Suriye’de çoğunlukla Dürzilerin yaşadığı bölgelerde devam eden ölümcül çatışmaların ortasında, İsrail rejimi, bu olaylara doğrudan askeri olarak müdahil olduğunu kabul etti.

YDH- İsrail, Suriye topraklarında, sözde Dürzî topluluğuna saldırı hazırlığında olduğu iddia edilen bir "aşırılık yanlısı grubu" hedef alarak bir hava saldırısı gerçekleştirdiğini duyurdu.
Çarşamba günü Şam yakınlarındaki Dürzî nüfusun yoğun olduğu bölgelerde artan şiddet olayları sırasında gerçekleştirilen bu saldırı, İsrail'in daha önce bu azınlık grubunu koruma sözü vermesinin ardından geldi.
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ve Savaş Bakanı Israel Katz ortak açıklamalarında, bu saldırının Şam’ın güneyinde yer alan Sehnaya kasabasındaki Dürzîlere yönelik saldırılarını sürdürmeye hazırlanan "aşırılık yanlısı grubu" hedef aldığını belirtti.
Açıklamada, "Aynı zamanda, Suriye rejimine bir mesaj iletildi. İsrail, Dürzilere zarar verilmesini engellemesi için harekete geçmesini beklemektedir." ifadeleri yer aldı.
Ancak, Sehnaya’dan Reuters'a konuşan Heyet Tahrir eş-Şam örgütünün 'içişleri bakanlığı' sözcüsü, herhangi bir saldırının yaşandığına dair bir emare bulunmadığını söyledi.
Bu arada, İsrail Bakanı ve kabine üyesi Eli Cohen, İsrail'in işgal dışındaki Dürzilere saldırı yapılmasına seyirci kalmayacağını vurguladı.
İsrailli gazeteci Amir Segal ise, İsrail’in Suriye’ye askeri müdahalede bulunduğunu ve bunu “Dürzî topluluğunu korumak” amacıyla yaptığını kabul etti.
Çatışmaların bilançosu artıyor
Çarşamba günü erken saatlerde Suriye Sağlık Bakanlığı, Şam kırsalındaki Eşrefiye Sehnaya kasabasında yaşanan çatışmalarda aralarında Genel Güvenlik Müdürlüğü mensuplarının da bulunduğu 11 kişinin hayatını kaybettiğini, çok sayıda kişinin de yaralandığını açıkladı.
Bu tırmanış, bir gün önce Suriye makamları ile Dürzî dini liderleri arasında düzenlenen, tansiyonu düşürmeye yönelik toplantıya rağmen gerçekleşti.
Şam’daki güvenlik kaynakları SANA’ya verdiği bilgiye göre, Eşrefiye Sehnaya bölgesinden gelen silahlı ve "kanun dışı" gruplar, Salı akşamı Genel Güvenlik Müdürlüğü'ne ait bir kontrol noktasına saldırarak üç subayı çeşitli derecelerde yaraladı.
Aynı zamanda başka gruplar, çevredeki tarım arazilerine yayılarak sivil araçlara ve Genel Güvenlik Müdürlüğü'ne ait taşıtlara ateş açtı; olaylarda altı kişi öldü, çok sayıda kişi yaralandı.
HTŞ 'içişleri bakanlığı', “Bu suçlularla mücadele etmekten çekinmeyeceğini ve Suriye’yi istikrarsızlaştırmaya çalışan herkesi demir yumrukla ezeceğini” vurguladı.
Yerel medya, güvenlik güçlerine ait konvoyların Eşrefiye Sehnaya’ya gönderildiğini ve burada düzenin yeniden sağlanmasının ve kontrol noktalarına saldıran grupların yakalanmasının hedeflendiğini bildirdi.
İsmini vermek istemeyen bir güvenlik kaynağı, güvenlik güçlerinin Eşrefiye Sehnaya bölgesinde kapsamlı bir tarama operasyonu başlattığını ve burayı güvenlik güçlerine ve yerel halka yönelik “terör eylemlerinin” merkezi haline getiren yasa dışı grupların yakalanmasının hedeflendiğini aktardı.
Bu arada, Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, çatışmaların hükümete bağlı silahlı kişiler ile bölgede yaşayan bazı Dürzîler arasında yaşandığını bildirdi.
Çatışmaların Eşrefiye Sehnaya yerleşim bölgesinde yoğunlaştığı ve Arap Bankası çevresi ile kasaba girişine kadar yayıldığı, güvenlik kontrol noktalarına saldırılar ve taraflar arasında yoğun ateş alışverişi yaşandığı aktarıldı.
Bunun üzerine, Şam'daki HTŞ rejimi bölgede saat 17:00’ye kadar sokağa çıkma yasağı ilan etti.
Sivil gazeteci ve aktivist Ravad Balan, el-Meyadin’e verdiği demeçte, Suriye’nin her bölgesindeki halkın "sahada neler olabileceği konusunda kaygılı ve endişeli" olduğunu belirtti.
Suriye’deki Dürziler için uyarı
Dikkat çeken bir gelişmede, işgal altındaki Suriye Golan Tepeleri'nde yaşayan bazı Dürzîler, Şam kırsalındaki Eşrefiye Sehnaya’daki ölümcül çatışmalar sonrası dayanışma amacıyla Suriye sınırındaki ayırıcı çiti aşarak Suriye tarafına geçti.
Bu sırada, işgal altındaki Filistin topraklarında yaşayan Dürzî topluluğunun ruhani lideri Şeyh Muvaffak Tarif, Suriye’deki Dürzî köylerini hedef alan "yaklaşan bir katliamı" önlemek adına İsrail ordusunun "acil müdahalesi" çağrısında bulundu. Bu açıklama, artan mezhepsel şiddet korkularının ortasında geldi.
Bu gelişmeler, bir gün önce yakınlardaki Ceramana kentinde yerel silahlı gruplar ile hükümet yanlısı güçler arasında yaşanan ve her iki tarafta da can kaybıyla sonuçlanan çatışmaların hemen ardından yaşandı. Yeniden tırmanan gerginlik, daha büyük bir mezhep çatışması riskini gündeme taşıdı.
Olayların, sosyal medyada Dürzî bir din adamına ait olduğu iddia edilen ve Peygamber Muhammed’e hakaret içeren bir ses kaydının dolaşıma girmesiyle tetiklendiği bildirildi. Bu durum, halk arasında büyük öfkeye yol açtı ve çatışmalara dini bir boyut kattı.
Dürzî dini liderleri, söz konusu ifadeleri hızla kınayarak bunların toplumsal bölünmeyi körüklemeyi amaçlayan kışkırtıcı girişimler olduğunu söyledi. Ancak bu açıklamalara rağmen silahlı gruplar, başkentin güneyindeki Dürzî yoğunluklu bölgelere saldırılar düzenledi.
‘Kan dökülmesinden otorite sorumlu’
Süveyda Askeri Konseyi, “Eşrefiye Sehnaya kentini hedef alan terörist tırmanışı” şiddetle kınadı ve "Dürzî toplumumuzdan dökülen her bir damla kandan" ve masum sivillerin süregelen acılarından fiili otoriteyi doğrudan sorumlu tuttu.
Konsey yaptığı açıklamada, "Bu tarafların suç ortaklığı ve sessizliği, bize karşı yapılan tahriklerin ve suçların açık bir ortağıdır. Bu, tüm Suriye ulusal dokusunu tehdit etmektedir." dedi.
"Milletimizin onurunu ve halkımızı savunmak, tarafsızlığa yer bırakmayan bir sorumluluktur." ifadeleriyle açıklamasını sürdüren konsey, "Tüm tarafları, özellikle yetkili makamları, terörle mücadele etme, masum vatandaşların hayatlarını koruma ve güvenliği sağlamak için acil adımlar atma konusunda ulusal ve ahlaki sorumluluklarını yerine getirmeye" çağırdı.
HTŞ mezhepsel gerilimle suçlandı
Dağ Tugayları Koalisyonu olarak bilinen Süveyda’daki silahlı gruplar, Şam yönetimini çifte standart uygulamakla ve mezhepsel çatışmaların önünü açmakla suçladı.
Koalisyonun açıklamasında, Şam yönetimi, Eşrefiye Sehnaya’ya saldıran kendi destekli tekfiri ve terörist grupların saldırılarını durdurmak için her türlü çabayı göstermeye çağrıldı.
Aksi halde, "Şam yönetimi bundan sonra yaşanacakların tüm sorumluluğunu taşır" ifadelerine yer verildi.