Arakçi, İsrail ile ateşkesin perde arkasını anlattı

img
Arakçi, İsrail ile ateşkesin perde arkasını anlattı YDH

İran Dışişleri Bakanı Arakçi, İsrail ile 12 gün süren savaşın ardından gelen ateşkes sürecine ilişkin çarpıcı ayrıntılar paylaştı. Arakçi, ateşkes saati konusunda silahlı kuvvetlerle arasında yanlış anlaşılma yaşandığını, İsrail'in ateşkesi ihlal etme girişiminin Trump tarafından engellendiğini belirtti.




YDH - İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, İsrail ile yaşanan ve 12 gün süren savaşın ardından ilan edilen ateşkesin ayrıntılarına ve Gerçek Vaat operasyonlarına ilişkin perde arkası bilgilere ışık tuttu.

Tesnim ajansına mülakat veren Arakçi, Yüksek Milli Güvenlik Konseyi'nin savaşın sonlarına doğru aldığı stratejik kararla, düşmanın ön koşulsuz ateşkes talebinde bulunması halinde kabul edileceğini ve bu kararın Devrim Lideri tarafından onaylandığını belirtti.

Arakçi, "Gece saat 1'de, İsrail'in ateşkese hazır olduğuna dair çeşitli ülkelerden temaslar geldi," diyerek süreci başlatan gelişmeyi aktardı.

Dışişleri Bakanı, olarak Devrim Muhafızları Ordusu komutanı ve diğer kurumlarla yaptığı istişareler neticesinde, İran'ın ancak karşı tarafın saldırılarını durdurması şartıyla savaşı durdurmaya hazır olduğunun ilan edildiğini ifade etti.

Ateşkes saatinde "yanlış anlaşılma" yaşandı

Sürecin işleyişine dair ilginç bir detayı da paylaşan Arakçi, ateşkesin başlama saati konusunda kendisi ile silahlı kuvvetler arasında bir yanlış anlaşılma yaşandığını söyledi.

Arakçi, "Aramızda bir yanlış anlaşılma oldu; arkadaşlar saatin Greenwich saatiyle 4'e kadar olduğunu düşünmüşler ve Tahran saatiyle 7.30'a kadar rejime yönelik saldırıları sürdürmüşler. Aynı gün öğleden sonra yaşanan bir yanlış anlaşılma ise bir telefonla kontrol altına alındı," diye konuştu.

Ateşkesin ilk gününde yaşanan bir başka krize de değinen Arakçi, şu ifadeleri kullandı:

"Ateşkesin ilk günü öğleden sonra rejim, İran'ın füze atarak anlaşmayı ihlal ettiğini iddia etti ve saldırı için uçaklarını gönderdi. Ben derhal aracıya İsrail'in bahaneler aradığı, İran'ı ihlalle suçladığı ve böyle bir ihlalin yaşanmadığı mesajını ilettim. Eğer bir eylemde bulunurlarsa derhal ve eskisinden daha şiddetli karşılık vereceğimizi, İran'ın Lübnan olmadığını, yani Lübnan'da yaptıklarını burada tekrarlayamayacaklarını söyledim."

Arakçi, bu mesajın ardından Trump'ın attığı bir tweet ile pilotlara geri dönme emri vererek İsrail'i durdurduğunu belirtti ve "Bu durum, her şeyin en başından beri Amerikalılarla koordineli olduğunun bir başka kanıtıydı," diye konuştu.

Bakan, Gerçek Vaat operasyonlarına ilişkin de önemli açıklamalarda bulundu. Hamas'ın Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye'nin suikasta uğradığı günlerde Mesud Pizişkiyan'ın cumhurbaşkanlığı yemini ettiğini ancak bakanlar kurulunun henüz kurulmadığını hatırlatan Arakçi, kendisinin Dışişleri Bakanlığı için adaylardan biri olduğunu ve o akşam Devrim Lideri'nin başkanlığında düzenlenen Yüksek Milli Güvenlik Konseyi toplantısına davet edildiğini söyledi.

Arakçi, "O toplantıda herkes karşılık verilmesi gerektiği görüşündeydi ancak siyasiler ve askerler arasında zamanlama ve yöntem konusunda görüş ayrılığı vardı. Zamanlama konusundaki temel tereddüt, bizzat askerler tarafından dile getirildi. Komutanlar, saldırının ancak saldırı sonrası ülkeyi savunabileceğimizden emin olduğumuz bir zamanda yapılması gerektiğine inanıyorlardı," şeklinde konuştu.

Arakçi, bir toplantıda bir arkadaşının Cumhurbaşkanı'nı muhalefet etmekle eleştirmesi üzerine General Muhammed Bakıri'nin duruma müdahale ettiğini aktardı.

Arakçi, Bakıri'nin, "Ben ülkenin savunmasından sorumluyum. Gerçek Vaat saldırısının sonuçlarına karşı ülkeyi savunabileceğimden emin olduğum an görevimi yaparım. Bu konuyu henüz Cumhurbaşkanı'na sormadım bile," diyerek Cumhurbaşkanı'nı savunduğunu belirtti.

"Bölgedeki Amerikan üslerini vurmak zorunda kalırız"

İran'ın son bir yılda en az üç kez savaşın eşiğine geldiğini ifade eden Arakçi, Heniyye suikastı, Gerçek Vaat operasyonları, Suriye'nin düşüşü ve Trump'ın seçilmesi gibi gelişmelerin ardından hem hükümetin hem de silahlı kuvvetlerin savaşa hazır olduğunu vurguladı.

Topyekun bir savaşı önlemek amacıyla 17 bölgesel gezi düzenlediğini belirten Arakçi, diplomasinin her zaman hedeflere ulaşmak için daha az riskli ve daha az maliyetli yol olduğunu söyledi.

Arakçi, bölge ülkelerine götürdüğü mesajı ise şöyle özetledi:

"İran ve İsrail arasında bir savaş çıkarsa, bu sadece iki ülke arasında sınırlı kalmayacaktır. İsrail, tüm gücüyle Amerika'yı savaşa çekmeye çalışıyor. Amerika savaşa girdiğinde ise füzelerimiz Amerikan topraklarına ulaşmıyor. Bazı bölge liderlerine kullandığım tabirle, 'Elhamdülillah, Amerikalıların bölgede yeterince üssü var ve maalesef bunlar sizin topraklarınızda, bu yüzden onları vurmak zorunda kalırız'."

Müzakere kararı ve suikast girişimi

Müzakere kararının bir devlet kararı olduğunu ve Dışişleri Bakanlığı'nın "aldatıldığı" yönündeki iddiaların doğru olmadığını savunan Arakçi, müzakerelerden zarar görmediklerini, bilakis hem İran halkı hem de uluslararası toplum nezdinde haklılıklarını ispatlayarak büyük fayda sağladıklarını dile getirdi.

Arakçi, kendisine yönelik suikast girişimleri hakkında ise, "Savaşın ortasında konutumun bulunduğu yerdeki karşı eve bomba yerleştirildi, arkadaşlar yakaladı. Ayrıca Türkiye'ye gidiş-dönüş güzergahımda birkaç kez insansız hava aracı başımızın üzerinde belirdi," diye ekledi.