Lübnan Parlamentosu’ndaki Direnişe Sadakat Bloğu Başkanı Muhammed Raad, İran’ın son çatışmalarda elde ettiği zaferle İsrail’in bölgedeki caydırıcılığını kaybettiğini, buna karşılık İran’ın yeni bölgesel caydırıcı güç olarak ortaya çıktığını söyledi.

YDH- Lübnan Parlamentosu'ndaki Direnişe Vefa Bloku Başkanı Muhammed Raad, İran’ın zaferini “tarihi bir dönüm noktası” olarak nitelendirerek, İsrail’in artık caydırıcı bir güç olmadığını ifade etti.
Beyrut’ta İran’ın zaferi dolayısıyla düzenlenen bir kutlama mitinginde konuşan Raad, İran’ın başarısının, “İsrail’in artık bölgede caydırıcı bir güç olamayacağı” anlamına geldiğini belirtti ve şu vurguyu yaptı: “Hepimiz bu tarihi değişimi kabul etmeliyiz.”
Milletvekili Muhammed Raad, İsrail’in İran füzeleri karşısında caydırıcılığını kaybettiğini, buna karşılık “İran’ın artık ister beğenilsin ister beğenilmesin bölgesel bir caydırıcı güç olarak kabul edildiğini” vurguladı.
Lübnanlı milletvekili, İran’ın “uluslararası pazarlık aktörleri tarafından kurgulanan diplomatik bir komploya kurban gittiğini, ardından tüm norm ve sözleşmeleri ihlal eden haince bir saldırıya maruz kaldığını” ifade etti.
Raad, İran’ın “modern tarihte eşi benzeri olmayan bir halk iradesiyle ortaya çıktığını” belirterek, “İran halkı iki temel talepte bulundu: Ülkelerinin bağımsızlığı ve kendi özgür iradeleriyle seçtikleri rejimin korunması” dedi.
Liderlik ve halk, zaferin anahtarı oldu
Lübnanlı milletvekili, İran’ın zaferinin başlıca nedeninin “ilahi ilhamla hareket eden, cesur ve bilge bir liderin varlığı” olduğunu, diğer kritik unsurun ise “yalnızca ulusal düzeyde değil, insani düzeyde de sorumluluk üstlenen İran halkı” olduğunu belirtti.
Sözlerine şöyle devam etti: “İran halkı, ulusal kimliğini, egemen haklarını ve ülkesini korumak için liderliğinin arkasında tek bir sağlam yapı gibi birleşti.”
İran’ın zaferi sonrasında oluşan yeni stratejik tabloyu değerlendiren Raad, “İran’ın başarısı, İsrail’in artık bu bölgede hiçbir şekilde caydırıcı bir güç olmadığını kanıtlamaktadır.” dedi ve ekledi: “İsrail varlığı, yaşananlardan ders çıkarmalıdır; çünkü uluslararası hamisi onu kritik anlarda yalnız bıraktı.”
Lübnan’daki gerçeklik
Lübnan’daki iç duruma da değinen Raad, çatışmanın toplumda önemli bir dayanışma duygusu oluşturduğunu ancak tam anlamıyla ulusal bir birlik yaratamadığını ifade etti. Bazı Lübnanlı grupların, “İsrail’in talepleriyle birebir örtüşen” talepleri açıkça ve çekinmeden dile getirdiklerini vurguladı.
“Bu ülke asla Siyonist düşmanın ya da onun destekçilerinin koruması altında olamaz; ancak kendi halkının korumasıyla ayakta kalabilir.” diyerek şehit Seyyid Hasan Nasrullah’ın değerini ve önemini vurguladı.
İran tetikte olmalı
Raad, İsrailli bir yetkilinin yakın tarihli açıklamalarının, savaşın henüz tamamlanmadığını gösterdiğini belirtti. Bu açıklamaların, Tahran’a yönelik dikkatli olunması gerektiğini hatırlatan önemli bir uyarı olduğunu söyledi ve İran’ı düşmanın olası hamlelerine karşı azami teyakkuzda olmaya çağırdı.
Konuşmasını Tahran’a hitaben şu sözlerle sonlandırdı: “İslam Cumhuriyeti’ni dostumuz ve müttefikimiz olarak görmekten onur duyuyoruz; aynı vizyonu ve duruşu paylaşıyoruz. Biz barış eli uzatıyoruz, ne saldırganlık ne de teslimiyet yolundayız.”