İsrail medyasından Ensarullah uyarısı

img
İsrail medyasından Ensarullah uyarısı YDH

İsrail medyası, Ensarullah’a bağlı elit savaşçıların üçüncü grubunun eğitimini tamamladığını ve planlanan senaryolar arasında İsrail’e deniz yoluyla yapılabilecek bir baskının da bulunduğunu bildirdi.




YDH- Israel Hayom’da yer alan habere göre, Ensarullah’a bağlı askeri birlikler, İsrail’e yönelik baskınlar düzenlemek üzere eğitilen elit savaşçılardan oluşan üçüncü grubun mezuniyetini gerçekleştirdi.

Haberde, bu yeni gruba "Tufan el-Aksa" (Aksa Tufanı) adının verildiği bildirildi. Bu ismin, Hamas’ın 7 Ekim tarihinde düzenlediği saldırıda kullandığı adla aynı olduğu, dolayısıyla Ensarullah’ın Gazze ile olan bağının bu şekilde daha da pekiştiği ifade edildi. Aynı zamanda Ensarullah’ın, Gazze adına İsrail’e füze saldırıları gerçekleştirmeye devam ettiği belirtildi.

Haberde, Yemen ile İsrail arasındaki mesafenin bu tür baskınlar için ciddi bir engel oluşturduğunu, ancak bu açıklamanın bir “uyarı” niteliği taşıdığı ve işgal planının, "henüz emekleme aşamasında" olsa da var olduğu vurgulandı. Haberde, Ensarullah tehdidinin, "Eilat limanına veya savunmasız bir kibutza" yönelik "sürpriz bir deniz veya kara saldırısı" düzenlememelerini sağlamak için sürekli izlenmesi gerektiği bildirildi.

Israel Hayom’da yer alan haberde, bu gelişmelerin “daha geniş bir stratejik çerçevede” değerlendirilmesi gerektiği ifade edildi. İsrail’in özellikle Lübnan, Suriye ve Ürdün sınırlarında “uzun vadeli bir istikrarsızlık riskiyle” karşı karşıya olduğu ve bu durumun İsrail’in sınırlarını “yeniden güçlendirmesini” gerektirdiği belirtildi. Suriye’de geçen hafta yaşanan olaylar bu bağlamda örnek gösterildi.

Haberde, Suriye’nin Süveyda kentindeki olayların kısa vadede sona ereceğine dair bir beklenti bulunmadığı belirtildi.

Söz konusu gelişmeler karşısında “İsrail’in sorumlu bir şekilde iki ana adım atması gerektiği” ifade edildi. İlk olarak, bu tür olayların öngörülüp öngörülemediği ve etkilerinin önlenip önlenemeyeceği yönünde “dürüst” bir değerlendirme yapılmasının gerekli olduğu bildirildi. Haberde, İsrail yetkililerinin HTŞ rejimi Colani ile yaptıkları iddia edilen son görüşmelerde bir “iletişim kopukluğu” yaşanıp yaşanmadığının gözden geçirilmesi gerektiği, ya da Colani’nin tutumu karşısında bir “yanılgıya” düşüldüyse, bunun açıkça kabul edilmesi gerektiği ifade edildi.

İkinci olarak, “İsrail’in sahadaki taktiksel ve stratejik tepkisinin yeterli olup olmadığının” ele alınması gerektiği belirtildi. Özellikle Dürzîlerin Suriye sınırından geçişlerinin nasıl yönetildiği ve İsrail’in derin bir kara operasyonuna sürüklenmekten nasıl kaçındığı değerlendirildi.

Haberde, bu süreçte Netanyahu’nun askeri sekreteri Tümgeneral Roman Gofman’ın önerilerinin, “İsrail’i Suriye içinde kapsamlı bir askeri harekâtın içine çekebilecek nitelikte” olduğu ifade edildi.

Israel Hayom’daki yorumlara göre, söz konusu gelişmelerin, “İsrail’in bölgesel savunma stratejisini yeniden gözden geçirmesini gerektirecek bir güvenlik durumu yarattığı” bildirildi.

Bu paralelde Times of Israel’da bugün yayımlanan bir analize göre, Suriye'nin güneyinde artan mezhepsel şiddet, azınlık grupların tehdit altında olması ve merkezi otoritenin zayıflığı gibi gelişmeler, ülkenin daha derin bir çözülme riskiyle karşı karşıya olduğunu gösteriyor.

Ancak analizde, İsrail’in bu gelişmeleri “yanlış değerlendirme” riski taşıdığı ve bu tür bir yanlış okumanın, “mevcut istikrarsızlıktan çok daha ağır bir bölgesel krize” yol açabileceği uyarısı yapıldı. Özellikle, İsrail’in askeri müdahale ya da bazı milis gruplarına destekle bölgeyi şekillendirme çabasının “ciddi tehlikeler” barındırdığı ifade edildi.

İsrail’in amacı, güney Suriye’nin cihatçı ya da İran destekli güçlerce üs haline gelmesini önlemek olsa da bu stratejinin sahadaki gerçek durumla çelişebileceği ve geri tepebileceği belirtildi.