Barrack'tan Lübnan'a rüşvet ve tehdit

img
Barrack'tan Lübnan'a rüşvet ve tehdit YDH

El-Ahbar gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim el-Emin, ABD'li elçi Tom Barrack'ın Lübnan ziyaretinin temel amacının, ülkeye yeni bir anlaşma sunmak değil, Hizbullah'ın silahsızlandırılması hedefini dayatmak olduğunu yazdı. El-Emin, Barrack'ın bu hedef doğrultusunda 5 milyar dolarlık yeniden imar fonu gibi "rüşvetler" ile UNIFIL'in görev süresinin uzatılmaması gibi "tehditleri" bir arada kullandığını belirtti.




YDH - El-Ahbar gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim el-Emin, ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın son Lübnan ziyaretini değerlendirdiği yazısında, Barrack'ın Lübnanlı siyasetçilerin sinirleriyle oynamayı sevdiğini ve farklı taraflara çelişkili izlenimler vererek kendi hedefine ilerlediğini belirtti.

El-Emin, Barrack'ın asıl görevinin Lübnan'ı krizlerinden kurtarmak değil, İsrail'in güvenliği ve ABD'nin çıkarları doğrultusunda ülkeyi belirli adımlar atmaya zorlamak olduğunu, bu hedefin de "Hizbullah'ın silahsızlandırılması" olduğunu ifade etti.

El-Emin, Barrack'ın yeni bir anlaşma veya uzlaşı metni hazırlamak için müzakere misyonuyla gelmediğini bizzat vurguladığını aktardı.

El-Emin, "Barrack, ateşkes anlaşmasının varsayılan sonuçlarının elde edilip edilemeyeceğini teyit etme misyonuyla hareket ettiğini söylüyor. Tartışmalar derinleştiğinde ise Lübnan'ın daha büyük adımlar atması gerektiğini belirterek kendi kağıdına dönüyor: Silahları bırakın!" değerlendirmesinde bulundu.

Netanyahu: Lübnan pantolonumuzun küçük cebinde

İbrahim el-Emin, Barrack ile görüşenlerin Washington'un, Hizbullah'ın elinde hafif silahlar dahi kalmaması gerektiği yönündeki İsrail görüşünü benimsediğini aktardığını belirtti.

El-Emin'in yorumuna göre Barrack, bu görevin üç ayı geçmeyecek belirli bir zaman diliminde tamamlanması gerektiğini, aksi takdirde her üç ayda bir yeni engellerin öne sürüleceğini düşünüyor.

El-Emin, Barrack'ın İsrail'in Lübnan'a yönelik yeni bir savaş başlatıp başlatmayacağı sorusuna dikkat çekici bir yanıt verdiğini aktardı:

"Barrack, bu soruya karşılık olarak, 'İsrail'de, Hizbullah'ın gerçek tehlikesini ortadan kaldırdıklarını söylüyorlar. Hatta Lübnan'ın artık pantolonlarının küçük cebinde olduğu ve kendileri için tehlike oluşturmadığı yönünde övünüyorlar. Ama düşmanlarından herhangi birinin elinde bıçak bırakmak istemiyorlar!' dedi."

El-Emin, bu sözlerin doğrudan İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'ya atfedildiğini ve İsrail'in yeni bir savaşa girmek zorunda hissetmediğini göstermeye çalıştığını ifade etti.

Silahsızlanma için 5 milyar dolarlık rüşvet ve vaatler

El-Emin, anlaşma adamı olan Barrack'ın uzun ve meşakkatli müzakerelerden kaçındığını ve Lübnan'ı silahsızlanma anlaşmasına yöneltmek için bazı "rüşvetler" ve "teşvikler" sunduğunu belirtti.

El-Emin, "Barrack, Lübnan'ın silahsızlanma planını uygulaması halinde, sınır köylerindeki sivillere yönelik ateşkesin sağlanması, İsrail'in en az iki noktadan çekilmesi ve bazı esirlerin serbest bırakılması için İsrail'e baskı yapabileceğini söyledi," diye yazdı.

Bu vaatlerin en dikkat çekicisinin ise mali bir teşvik olduğunu vurgulayan el-Emin, "Barrack, Lübnan'da yeniden imarı desteklemek için 5 milyar dolarlık ciddi bir fırsat olduğunu ve Lübnan'ın ağustos ayı içinde somut adımlar atması halinde bu paranın ilk dilimlerinin eylül ayında gelmeye başlayacağını söyledi," ifadelerini kullandı.

Barrack'tan dört maddelik uyarı

El-Emin, Barrack'ın aynı zamanda "kalın sopayı" göstermekten de çekinmediğini ve Lübnan'a yönelik dört temel uyarıda bulunduğunu belirtti:

— Lübnan, bölgedeki ve dünyadaki büyük güçlerin gündeminde değil. Lübnanlılar istisnai bir ilgi görmediklerini anlamalı.

— Ortadoğu'daki belirleyici olay Suriye'deki gelişmelerdir. Asıl çatışma ve para harcanmak istenen yer Suriye'dir. Lübnan ise sadece bir arka bahçe olarak görülüyor.

— ABD'nin Lübnan'a özel bir programı yok. Washington, İsrail'in çıkarlarını temel alıyor ve İsrail'i karşılıksız adım atmaya zorlama niyetinde değil. Sunulan her planın İsrail tarafından mantıklı ve inandırıcı bulunması gerekiyor.

— Dünya için Lübnanlıların ne düşündüğü değil, Lübnan'ın ne yapması gerektiği önemli. İstenenleri yerine getirmedeki her gecikme, ülkeye olumsuz yansıyacak.

UNIFIL'in geleceği tehlikede

El-Emin, Barrack'ın bu uyarılar kapsamında Lübnan'ın güneyde görev yapan Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü'nün (UNIFIL) görev süresini uzatma arzusuna ilişkin tehditkâr bir dil kullandığını yazdı.

El-Emin, Barrack'ın, "İsrail artık BM kurumlarının hiçbirine güvenmiyor ve UNIFIL'in herhangi bir rol üstlenmeye yetkili olmadığını düşünüyor. Zira son 19 yılda 1701 sayılı kararı uygulamada başarısız oldu. Dolayısıyla İsrail'in UNIFIL'in kalmasını kabul etmesi için bir neden yok," dediğini aktardı.

El-Emin, bu durumun UNIFIL'in görev süresinin uzatılmaması, gücünün etkisiz bir gözlemci grubuna indirgenmesi veya varlığının tamamen sona erdirilmesi gibi sonuçlar doğurabileceğini belirtti.

El-Emin, "Washington ve Tel Aviv'de, uluslararası güçlerin güney Lübnan'dan çekilmesi halinde Lübnan ordusunun güneydeki düzenlemeler için doğrudan İsrail ile veya en azından ABD Büyükelçiliği aracılığıyla koordinasyon kurmak zorunda kalacağına inananlar var," değerlendirmesinde bulundu.



Makaleler

Güncel