İsrailli analist: Gazze'deki savaşın tek hedefi bölgenin tamamen yok edilmesi

img
İsrailli analist: Gazze'deki savaşın tek hedefi bölgenin tamamen yok edilmesi YDH

İsrailli analist Moşe Ben Atar, İsrail'in Gazze'deki savaşının asıl amacının bölgedeki altyapıyı, evleri ve kurumları tamamen yok ederek 'yanmış toprak' politikası uygulamak olduğunu dile getirdi. Atar, Netanyahu hükümetinin bu yıkımı kasıtlı olarak gerçekleştirdiğini ve Filistinlileri tehcire zorlamayı hedeflediğini belirtti.




YDH - Gazze Şeridi'nde kalıcı bir ateşkese yol açabilecek geçici bir ateşkesin yaklaştığına dair haberler gündemdeyken, İsrailli bir analist, İsrail'in savaşı sürdürmekteki mevcut hedefinin "yanmış toprak" politikası uygulamak olduğunu dile getirdi.

Siyonist analist Moşe Ben Atar, Times of Israel gazetesinde yayımlanan makalesinde, bu stratejinin başarısız olacağını da öngördü.

Atar, makalesinde İsrail ordusunun Gazze'deki savaşının mevcut amacının, mümkün olan en fazla yıkım ve ölümü gerçekleştirmek olduğunu açıkça belirtti.

Analiste göre, altyapının, evlerin ve kurumların yok edilmesi artık savaşın nihai hedefi haline geldi.

Atar, Netanyahu hükümetinin bu adımı, Gazze Şeridi'nin hiçbir noktasında yaşamın devam etmemesi için "tamamen kasıtlı" bir şekilde attığını vurguladı.

'Amaç hayatı yok etmek'

Moşe Ben Atar, makalesinde şu ifadelere yer verdi:

"Gazze'ye karşı yürütülen savaşın açık hedefi hayatı yok etmektir. Altyapının, evlerin, kurumların ve arada kalan her şeyin yıkılmasıdır. Amaç, toprağı yanmış bir araziye dönüştürmektir."

Analist, Netanyahu hükümetinin bölgeyi insanlar için yaşanmaz kılmak amacıyla bunu kasıtlı olarak yaptığını belirterek, "Niyet son derece açık: Göçü teşvik etmek, nüfusu azaltmak ve bölgede yaşayan Filistinliler için bölgeyi terk etmekten başka seçenek bırakmamak," diye yazdı.

Atar'a göre, Netanyahu kabinesindeki bakanlar da bu hedefi açıklamalarında ve eylemlerinde inkâr etmiyor ve bahsettikleri "mutlak zafer" tam olarak bu anlama geliyor.

'Umutsuzluk göçü teşvik eder'

Atar, İsrail'deki iktidar koalisyonunun bakış açısını şöyle özetledi:

"Onlara göre sükûnet, Hamas'ı yeniden güçlendirir, cihatçı unsurları daha da kuvvetlendirir ve istenen değişimi geciktirir. Bu nedenle, umutsuzluk, kaos ve hayal kırıklığı yaratmak, göçü teşvik etmek için en uygun seçenektir."

İsrailli yerleşimcilerin ve aşırılık yanlılarının, Filistinlileri "gönüllü veya zorunlu" tehcir etme planını uygulamak için mevcut fırsattan yararlanılması gerektiğine inandığını belirten Atar, Tel Aviv'in Gazze'deki tüm yaşam altyapısını yok etme planlarını vurguladı.

Analist, "Mültecilik, Gazze'nin yaşam biçimlerine kök salmıştır ve ancak var olanı yıkarak yeni bir yaşam modeli yaratılabilir," dedi.

'Büyük İsrail projesinin önündeki engel'

Atar, Gazze'de Yahudi yerleşimini isteyenlerin hiçbir siyasi çözümü destekleyemeyeceğini belirterek, "Gazze Şeridi'nin varlığını sürdürmesi, bu planın gerçekleşmesinin önünde bir engeldir ve onların gözünde Büyük İsrail vizyonunu bozan önemli bir mani olarak görülmektedir," ifadelerini kullandı.

Analiste göre bu kesimler, "çevreyi kirleten ve on yıllardır İsrail'in huzurunu kaçıran" sakinlerden Gazze Şeridi'ni boşaltmaya yönelik gelişmiş bir politika izlenmesinin daha iyi olduğunu düşünüyor.

Ayrıca Gazze Şeridi'nin Batı Şeria'dan ayrılmasının, bir Filistin devleti kurulma olasılığını ortadan kaldırmak için gerekli görüldüğünü de ekledi.

'Zafer vaadi büyük bir yenilgiye dönüşecek'

Makalesinin devamında bu stratejinin başarısızlığa mahkum olduğunu belirten Atar, Gazze'deki çocukların yaşadıkları dehşeti ve yıkımı asla unutmayacağını ve intikam arayışında olacaklarını yazdı.

Arap dünyasının tehcir projesiyle işbirliği yapmayacağını ve bu hayalin "doğmadan öleceğini" ifade etti.

Atar, zengin Sünni ülkelerin, Filistin Yönetimi'ni veya kabul ettikleri bir Filistin mekanizmasını göz ardı ederek Gazze'nin yeniden inşasını finanse etmekten kaçınacağını ve bu durumun İsrail ekonomisine ağır bir yük getireceğini öngördü.

Analist, makalesini şu sözlerle sonlandırdı:

"Ancak, mutlak zafer kavramı, saldırı, yıkım ve yok etmenin tek başına bir değişiklik yaratmak için yeterli olmadığının anlaşılmasıyla yakında büyük bir yenilgiyle yüzleşecektir. Siyasi alanda tam bir uzlaşıya varılamaması, İsrail'deki bölünmeyi derinleştirmekte ve birçok kişiyi umutsuzluğa sürüklemektedir. Savaştan sonra İsrail'in, geleceği tehlikeye atmayan birleşik ve yapıcı bir yönetime ihtiyacı var. Bir an önce Gazze'den çıkmalı, esirleri geri getirmeli ve ılımlı Arap dünyasının desteğiyle yeni ve kabul görmüş Filistinli şahsiyetlerin gerçeklikte temel bir değişiklik yaratmasına izin vermeliyiz."



Makaleler

Güncel