Suudi Arabistan’ın, yılın başından bu yana muhaliflere yönelik yürüttüğü ‘sistematik’ infazlarda dokuz siyasi tutuklunun idam edildiği bildirildi. İnsan hakları örgütleri, ailelerine haber verilmeksizin gerçekleştirilen ve sayısı 100’ü aşan infaz tehdidi altındaki tutuklular için endişelerini dile getirdi.

YDH - Suudi Arabistan’ın, bölgesel ve uluslararası gündemin Orta Doğu’daki gelişmelere odaklanmasından faydalanarak muhaliflere yönelik şiddetli bir idam kampanyası yürüttüğü bildirildi.
Yılın başından temmuz ortasına kadar en az dokuz siyasi tutuklu, belirli bir yasa maddesine dayanmayan ve hâkim takdirine bağlı verilen kararlarla infaz edildi.
İdam edilen son isim, 14 Temmuz’da infazı duyurulan Ali el-Alevi oldu. İçişleri Bakanlığı, Alevi’yi daha önce pek çok muhalife yöneltilen “güvenliği istikrarsızlaştırmak amacıyla terör örgütüne katılmak” gibi yinelenen suçlamalarla itham etti.
İnfaz edilen pek çok kişinin, insan hakları örgütlerinin “idam riski altındakiler” listesinde yer almaması, ailelerin ani haberlerle sarsılmasına neden oldu.
‘Sessizlik rejime cesaret veriyor’
Avrupa Suudi İnsan Hakları Örgütü (ESOHR) ve Reprieve, Suudi Arabistan’ın 2025’te yeni bir idam rekoru kırabileceği uyarısında bulundu.
ESOHR Hukuk Direktörü Taha el-Hac, el-Ahbar’a yaptığı açıklamada, ailelerin sessiz kalmasının “hükümete tutukluları soğukkanlılıkla öldürme rahatlığı verdiğini” belirtti.
Hac, kamuoyuna mal olan davalarda hükümetin geri adım atabildiğini söyleyerek aileleri seslerini duyurmaya çağırdı.
‘İdamlar İsrail ile normalleşmenin ön hazırlığı’
Muhalif gruplar, idam dalgasının “Siyonist varlık ile normalleşme sürecinin ön hazırlığı” olduğunu ve muhalif sesleri önceden susturma amacı taşıdığına işaret etti.
Yetkililerin, cenaze törenlerinin rejim karşıtı gösterilere dönüşmesinden korktuğu için idam edilenlerin naaşlarını ailelerine teslim etmediği de belirtildi.
Halihazırda 100’den fazla kişinin idam edilmeyi beklediği ve bir grup siyasi tutuklunun Riyad’a nakledilmesinin yeni infaz endişelerini artırdığı kaydedildi.