Suudi Arabistan’ın Lübnan’daki Şii toplumu izole etme stratejisinin bir parçası olarak, ülkedeki siyasi gerginliklerin arttığı belirtiliyor. Öte yandan Samir Caca sahadaki kilit aktör olarak öne çıkıyor.

YDH- El-Ahbar'ın haberine göre, ABD'nin Orta Doğu Özel Temsilci Yardımcısı Morgan Ortagus'un Lübnan'daki temasları sırasında diğer siyasi liderleri dışarıda bırakarak yalnızca Lübnan Güçleri lideri Samir Caca ile görüşmesi, direnişin silahlarına karşı tutumunun ABD-Suudi Arabistan-İsrail üçlüsü tarafından açıkça onaylandığı mesajını taşıyor.
Konuyu yakından takip eden kaynakların aktardığına göre, bu ziyaret aynı zamanda Semir Caca'nın, Hizbullah karşıtı cephede en üst düzey lider ve direnişe karşı düzenlenecek saldırıların başlıca koordinatörü olarak konumlandırıldığını hem iç kamuoyuna hem de uluslararası çevrelere göstermek amacıyla planlandı.
Haberde, bu görüşmenin tesadüfi olmadığı tam tersine Caca'ya verilen rolün ve beklentilerin açık bir ilanı olduğu vurgulandı.
Habere göre, Samir Caca, Marab'daki liderlik merkezinde yalnızca halktan değil, Başbakan dahil diğer siyasi figürlerden de özellikle "rahatsız edilmemesi" talep edilerek konumlandırıldı.
Riyad yönetiminin Nevaf Selam'a alternatif olarak Fuad Mahzumi'yi desteklemeye başlamasıyla birlikte, Başbakan'ın konumunu korumak adına Caca ile tarafsız bir zeminde buluşturulabileceği ihtimali de gündeme geldi.
Son haftalarda, İsrail’in İran’dan Irak, Suriye ve Lübnan’a doğru genişleyen saldırı dalgasıyla birlikte Marab'da siyasi söylemler daha da sertleşti.
El-Ahbar'a göre Caca, İsrail’in bölgesel planlarını destekler şekilde, Lübnan’daki siyasi çatışmaları körüklemeye kararlı.
Görünürde Hizbullah'ın silahsızlandırılması hedefi öne çıksa da Suudi Arabistan’ın talebi doğrultusunda Lübnan’daki Şii toplumu izole etmeye yönelik daha geniş kapsamlı bir strateji de devrede.
İsrail Kanal 11'den bir işgal yetkilisinin açıklamaları, İsrail'in bölgedeki askeri ve siyasi stratejisine dair önemli ipuçları sunarken, Lübnan iç siyasetinde yeni gerilimlerin habercisi olarak değerlendiriliyor.
İsrailli yetkili, Lübnan'da Hizbullah'a karşı yeni grupların oluşturulduğunu ve bu sürecin kasıtlı olarak kamuoyuna duyurulduğunu açıkladı.
Yetkili, bu adımın İsrail'in bölgedeki stratejik başarılarından biri olduğunu belirterek, "İsrail'in yaptığı şey, Lübnan halkına yardım etmektir" ifadelerini kullandı.
İsrail'in Lübnan'a yönelik hava saldırılarının, ülkede Hizbullah'ın silahsızlandırılması tartışmalarının gölgesinde gerçekleştiğini vurgulayan yetkili, "Biz Hizbullah'a ne kadar çok saldırırsak, Lübnanlılar da Hizbullah'a karşı o kadar başarılı olacaktır" dedi.
İsrail'in yürüttüğü operasyonların, Lübnan'da Hizbullah karşıtı hareketlere ivme kazandırdığını savunan yetkili ayrıca, Lübnan üzerindeki Amerikan etkisine de dikkat çekerek, "Lübnan ordusunun maaşlarını Amerikalılar ödüyor. Dolayısıyla Amerikalıların büyük bir baskı kapasitesi var" ifadelerini kullandı.
İsrail'in Lübnan'daki operasyonlarının, Amerikan yönetimiyle tam bir koordinasyon içinde yürütüldüğünü belirten işgal yetkilisi bu yöntemlerin gelecekte Gazze'de de uygulanabileceğine işaret etti.