İsrail’in, İran tehdidi ve Gazze savaşı söylemiyle Avrupa kamuoyunu etkilemek amacıyla YouTube’da milyonlarca dolarlık reklam kampanyası başlattığı belirtildi.

YDH- MintPress News’in yürüttüğü bir çalışmaya göre, “çok cepheli” savaşlara ek olarak İsrail, Avrupa kamuoyunu etkilemeye yönelik yoğun bir “bilgi savaşı” yürütüyor. Haberde, İsrail hükümetinin Avrupa’ya yönelik “dev bir reklam kampanyası başlattığı ve özellikle İran tehdidini öne çıkararak kamuoyunu manipüle etmeye çalıştığı” belirtildi.
MintPress, İsrail’in 13 Haziran’da İran’a düzenlenen saldırıdan bu yana yalnızca YouTube platformunda “on milyonlarca” reklam satın aldığını tespit etti. Google’ın reklam politikalarına açıkça aykırı olmasına rağmen, bu reklamların saldırıyı “Batı medeniyetini savunmak için gerekli” olarak yücelttiği ve İsrail’in Gazze’de “dünyanın en büyük insani operasyonlarından birini” yürüttüğü iddiasında bulunduğu bildirildi.
Kampanyadan en yoğun etkilenen ülkeler arasında Birleşik Krallık, Fransa, Almanya, İtalya ve Yunanistan yer aldı.
"Bilgi Savaşı": İsrail’den alarm veren mesajlar
MintPress, yayımlanan videolardan birinde kullanılan şu ifadeleri örnek verdi:
“Fanatik bir rejim, sivillere füze atıyor ve nükleer silahlara doğru hızla ilerliyor. İran şehirleri kasten hedef alırken, İsrail bu tehdidi ortadan kaldırmak için hassas operasyonlar yürütüyor.”
Bu reklamın ardından, “İsrail yalnızca askeri ve terörist hedefleri vuruyor, sivilleri değil.” şeklindeki iddialar dile getiriliyor. Diğer reklamlarda ise İran’ın Avrupa’yı hedef alan balistik füze programı vurgulanıyor ve kıtanın tamamının kırmızıya boyandığı nükleer saldırı senaryoları animasyonlarla sunuluyor.
İsrail kendini “mağdur” olarak sunuyor
Reklamların bazıları ise İsrail’i savaşa “mecbur bırakılmış bir kurban” olarak tanıtıyor. Bir reklamda:
“Yeni doğan bebeğinizle hastanedeyken sirenler çalıyor. İran, hastaneleri hedef alıyor. İsrail yalnızca askeri hedefleri vuruyor.” ifadeleriyle izleyicinin empatisi hedefleniyor.
İddiaların gerçekliği tartışmalı
MintPress, bu videolarda dile getirilen pek çok iddianın doğruluğunun ciddi şekilde sorgulandığını belirtti. Örneğin, İsrail saldırılarında yaklaşık 935 İranlının hayatını kaybettiği, buna karşılık İsrail tarafında 28 ölüm olduğu aktarıldı. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, Ekim 2023’ten bu yana İsrail en az 697 kez sağlık tesislerini hedef aldı. Gazze’de hastanelerin %94’ü tahrip edilirken, 1.400’den fazla sağlık çalışanı yaşamını yitirdi.
UNICEF verilerine göre, İsrail’in öldürdüğü veya yaraladığı Filistinli çocuk sayısı 50.000’i aştı. Bir Amerikalı hemşirenin MintPress’e aktardığına göre, bazı İsrail askerlerinin “erkek çocukları kasten üreme yetilerinden mahrum bırakacak şekilde hedef aldığı” öne sürüldü.
İsrail, "insani yardım" mesajıyla kamuoyunu etkilemeye çalışıyor
İsrail Dışişleri Bakanlığı’na ait bir videoda, ülkenin “dünyadaki en büyük insani operasyonlardan birini yürüttüğü” öne sürülüyor. Reklam şu ifadeyle sona eriyor: “Gerçek yardım böyle görünür. Gülümsemeler yalan söylemez. Hamas söyler.”
Birleşmiş Milletler’in işgal altındaki Filistin toprakları özel raportörü Francesca Albanese, bu videoyu “skandal” olarak nitelendirerek YouTube’u doğrudan eleştirdi: “Bunun nasıl izin verildiğini sormak gerek.” Video, Fransızca, Almanca, İtalyanca ve Yunanca dillerine çevrildi; yalnızca YouTube’da 7 milyon izlenme aldı.
Reklamlar zoraki ve doğal değil
Tüm videoların Google Ads Şeffaflık Merkezi’nde İsrail Hükümeti Reklam Ajansı tarafından finanse edildiği belirtiliyor. Videoların yüksek izlenme sayılarına rağmen çok az beğeni ve yorum alması, izlenmelerin neredeyse tamamının ücretli reklamlarla sağlandığını gösteriyor. MintPress’e göre, Dışişleri Bakanlığı’nın YouTube kanalındaki diğer videolar ise yalnızca onlarca izlenme alıyor.
İsrail'in PR bütçesi patladı
İsrail hükümeti, iç harcamaları kısarken kamu diplomasisine ayırdığı bütçeyi %2000’den fazla artırdı. Dışişleri Bakanlığı’na bu kapsamda fazladan 150 milyon dolar aktarıldı. Son bir ayda yalnızca YouTube üzerinden yayımlanan videoların izlenme sayısı 45 milyonu aştı. Yunanistan, 65 farklı kampanya ile özel olarak hedef alındı.
İngilizce dışındaki beş dilde içerik üretildiği, Slovakya, Danimarka ve Hollanda gibi ülkelerde ise İngilizce versiyonların kullanıldığı ifade edildi. Ancak İrlanda ve İspanya gibi İsrail’i resmen kınayan ülkelere reklam yapılmadı.
Kapsam yalnızca YouTube ile sınırlı değil
MintPress, bu araştırmanın yalnızca İsrail Hükümeti Reklam Ajansı’nın ve yalnızca YouTube üzerindeki faaliyetlerini incelediğini; Facebook, Instagram, TikTok ve X (Twitter) gibi diğer platformlar ile İsrail yanlısı lobi gruplarının faaliyetlerinin bu kapsamda yer almadığını belirtti.
Silicon Valley bağlantısı: Google ve İsrail
MintPress, Google’ın İsrail’e yönelik yaklaşımının şaşırtıcı olmadığını belirtti. Eski CEO Eric Schmidt ve kurucu ortak Sergey Brin’in İsrail’e açık desteğine dikkat çekildi. 2024 yılında Google’ın İsrailli siber güvenlik firması Wiz’i 32 milyar dolara satın alması, bazı analistlerce ekonomik bir yatırım olmaktan çok, İsrail ekonomisine destek olarak yorumlandı.
Ayrıca, Google’da 99 eski Birim 8200 (İsrail askeri istihbarat birimi) mensubunun görev yaptığı bildirildi. Bunlar arasında Google Research’te strateji sorumlusu olan Gavriel Goidel da yer alıyor.
Diğer teknoloji şirketlerinde de eski İsrail casusları etkili
Meta, Microsoft ve Amazon gibi teknoloji devlerinin de yüzlerce eski Birim 8200 mensubunu işe aldığı belirtildi. MintPress, bu kişilerin ABD’deki haber merkezlerinde de görev aldığını ve kamuoyunun şekillendirilmesinde etkili olduklarını öne sürdü.
Wikipedia'da da İsrail yanlısı değişiklikler yapmak üzere Naftali Bennett yönetiminde binlerce genç gönüllünün görevlendirildiği kaydedildi.
Amerikalı öğrencilere karşı psikolojik savaş
İsrail Dışişleri Bakanlığı, ABD’deki Filistin yanlısı öğrencilere karşı bir “psikolojik operasyon birimi” kurduğunu açıkladı. Bu birimin, protestolara katılan öğrencilere ekonomik ve mesleki yaptırımlar uygulamayı hedeflediği belirtildi. Operasyonların “İsrail devleti imzası taşımaması” gerektiği vurgulandı.
İsrail Kamuoyunu Kazanmaya Çalışıyor
Nisan ayında Başbakan Netanyahu’nun, Tim Pool, Dave Rubin ve Sean Spicer gibi sağcı sosyal medya figürleriyle doğrudan bir araya geldiği ve Batı kamuoyuna İran’la savaşın nasıl “satılabileceğini” görüştüğü bildirildi.
Bazı sosyal medya fenomenlerinin ise İsrail lehine paylaşım yapmaları için büyük meblağlar karşılığında teklif aldığı belirtildi.
Avrupa'da Kamuoyu İsrail'e Karşı
MintPress, İsrail’in kamuoyunu etkileme çabalarına rağmen Avrupa halkının büyük çoğunluğunun ülkeye karşı olumsuz görüşe sahip olduğunu aktardı. Örneğin, İtalya’da halkın yalnızca %2’si İsrail’i “çok olumlu” bulurken, %43’ü “çok olumsuz” görüş taşıyor. Almanya’da bile destek oranı %21’de kalıyor.
Birleşik Krallık’ta ise halkın %48’i “İsrail, Filistinlilere Nazilerin Yahudilere davrandığı gibi davranıyor” ifadesine katılıyor.
Sonuç: Kamuoyu desteğini satın almak kolay değil
İsrail hükümeti, her gün “milyonlarca” dolar harcayarak kamuoyunu etkilemeye çalışıyor. Ancak MintPress’e göre, halkı bir soykırımı desteklemeye ikna etmek her şeyden zor olabilir.