ABD Başkanı Donald Trump’ın, Suudi Arabistan’la yaklaşık 142 milyar dolarlık rekor düzeyde yaptığı dış silah satışı, savunma ve güvenlik alanlarında bugüne dek yapılan en büyük anlaşma olarak tanımlanırken, hava savunma sistemlerinden iletişim altyapısına kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor.
YDH- Amerikan dış politikası ve ulusal güvenlik konularında yayımlar yapan Responsible Statecraft'ın aktardığına göre, ABD Başkanı Donald Trump, Suudi Arabistan’a neredeyse 142 milyar dolar değerinde rekor bir dış silah satışı anlaşması imzaladı.
Amerikan rejimi, İsrail'in 2023 yılının ekim ayından beri Gazze'de yaptığı soykırımın en büyük destekçisi oldu. Donald Trump ise Gazze halkının tehcir edilmesi planını açıklayarak soykırıma açık destek verdi.
Trump yönetimi bu paketi "tarihteki en büyük savunma satış anlaşması" olarak nitelendirdi.
Beyaz Saray’ın anlaşmaya ilişkin bilgi notunda, Suudi Arabistan’a “bir düzineden fazla Amerikan savunma şirketinden en son savaş ekipmanları ve hizmetlerin sağlanacağı” belirtiliyor.
Satışların; hava ve uzay teknolojileri, hava ve füze savunma sistemleri, sınır ve kıyı güvenliği ile iletişim sistemlerinin geliştirilmesi gibi alanlarda yapılması öngörülüyor.
Trump’ın Krallığa yaptığı ziyaret sırasında imzalanan bu anlaşma, Ocak ayında gündeme gelen ve Amerikan altyapısı, enerji ve yapay zekâ sektörlerine özel olarak yöneltilmiş 600 milyar dolarlık Suudi ticari yatırım paketinin bir parçası.
Bilgi notunda şöyle denildi:
“Amerika Birleşik Devletleri ve Suudi Arabistan, son dört ayda ivme kazanan ilişkiler sonucunda bu ve daha birçok anlaşmayı kutluyor. Toplam paket kısa sürede 600 milyar doları aştı — iki ülke arasında şimdiye kadar yapılmış en büyük ticari anlaşmalar bütünü.”
Trump Riyad’da yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“ABD-Suudi ilişkileri güvenlik ve refahın temel taşı olmuştur. Bugün bu önemli bağı yeniden teyit ettik ve ilişkilerimizi her zamankinden daha yakın, daha güçlü ve daha etkili kılmak için bir sonraki adımları atıyoruz.”
Ancak uzmanlar, bu anlaşmaların nasıl sonuçlanacağı konusunda temkinli.
Quincy Enstitüsü Orta Doğu programında araştırma görevlisi olan Annelle Sheline, Responsible Statecraft’a yaptığı açıklamada, “Suudilerin tarihin en büyük savunma satış anlaşmasını yaptığı iddia edilse de, MBS’nin Trump’ın ilk döneminde üzerinde anlaştığı devasa silah miktarları gibi, bu taahhütlerin çoğu gerçekte silah alımına dönüşmeyebilir” dedi.
Nitekim, Trump 2017’de Suudi Arabistan’la 110 milyar dolarlık bir silah anlaşması yapmıştı ancak CNN’in 2018’de bildirdiğine göre, Suudi Arabistan bu anlaşmanın yalnızca 14.5 milyar dolarlık kısmını hayata geçirmişti.
Reuters’a konuşan kaynaklar, ABD ile Riyad arasında Lockheed Martin’den gelişmiş F-35 jetleri alımının da gündeme geldiğini belirtti.
Ancak Washington’un bu satışa izin verip vermeyeceği net değildi çünkü bu savaş uçağı İsrail’in de kullandığı bir sistem.
ABD’nin, İsrail’e Arap ülkelerine kıyasla daha gelişmiş Amerikan silahları sağlama taahhüdü bulunuyor (bu politika “Nitelikli Askerî Üstünlük – QME” olarak biliniyor).
Trump’ın bu silah anlaşması, ABD’nin bazı diğer büyük açıklamalarıyla da eş zamanlı duyuruldu.
Bunlar arasında, yeni Suriye rejimine yönelik yaptırımların kaldırılması kararı da yer alıyor.
Ayrıca Trump, Riyad’da Suudi Arabistan’ın İbrahim Anlaşmalarına katılmasını umduğunu belirtti.
Bu arada Trump yönetimi, Fars Körfezi’ni “Arap Körfezi” olarak yeniden adlandırma fikrini kamuoyuna sundu.
Bu hamle, anlaşmalar yaptığı Suudileri memnun edebilir ancak nükleer program konusunda gergin müzakereler yürüttüğü İran’ı rahatsız etmesi muhtemel.
