İsrail'in Lübnan'ı iç savaşa sürükleme planı

img
İsrail'in Lübnan'ı iç savaşa sürükleme planı YDH

İsrail'in Dahiye'yi düzenlediği saldırının ardından Lübnan'da iç savaş endişeleri arttı. Washington'un saldırıdan Lübnan ordusunun önceden haberdar olduğu yönündeki iddiaları ordu tarafından yalanlanırken, Hizbullah saldırının ABD onayıyla gerçekleştiğini ve siyasi amaç taşıdığını belirtti. Lübnan ordusu komutanı güneyi ziyaret ederken, ülkede yeniden imar ve yerel seçim tartışmaları sürüyor.




YDH - Ed-Diyar gazetesinin haberine göre, İsrail'in Beyrut'un güneyindeki Dahiye'ye düzenlediği son saldırının ardından bölgede hayat normale dönse de, İsrail kaynaklı sızıntılar Siyonist rejimin Lübnan'ı bir iç savaşa sürükleme niyetini ifşa etti.

Lübnanlı yetkililer, İsrail'in ABD'nin baskısını ve örtülü desteğini kullanarak direnişin tabanı ile Lübnan ordusu arasındaki bölünmeleri derinleştirmeye çalıştığı görüşünde.

Lübnan ordusu ise saldırıdan önceden haberdar olduğu yönündeki "şüpheli söylentileri" kesin bir dille yalanladı.

İsrail hükümeti, Dahiye'ye yönelik hava saldırısını ABD ile koordine ettiğini ve Washington'un saldırıya itiraz etmediğini açıklayarak Lübnan devletini zor durumda bırakmayı amaçladı.

Bu açıklama, Lübnan Cumhurbaşkanı Jozef Aun'un, anlaşmanın garantörleri olarak Washington ve Paris'e İsrail'in ihlallerini durdurmaları yönünde çağrı yapmasının hemen ardından geldi.

Hizbullah Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım, saldırının askeri veya güvenlik gerekçesi olmadığını, tamamen siyasi olduğunu belirtti.

Kasım, saldırının Lübnan ve direniş üzerinde baskı kurmak amacıyla belirli siyasi kuralları dayatmayı hedeflediğini söyledi.

Kasım, "Saldırının özelliği ABD onayıyla gelmesidir, bu çok tehlikeli bir durumdur," dedi.

Ateşkes Denetleme KOmitesi Başkanı Amerikalı General Jasper Jeffers, bugün Beyrut'a dönerek üç başkanla görüştü, İsrail'in de Lübnan hava sahası ve karasularına yönelik ihlalleri devam ediyor.

Dün akşama kadar kaydedilen ihlal sayısı 3 bini aştı.

Washington'un iddiaları ve ordunun yalanlaması

Washington yönetimi, İsrail'in yalanlarını destekler nitelikte, Amerikalı kaynaklara dayandırılan ve çeşitli medya organları tarafından yayılan bilgiler sızdırdı.

Bu bilgilere göre, Lübnan ordusu saldırıdan önceden haberdardı ve Amerikalıların ilettiği, hedef alınmadan önce bölgeye girip arama yapılması yönündeki İsrail talebine, Hizbullah'ın onaylamaması nedeniyle yanıt vermemişti.

Askeri kaynaklar, ordunun saldırıdan önceden haberdar olduğu yönündeki Amerikan iddialarını yalanladı.

Kaynaklar, ordunun durumdan İsrail'in uyarısının ardından medya aracılığıyla haberdar olduğunu vurguladı.

Aynı kaynaklar, hedeflenen yerin hassas füze deposu olduğu iddialarını da reddederek, "Eğer İsrail iddiaları doğru olsaydı, bölgede büyük bir yıkım meydana gelirdi ki bu gerçekleşmedi," ifadelerini kullandı.

Konuyla ilgili bilgi sahibi kaynaklar, saldırı bölgesinde ordu ile Hizbullah arasında herhangi bir yanlış anlaşılma yaşanmadığını, saldırı sonrası sahada yaşananların yüksek koordinasyon ve alışılagelmiş bir uyum içinde gerçekleştiğini belirtti.

Önde gelen siyasi kaynaklara göre, Dahiye saldırısı, İsrail'in müdahalesini ABD'nin İsrail'e verdiği garantiler çerçevesinde fiili bir duruma dönüştürme amacı taşıyor ve bir mesajdan çok daha fazlasını ifade ediyor.

Kaynaklar, saldırının sadece güvenlik ve sosyal istikrarı engelleme ve Hizbullah tabanını kışkırtma amacı taşımadığını, aynı zamanda Cumhurbaşkanı Aun'un Hizbullah'ı silahsızlandırma konusundaki yaklaşımını onaylamadığına dair bir mesaj olduğunu belirtti.

İsrail'in hareket serbestisini korumak ve Lübnanlılar arasında saldırıların durmayacağı hissini canlı tutmak istediği ifade ediliyor.

İsrail ne planlıyor?

Aynı çevrelere göre İsrail'in niyeti, Dahiye'yi bombalayacağını önceden Washington'a bildirdiğini kasıtlı olarak vurgulamasında yatıyor.

İsrail'in, "Dahiye'nin bir daha Hizbullah için güvenli bir sığınak olmayacağını veya partinin herhangi bir tehdit oluşturacak şekilde gücünü yeniden kazanmasına izin verilmeyeceğini taahhüt ettiği" belirtiliyor.

Bu yolla İsrail'in, Cumhurbaşkanı Aun ve Başbakan Nevaf Selam'ın güvendiği Amerikan yönetiminin, genişlemesi ve tırmanması muhtemel bu saldırılara "yeşil ışık" yaktığını Hizbullah tabanına göstermek istediği yorumları yapılıyor.

Cumhurbaşkanı Aun, Siyonist rejimin açıklamasından önce Fransız Senatosu heyetine, "Silahların Lübnan devleti kontrolünde toplanması kararı alınmıştır ve savaş diline geri dönülmesine izin verilmeyecektir," demiş ve "Ateşkesin garantörleri olan Fransa ve ABD'den İsrail'i saldırılarını durdurmaya zorlamalarını istiyorum," diye eklemişti.

Diğer yandan İsrail hükümetinin, Lübnan'ı başlangıcı Lübnan ordusu ile direniş arasında fitneyi körüklemek olan bir iç savaşa sürüklemek istediği açıkça görülüyor.

Bu nedenle önümüzdeki dönemin çok hassas olduğu, iç gerilimi artırmak amacıyla ABD-İsrail baskılarının artacağı belirtiliyor.

Gergin bir ortam yaratarak iç çatışma kıvılcımına zemin hazırlamanın, iç sorunları ve Gazze'deki yıpratma savaşıyla boğuşan İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu için uygun bir çıkış yolu olabileceği değerlendiriliyor.

Ayrıca, İran-ABD müzakerelerindeki olumlu havanın Netanyahu üzerinde baskı oluşturduğu, İsrail ordusunun ise geniş çaplı bir savaşa hazırlığını engelleyen yapısal zayıflıklar yaşadığı ifade ediliyor.

İsrail ordusundaki zafiyet

Bu bağlamda, emekli İsrailli General İzak Brik, piyade, zırhlı birlikler, istihkam, topçu ve düzenli ordu birliklerinin profesyonel seviyesinin yanı sıra yedek birliklerin seviyesinin de şüpheli olduğunu belirtti.

Brik, "Düzenli birliklerdeki eğitim programı çok sınırlı, yılın çoğu günü operasyonel faaliyetlere ve eğitimle doğrudan ilgili olmayan çeşitli faaliyetlere ayrılıyor," değerlendirmesini yaptı.

Brik ayrıca, "Erkekler için zorunlu askerlik süresinin kısaltılması, insan gücünde önemli bir eksikliğe yol açtı. Bu durum yedek birliklerin çoğuna yansıdı, eğitimleri durdu. Gazze'deki savaşa giden bazı birlikler beş yıldır eğitim görmemişti. Her tankta, asker taşıyıcıda ve komuta merkezlerinde bulunan kontrol ve denetim sistemi gibi, savaşın yönetilmesini zorlaştıran yeni savaş araçları benimsenmedi. Acı sonuç, bu sistemin önlemeyi amaçladığı birlikler arasında koordinasyon eksikliği oldu, bu da dost ateşiyle çok sayıda ölü ve yaralıya yol açtı," şeklinde konuştu.

Brik, "İsrail ordusu bir buçuk yıldır savaşıyor ve düzenli ve yedek hizmetteki muharip birlikler, gelecekteki bölgesel bir savaş için bu dönemde eğitim almadı. Bu tür bir savaş, dağlık arazi, açık arazi ve işbirliği gibi farklı özelliklere sahip farklı sektörlerde yüksek profesyonel kabiliyet gerektiriyor. Mevcut savaş yerleşim bölgelerinde gerçekleşti. Bu savaş, savaşçıları gelecekte farklı özelliklere sahip olacak, örneğin Mısırlılar, Türkler ve Suriyeliler karşısında açık alanlarda savaşmak veya Lübnan'da olduğu gibi düşman topraklarının derinliklerine karadan girerken dağlık bir bölgede savaşmak gibi çatışmalara hazırlamıyor," diye ekledi.

Kasım: Hükümetin çabaları yetersiz

Bu arada Şeyh Naim Kasım, Cumhurbaşkanı Aun ve Başbakan Selam'ın saldırıya karşı tutumlarını takdir etmekle birlikte, "Washington'a Lübnan'ın saldırganlık durmadan ayağa kalkamayacağını anlatmak için temasların yoğunlaştırılması ve sesin yükseltilmesi" çağrısında bulundu.

Kasım, "Amerika'nın çıkarları var ve bu şekilde gerçekleşemez. İstikrar Lübnan'ın ve başkalarının da çıkarınadır," dedi.

Şeyh Kasım, "Lübnan devletinin hareketliliği hâlâ istenen seviyenin altında," diyerek, "Saldırganla işbirliği yapan ABD Büyükelçisi'nin çağrılması, Güvenlik Konseyi'ne gidilmesi ve saldırılar meselesinin Bakanlar Kurulu'nda öncelik haline getirilmesi yoluyla etkili bir diplomatik hareketlilik sağlanmalı," talebinde bulundu.

Kasım, "Öncelik güvenlik ve kurtuluşun sağlanması olmalı, Hizbullah kendisinden istenen her şeye bağlı kalmıştır," dedi ve içeride fitne isteyen bazı kesimleri uyararak, "Tehlikeli bir dönemeçteyiz," diye ekledi.

Kasım, İsrail'in hedeflerinin açık olduğunu belirterek, "Lübnan'ı kontrol etmek, Lübnan topraklarında yerleşimler kurmak ve iskan politikası uygulamak istiyorlar. Bu yüzden Lübnan'da İsrail lehine herhangi bir taviz vermeyeceğiz ve Lübnan'ın gücünden, Lübnan ordusunun gücünden vazgeçmeyeceğiz," dedi.

"Neden bu gevşeklik? Neden Amerikalılardan korkuluyor?" diye soran Kasım, "Lübnan devletine sesleniyorum: Ey devlet, ayaklarının üzerinde dur," ifadelerini kullandı.

Bunun yanı sıra Şeyh Kasım, devletin yeniden imar konusunda geciktiğini belirterek, "Hükümet neden bir plan hazırlamakta gecikti?" diye sordu ve "Anlaşma yeniden imara bağlıdır," dedi.

Kasım, yaşananların vatandaşlıkta ayrımcılık ve ülkedeki ana bileşenlerden birinin fakirleştirilmesi anlamına geldiğini ifade ederek, "Bu insanlar görmezden gelinirse işler yürümez," dedi.

Kasım, Hizbullah'ın 350 bin onarım ve barınma dosyasını tamamladığını belirtti.

Sahada ise İsrail'e ait bir insansız hava aracı (İHA) Aytarun kasabasında Cemil Avada istasyonu yakınlarındaki açık araziye hava saldırısı düzenledi, saldırıda can kaybı yaşanmadı.

Dün öğleden sonra 3 İsrail İHA'sı başkent Beyrut ve güney banliyösü üzerinde alçak irtifada uçuş yaptı.

Ayrıca İsrail'e ait bir İHA, Aramun ve Halde üzerinde alçak irtifada uçtu ve Şebaa kasabasının güneyindeki Bereket en-Nakkar civarında bir çobanın yakınına ses bombası attı, olayda yaralanan olmadı.

Ordu komutanı güneyde

Bu sırada Lübnan Ordusu Komutanı General Rudolf Heykel, Merceyun'daki François el-Hac Kışlası'nda bulunan 7. Piyade Tugayı Komutanlığı'nı ziyaret etti.

Subaylar ve askerlerle görüşen Heykel, çabalarının hem içerideki Lübnanlılara hem de uluslararası topluma bir mesaj olduğunu vurguladı.

Heykel, "Lübnan'ın farklı aidiyetlerden tüm evlatları için nihai bir vatan olduğunu kanıtlıyorlar ve vatan topraklarında görevlerini eksiksiz yerine getiriyorlar, ülkelerinin bayrağını tereddütsüz koruyorlar," dedi.

Askerlere hitaben, "Ordunun rolü vatanın devamı için temel ve hayatidir, hiçbir şey bizi görevimizi yapmaktan alıkoyamaz," diye konuştu.

General Heykel ayrıca, Hıyam bölgesindeki tugaya bağlı ileri bir sınır gözetleme noktasını ziyaret ederek birliklerin operasyonel konuşlanmasını ve uluslararası kararların uygulanmasına yönelik aralıksız çalışmaları yerinde inceledi.

Belediye seçimleri

Belediye seçimleri konusunda ise İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanlığı'nda Belediye ve Muhtarlık Seçimleri Merkezi Operasyon Odası, Başbakan Selam ve İçişleri Bakanı Ahmed el-Haccar'ın katılımıyla faaliyete geçti.

Bakan Haccar, İçişleri Bakanlığı'nın belediye seçimlerine hazır olduğunu ve zamanında yapılması gerektiğini belirterek, "Sahada etkin güvenlik güçlerimiz ve ordumuz var," dedi.

Başbakan Nevaf Selam ise belediye ve muhtarlık seçimlerinin belirlenen tarihte yapılacağını teyit ederek, "Bu anayasal ve demokratik bir haktır ve hükümet bu seçimleri düzenlemeyi taahhüt etmiştir," ifadesini kullandı.

İçişleri Bakanlığı'na yaptığı ziyaret sırasında bakanlıkta yaptığı incelemenin ardından bakanlığın seçim sürecini denetlemeye tamamen hazır olduğunu gördüğünü açıkladı.

Seçimlerin güvenli bir şekilde yürütülmesini sağlamak için alınan güvenlik ve lojistik önlemleri öven Selam, "Bu adım Lübnan'daki demokratik süreci güçlendiriyor," ifadelerini kullandı.