İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, İran saldırısının hedefi olan Weizmann Enstitüsü’nde yaptığı açıklamada, İran’ın elinde 28 bin füze bulunduğunu belirterek ABD’nin desteği için teşekkür etti.

YDH- İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, geçtiğimiz günlerde İran tarafından hedef alınan Weizmann Bilim Enstitüsü’nü ziyaret ederek açıklamalarda bulundu.
Netanyahu, ‘’saldırının yalnızca bir askeri hamle olmadığını, bilimsel ilerlemeye ve insanlık yararına yürütülen çalışmalara doğrudan bir saldırı olduğunu’’ vurguladı:
“Burası, insan biyolojisi alanında en ileri düzeyde araştırmaların yapıldığı, dünya çapında saygın bir kurum olan Weizmann Enstitüsü. Tıbbi araştırmalar, genetik araştırmalar... Ancak bu kötü rejimin füzesi, bu çalışmaları yerle bir etti. Onlar insanlığın ilerlemesini durdurmak istiyor. Bu rejimin gerçek yüzü budur,”
Netanyahu, ABD Başkanı Donald Trump’a teşekkür ederek, “Trump büyük bir liderdir ve kendisine yardımlarından ötürü minnettarız,” dedi.
İsrail’in hedefinin açık olduğunu dile getiren Netanyahu, ülkesinin İran’ın nükleer programını tamamen ortadan kaldırmayı amaçladığını ve bunu gerçekleştirecek kapasiteye sahip olduklarını iddia etti. Bu çerçevede yalnızca İran’daki nükleer ve askeri tesislerin hedef alındığını belirten işgal başbakanı, İran’ın ise ‘’kasıtlı olarak sivilleri hedef aldığını’’ ifade etti.
Netanyahu, İran rejiminin elinde 28 bin füze bulunduğunu ve Tahran yönetiminin nükleer bomba geliştirme çabasında olduğunu öne sürerek, söz konusu tehdidin yalnızca İsrail’i değil, tüm bölgeyi ve dünya istikrarını tehdit ettiğini dile getirdi.
Netanyahu geçtiğimiz günlerde İran’ın 20 bin füzesi olduğunu söylemişti.
İran neden Weizmann Enstitüsü’nü hedef aldı?
İsrail’in Rehovot kentinde bulunan Weizmann Bilim Enstitüsü, 15 Haziran sabahı İran'ın sürdürdüğü füze saldırısında yok oldu.
Finansmanını büyük oranda devlet desteğiyle sağlamakla birlikte, Yahudi diasporası ve Siyonist kuruluşlardan da önemli katkılar alan Weizmann Enstitüsü, 1934 yılında, İsrail’in ilk cumhurbaşkanı Chaim Weizmann tarafından “Daniel Sieff Araştırma Enstitüsü” adıyla kurulmuştu.
Enstitü, ileri düzey araştırmalarla İsrail’in askeri kapasitesine büyük katkı sağlıyor.
Enstitü ayrıca İsrail’in nükleer programında da kritik rol oynuyordu.
Dimona nükleer reaktörünün inşasına destek veren araştırmalar ve Nahal Sorek reaktörünün yakınındaki faaliyetlerle, nükleer fizik alanında önemli çalışmalar gerçekleştirildi.
Siber istihbarat birimi 8200 gibi güvenlik kurumları da veri analizi ve yapay zekâ alanında enstitüden yararlanıyordu.
''Dünyanın en prestijli araştırma kurumu'' olarak kabul edilen Weizmann Enstitüsü, Avrupa Birliği tarafından finanse edilen Horizon araştırma programları kapsamında destekleniyor.
Bu saldırının sadece İsrail ordusuna değil, aynı zamanda “soykırımı devlet düzeyinde destekleyen” aktörlere yönelik bir mesaj olduğu gözlemlendi.
Özellikle İsrail'deki AB Delegasyonunun, söz konusu “ölüm ve terör laboratuvarlarına” sağladığı fonlar eleştirildi.