir göstergesi."
İşgal rejiminin Savunma Bakanlığı’ndan üst düzey bir yetkili, son on yılda İsrail’in stratejisinin “İran’ın Suriye’deki kökleşmesini önlemek ve Hizbullah’tan gelen tehditleri etkisiz hale getirmek” olduğunu belirtti. Bu hedefler doğrultusunda İsrail, Suriye’de İran bağlantılı yüzlerce hedefe hava saldırısı düzenledi.
Gazete, İsrail makamlarının, Colani’nin açıklamalarına henüz kamuoyu önünde yanıt vermediğini ancak Tel Aviv’in, Şam’daki gelişmeleri yakından izlediğini kaydetti. The Jerusalem Post’a göre, özellikle, “Beşşar Esed yönetiminin düşüşü sonrası oluşan yeni güç dengeleri ışığında diplomatik bir kanalın açılabileceğini” ileri sürdü.
Boms, Suriye’nin kuzeybatısındaki silahlı gruplarda da “değişim işaretleri” gözlendiğini kaydetti. "Colani ile temas kurmuş kişiler arasında yer alıyorum. Bazı liderlerin daha pragmatik bir çizgiye yöneldiğini düşünüyorum," dedi.
Gazete, bazı Suriyeli siyasi aktörlerin, Colani’nin “barışa açık yaklaşımını memnuniyetle karşılarken, diğerlerinin temkinli davrandığını” iddia etti.
Boms, İsrail ve Suriyeliler arasında yıllardır temasların sürdüğünü belirtti: "15 yıldır Suriyelilerle konuşuyorum, evimde ağırladıklarım oldu. Bu ilişkiler çok önemli," dedi. İsrail'in 5 binden fazla Suriyeliyi hastanelerinde tedavi ettiğini ve “İyi Komşuluk Operasyonu” kapsamında binlercesine yardım sağladığını hatırlattı.
Jerusalem Post’a göre, Şam için normalleşme, “bölgesel ve uluslararası izolasyonu sona erdirme, dış yatırım çekme ve yeniden yapılanmayı hızlandırma fırsatı” sunuyor. İsrail içinse, “İran etkisinin azaltılması, Golan Tepeleri'nde kalıcı ateşkes ve Suriye'yi ABD destekli bir bölgesel güvenlik ağına entegre etme potansiyeli” taşıyor.
Sürecin “sabır ve netlik” gerektirdiğini vurgulayan Boms, "Normalleşme zaman almalı. Bu güven inşası meselesi. Yeni Suriye liderliğinin nerede durduğunu, ne kadar güce sahip olduğunu henüz tam bilmiyoruz," dedi.
Gazeteye göre, “Golan Tepeleri’nin statüsü, İran'ın Suriye'deki varlığı ve Filistin meselesindeki duraksamalar, büyük engeller” olarak sıralanıyor. Ayrıca, Rusya ve İran gibi Suriye’nin geleneksel müttefiklerinin normalleşmeye direneceği tahmin ediliyor.
Boms, bölgedeki uzun süreli çatışmanın insanlarda pragmatizm duygusunu artırdığını söyledi. "Radikallerin kontrol ettiği yerlerde kan dökülüyor. Bu durum, insanları ilerleme, refah ve kalkınmaya hasret bıraktı," dedi.
HTŞ rejimi yetkililerinin, “diplomatik olarak ülkeyi yeniden konumlandırmaya kararlı göründüklerini” söyleyen Jerusalem Post’a göre, “Bu yaklaşım eğer somut bir stratejiye dönüşürse, Arap-İsrail ilişkilerinde tarihi bir dönüm noktası yaşanabilir.”
Boms, geçmişteki “barış anlaşmaları” ile şimdiki yaklaşımları karşılaştırarak, "Ürdün ve Mısır barış anlaşmaları imzaladı ama halklar arasında gerçek bir barış inşa edilmedi. BAE ve Fas ise farklı bir yöntem izledi. Suriye ile de uzun vadeli bir halklar arası süreç inşa etmeliyiz," dedi.
Boms, bu diplomatik sürecin arkasındaki “büyük vizyonu” şöyle özetledi: "Direniş eksenini zayıflatıp, 'rönesans ekseni' kurmak mümkün. Suudi Arabistan, BAE, Ürdün gibi bölgesel ortaklarla bağlantı kurmak bu vizyonun parçası. İsrail ve ABD’nin burada rolü büyük."
Bugün Reuters'ta yer alan habere göre, HTŞ rejimi, ABD'nin, yaptırımların “kısmi” olarak kaldırılmasına ilişkin koşullarına yazılı yanıt verdi ve bunların çoğunu yerine getirdiğini, ancak bazılarının Washington ile "karşılıklı mutabakat" gerektirdiğini belirtti.
En dikkat çeken ifade ise, "Suriye topraklarının İsrail dahil hiçbir taraf için tehdit kaynağı olmayacağı" taahhüdü oldu.