Trump’ın baskısıyla NATO harcamalarında dönüşüm

img
Trump’ın baskısıyla NATO harcamalarında dönüşüm YDH

ABD Başkan Trump’ın NATO üyelerinden savunma harcamalarını %5’e çıkarmasını istemesi üzerine, Avrupa ülkeleri bu hedefi ulaşılabilir kılmak için altyapı, siber güvenlik ve teknoloji gibi alanları da "savunma harcaması" kapsamına almayı planlıyor.




YDH- New York Times'ın haberine göre, ABD Başkanı Trump uzun süredir Avrupa’daki müttefiklerinin kendi güvenlikleri için daha fazla harcama yapmasını istiyor. Şimdi ise NATO, güvenlik harcamasının neyi kapsadığı konusunu yeniden tanımlamayı değerlendiriyor.

Trump, aylar önce NATO müttefiklerinden ulusal gelirlerinin %5’ini savunmaya harcamalarını istediğinde, Avrupa liderleri bunun imkânsız olduğunu söyledi. Ancak şimdi, biraz yaratıcı muhasebe ile bu hedefe ulaşmanın bir yolunu buldular.

Bazı NATO ülkeleri, savunma harcamalarını sadece asker ve silahlarla sınırlı tutmak yerine, daha geniş bir alana yaymayı hedefleyen yeni bir planı prensipte onayladı. Plana göre, 2032 yılına kadar gayrisafi yurtiçi hasılanın %3,5’i doğrudan askeri harcamalara, %1,5’i ise demiryolu ve köprü inşası, siber güvenlik güçlendirmesi veya gelişmiş savunma teknolojileri gibi "savunma ile ilişkili" yeni alanlara ayrılacak.

Bazı ülkelerin, Trump’ın Avrupa güvenliğine “Amerikan desteğini zayıflatma tehdidi” karşısında, ortak maliyetlerin daha fazlasını üstlenmeye istekli göründüğü belirtildi.

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, geçtiğimiz hafta Türkiye’de dışişleri bakanlarıyla yapılan toplantının ardından, “Savunma harcamalarıyla ilgili her şeyi sağlamamız gerekiyor” dedi. Rutte, Avrupa’daki bazı köprülerin sadece binek araçlarla geçilmesi bile zor iken, tanklar için yetersiz olduğunu esprili bir şekilde dile getirdi.

Plan, Rutte tarafından önerildi. NYT’ye göre, Avrupa ülkeleri bu sayede hem Trump’ın talebini karşılarken hem de “geleneksel caydırıcılık için sert askeri güce yatırım yapma gerekliliğini” kabul etmiş oluyor. Almanya’nın yeni dışişleri bakanı Johann Wadephul, Rutte’nin önerisini desteklediklerini açıkladı. Fransa’dan Jean-Noël Barrot da %3 ila %3,5 hedefini uygun bulduklarını belirtti.

Bu yaklaşımın, NATO’nun mevcut %2’lik askeri harcama hedefinin artık “yeterli olmadığının bir kabulü” olduğunu söyleyen NYT, “özellikle Rusya’nın Ukrayna’yı işgali gibi büyük çaplı tehditler göz önünde bulundurulduğunda, bu hedef yetersiz kalıyor.” dedi.

23 NATO üyesi mevcut %2 hedefini karşılamış durumda. Ancak Trump yönetiminin, bu %5'lik toplam hedef karşılandığı sürece, savunma harcamalarının kapsamının genişletilmesine “sıcak” baktığı kaydedildi. ABD’nin yeni NATO büyükelçisi Matthew G. Whitaker, savunmanın artık sadece füzeler ve tanklar olmadığını ama harcamaların yine de “savunmayla ilgili” kalması gerektiğini vurguladı.

NYT’ye göre, ABD de aynı %5 hedefini kabul etmeyi planlıyor, ancak bu, diğer ülkeler için “çok daha büyük bir yük” anlamına geliyor.

ABD’nin hâlihazırda “küresel askeri operasyonlara” yaklaşık 1 trilyon dolar harcadığını söyleyen NYT “Yeni hedeflerle birlikte NATO’nun toplam savunma harcamaları 2,4 trilyon dolara çıkabilir ve ABD bu miktarın yarısından fazlasını üstlenmeye devam eder.” dedi.

Ancak İtalya, Portekiz ve İspanya gibi ülkelerin “geride” kaldığını ifade eden NYT, bu ülkelerin hedefe ulaşması için “önemli yatırımlar” yapmaları gerektiğini belirtti.

Estonya’nın, 2026 yılına kadar %5 hedefini aşmayı planladığı bildirilen haberde, Polonya’nın ise önümüzdeki yıl bu hedefe ulaşmak istediği ileri sürüldü.

NYT’ye göre, ancak altyapı ve teknoloji gibi alanlar harcama kapsamına alınmazsa, çoğu ülke bu hedefi karşılayamayacak. Örneğin, İtalya bu yıl %2 hedefini yakalayacağını öngörüyor, ancak savunma için kullanılabilecek bazı teknolojik yatırımlar henüz bu hesaba dahil edilmiyor.

İtalyan savunma şirketi Leonardo’nun CEO’su Roberto Cingolani, yapay zeka ve bulut teknolojisi gibi gelişmelerin artık savunmanın yeni omurgası olduğunu, “Artık sadece kurşun değil, kurşun ve baytlar dönemi,” sözleriyle ifade etti.

Trump’ın talepleri, Avrupa’nın uzun süredir “ihmal ettiği bir zayıf noktanın” da gündeme gelmesine neden oldu: Askeri birliklerin ve teçhizatın hızlı konuşlandırılması için ulaşım yollarının yetersizliği. Örneğin, Baltıklar’a ulaşan askeri trenlerin ray genişliği farkı nedeniyle başka trenlere aktarılmak zorunda kaldığı kaydedildi.

Almanya’daki bazı stratejik köprülerin inşaat halinde olmasının, NATO’nun doğu kanadına askeri sevkiyatları geciktirdiği ve bu tür altyapı eksikliklerinin hem maliyeti arttırdığı hem de cephe hattındaki askerlerin hayatını “tehlikeye” attığı belirtildi.