İsrail işgal güçleri ve işgalci yerleşimciler tarafından öldürülen dokuzuncu ABD vatandaşı olan Seyfullah Musallet’in ölümü, Washington’un İsrail’e yönelik çifte standartlı yaklaşımını yeniden gündeme getirdi. Ailelerin bağımsız soruşturma talebi karşılıksız kalırken, Washington’un stratejik ittifak gerekçesiyle adaletten ödün verdiği eleştirileri derinleşiyor.

YDH- İsrail’in işgal altındaki Filistin topraklarında son yıllarda öldürdüğü Amerikalıların sayısı artarken, Washington’ın olaylara verdiği tepkiler yetersiz bulunuyor.
ABD yönetimlerinin, özellikle İsrail’i doğrudan sorumlu tutmak konusunda sistematik olarak çekingen davrandığına dikkat çeken insan hakları örgütleri, bu yaklaşımın İsrail’i daha da cesaretlendirdiğini vurguluyor.
Bugüne kadar İsrail tarafından öldürülen dokuz ABD vatandaşının hiçbir davasında faillerin yargılanmadığı, cezai yaptırım uygulanmadığı ya da anlamlı bir soruşturmanın yürütülmediği görülüyor.
Ailelerin ve savunucuların çağrısı net: Her vatandaşa eşit değer verilmesi ve uluslararası hukuk ilkeleri doğrultusunda hesap verilebilirliğin sağlanması. Ancak şimdilik Washington, müttefikini kırmamak adına sessiz kalmaya devam ediyor.
Son olarak, geçtiğimiz hafta Batı Şeria’da İsrailli yerleşimciler tarafından dövülerek öldürülen 20 yaşındaki ABD vatandaşı Seyfullah Musallet’in vakası, bu eleştirileri yeniden alevlendirdi.
Florida doğumlu Musallet’in ailesi, olayın aydınlatılması ve hesap verebilirliğin sağlanması için ABD'nin kendi bağımsız soruşturmasını başlatmasını talep ediyor.
Musallet, 2022’den bu yana İsrailli yerleşimciler ya da askerler tarafından öldürülen dokuzuncu ABD vatandaşı.
Ancak bugüne dek hiçbir olayda İsrail’e karşı cezai bir yaptırım uygulanmadı; faillerin adalet önüne çıkarılmaması ise sivil toplum örgütleri tarafından “cezasızlık modeli” olarak tanımlanıyor.
ABD, İsrail’i yalnızca “soruşturmaya çağırıyor”
Washington yönetimi, bu cinayetler karşısında çoğunlukla İsrail’e “şeffaf ve hızlı bir soruşturma yürütme” çağrısıyla yetindi.
Musallet’in ölümünün ardından ABD'nin İsrail Büyükelçisi Mike Huckabee, “Bu suçun hesabı sorulmalıdır” dedi, ancak somut adım atılmadı.
Önceki vakalarda olduğu gibi ABD, kendi soruşturmasını başlatmayı yine reddetti.
Eleştirmenlere göre bu yaklaşım, ABD ile İsrail arasındaki geleneksel “sarsılmaz” ittifaktan kaynaklanıyor. ABD’nin her yıl İsrail’e sağladığı milyarlarca dolarlık askeri yardım da bu siyasi sessizliğin gerekçesi olarak görülüyor.
26 yaşındaki ABD vatandaşı Ayşenur Ezgi Eygi, 2024 Eylül'ünde Batı Şeria'daki bir yerleşim karşıtı protestoya katıldığı sırada İsrail askerleri tarafından başından vurularak öldürülmüştü.
Görgü tanıkları, Eygi'nin olay anında aktif bir tehdit oluşturmadığını belirtti.
İsrail ordusu, ölümün “dolaylı ve kasıtsız” gerçekleştiğini savundu.
Ailesi ise keskin nişancı tarafından kasten hedef alındığını söyledi.