Suriye İslami Direniş sözcüsü: “Suriye toprakları asla teslim edilmeyecek”

img
Suriye İslami Direniş sözcüsü: “Suriye toprakları asla teslim edilmeyecek” YDH

Suriye İslami Direniş Cephesi Genel Komutanlığı resmi sözcüsü Ebu'l Kasım, yaptığı açıklamada, Suriye topraklarına yönelik İsrail rejiminin hava saldırılarına ve bölgedeki sürekli provokatif girişimlere tepki gösterdi.




YDH- Suriye İslami Direniş Cephesi Genel Komutanlığı’nın resmi sözcüsü Ebu'l Kasım, İsrail’in devam eden saldırıları ışığında Suriye halkı, bölgesel direniş güçleri ve fiili yönetim konumundaki Heyet Tahrir eş-Şam rejimine yönelik üç kritik mesaj yayımladı.

Filistin, Lübnan ve Yemen’de süren saldırılara dikkat çeken Ebu'l Kasım, normalleşme politikalarını hainlik olarak nitelendirerek, Suriye topraklarından verilen bu direniş çağrısının savunma ve onurun yeniden tesisi olduğunu vurguladı.

İslami Direniş sözcüsü, ''Suriye'yi direnişçi kimliğinden sıyırmaya çalışanların bu topraklarda asla teslim olmayacak büyük güçte insanların var olduğunu gösteren hatırlatıcılar bulacağını'' kaydetti:

“Suriye toprakları işgal için izin verilebilir bir zemin değildir, kanımız dökülmek için müsaade edilecek bir kan değildir.”

Son dönemde Suriye’nin güneyinde gerçekleşen İsrail müdahalesinin sürpriz olmadığını belirten Ebu'l Kasım, işgal varlığının doğası ve operasyon yöntemlerinin iyi bilindiğini, saldırılarının direnişi daha da güçlendireceğini ifade etti ve ekledi:

“Tam ölçekli bir savaş istemiyoruz ama bundan korkmuyoruz. Ortaya çıkan direniş bir savaşın sonu değil, başlangıcıdır. Bu açık bir uyarıdır. Direniş borcu normalleşmek isteyenlere ve işgali savunan korkaklara teslim edilmeyecektir. Bu, vaat edilen savaşın ufukta belirmeye başladığının ilk işaretidir.”

 

Üç temel mesaj

Ebu'l Kasım, konuşmasını üç ana mesajla sürdürdü:

Suriye halkına, ‘’Ne zamandan beri çocukları, yaşlıları ve kadınları öldüren, toprakları yağmalayanlar ve namusu çiğneyenlerden destek istediniz?” diyerek, halkı direnişin gerçek sahipleri olmaya dönmeye çağırdı.

“Topraklarınız –Levant, kutsal antlaşmanın toprakları- hiçbir zaman işgalle ihlal edilen bir toprak olmadı ve olmayacak” ifadesiyle, halkı davasına sahip çıkmaya davet etti.

Destek istemelerinin savaş çağrısı değil, dayanışma talebi olduğunu belirten İslami Direniş sözcüsü Suriye halkına yönelik sözlerini şöyle sürdürdü:

‘’Suriye halkımız ne zamandan beri davasını, dinini ve inancını unuttu ve aşağılanmayı kabul etti? Osmanlı ve Fransız işgaline direnen ve özgürlük ve onur talep edenler siz değil misiniz? Sizden savaş istemiyoruz, aksine bize destek ve yardım olun, çünkü biz sizdeniz ve siz bizdensiniz.’’

İkinci mesajında ise HTŞ rejimini eleştirdi:

‘’Bugün seslendiğim sapkınlar on dört yıl boyunca özgürlük talep ettikten sonra, bazı kişisel ve ahlaki ayrıcalıklar karşılığında Siyonist varlıkla normalleşmeyi talep eden bir projeye dönüşmüştür. Ne fahişenin tabiatı kadifeden bir cübbe ile değişir ne de sakal şeytanı mücahide dönüştürür.’’

Suriye İslami Direnişi’nin sözcüsü son mesajında bölgedeki Amerika-İsrail destekçisi ülkelere seslenerek bu tarz hükümetlerin İsrail ile normalleşme çabalarını “yolunu kaybetmişlik” olarak nitelendirdi ve Suriye'nin gerek doğrudan askeri güç gerekse vekil gruplar ve bölgesel ittifaklar yoluyla çatışmalarda güçlü bir pozisyonda olduğunu ve gerektiğinde daha sert karşılıklar verebileceğini ima etti:

‘’Eğer hükümetler doğrudan anlaşmalar ya da aracılar yoluyla İsrail ile ilişkileri normalleştirmek için acele ediyorlarsa, o zaman onlar yolunu kaybetmiştir. Bu tarz devletlere kelimeleri boşa harcamayacağız veya bunlarla konuşmayı uzatmayacağız. Sizinle konuşmak sadece zaman kaybıdır. Bu nedenle açıkça söylüyoruz: Daha başlamadık bile. Biz çizmelerimizin sesiyle sizi çiğnemeden önce kendi mezarınızı kazın. Topraklarımıza ayaklarınızla girdiniz ve parça parça sürüklenerek çıkarılacaksınız – eğer parçalarınız kalacaksa. Şimdi Suriye'nin kudretiyle karşı karşıyasınız – ateşlendiğinde kanı çiğnemeyen ve sadece saldırganın mezarıyla sınırlı olan bir kudret. Kim bize karşı gelirse kefensiz gömülecektir. Kıvılcım Suriye'den başlıyor ve toprak Suriye'den tutuşacak. Bu Allah'ın vaadidir; O'nun vaadi gerçektir.’’

Konuşmasının sonunda, Suriye’deki İslami Direniş Cephesi’nin tam hazırlık içinde olduğunu, sessiz ve hassas hareket ederek saldırılarını sürdüreceğini belirtti.

“Bir sonraki aşama aynı olmayacak. Düşman artık yeryüzünde kendisi için bir yıkımın yaklaşmakta olduğunu biliyor.” dedi ve sözlerini sonlandırdı:

‘’Kararımız direniş olarak kalacaktır.’’