Lübnanlı üst düzey güvenlik kaynakları, Hizbullah'ı hedef alan tehlikeli bir plan konusunda uyardı. Kaynaklara göre, ABD, İsrail ve Suudi Arabistan, Nevaf Selam hükümetinin silahsızlanma kararının ardından Bekaa Vadisi'ne doğru yayılma ve HTŞ güçlerini harekete geçirme hazırlığı yapıyor.

YDH - El-Ahbar gazetesine konuşan üst düzey güvenlik kaynakları, Lübnan'da hazırlanmakta olan tehlikeli gelişmelere ilişkin "çok ciddi endişeler" bulunduğunu belirtti.
Bu gelişmelerin, Lübnan hükümetinin direnişin silahsızlandırılması yönündeki son kararıyla açıkça kesiştiği ve İsrail-ABD-Suudi Arabistan'ın Hizbullah'a karşı "nihai bir zafer" kazanma çabası kapsamında olduğu vurgulandı.
Kaynaklar, Amerikalıların, İsraillilerin ve Suudilerin, Suriye arenasında değişimden endişe ederek zamana karşı yarıştığına dikkat çekti.
Suriye'de durumun hâlâ kırılgan ve istikrarsız olduğu belirtilirken, Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) rejiminin kontrolünün Suriye coğrafyasının tamamına fiilen yayılmadığı ifade edildi.
Bu güçlerin bakış açısına göre, son savaşta aldığı ağır darbeler ve Lübnan hükümetinin silahsızlanma kararının ardından elde edilen "zaferin" tamamlanması gerekiyor.
Bu doğrultuda Hizbullah'a nihai yenilgisini garantileyecek ve direniş eksenini daimi bir stratejik zafiyet içinde bırakacak son bir darbe indirilmesi hedefleniyor. Zira bu güçlere göre Hizbullah, hâlâ direniş ekseninin bel kemiğini oluşturuyor.
Hareket kabiliyetinin kısıtlanması ve askeri-örgütsel yapısının felç edilmesi, ancak silahlarının tamamen alınmasıyla tamamlanacak "nihai ve kesin zaferin" bir başlangıcı. Zira Suriye'de yaşanması beklenen herhangi bir değişkenlik durumunda Hizbullah'ın silahlı kalması, yeniden toparlanıp eski gücüne kavuşmasını sağlayabilir.
Tehdit artık sadece güneyle sınırlı değil
Güvenlik kaynakları, bu nedenle tehdidin artık sadece güney cephesiyle sınırlı olmadığı konusunda uyardı.
Kaynaklar, "Düşman bugün Mesna noktasında Lübnan-Suriye sınırından yaklaşık 20 kilometre mesafede," ifadelerini kullandı.
Lübnan güvenlik birimleri, İsrail'in Bekaa bölgesine doğru yayılarak güneydeki işgal edilen beş noktaya benzer yeni noktalar kurma ihtimaline dair artan işaretleri takip ediyor.
Bu hamlenin amacı, Bekaa'yı Lübnan'ın diğer bölgelerinden tecrit etmek. İsrail istihbaratının tahminlerine göre, Kuzey Bekaa, direnişin stratejik depolarının büyük bir kısmını barındırıyor.
Kaynaklar, tehdidin bununla da kalmadığını, İsrail'in sahadaki hareketleriyle eş zamanlı olarak sınırın Suriye tarafındaki silahlı grupları harekete geçirme ihtimalinin de bulunduğunu ekledi.
Böyle bir durumun, Hizbullah'ı kendi çevresini savunmak için müdahaleye itebileceği ve onu doğrudan askeri saldırılar için açık hedef haline getirebileceği değerlendiriliyor.
Kaynaklara göre, ABD böyle bir senaryoya karşı çıkmamakla kalmıyor, bilakis Hizbullah'ı tecrit etmek ve yıpratmak için "azami baskı" politikasının bir parçası olarak bu yönde bir zorlamada bulunabilir.
Suriye'deki hükümeti düşürmeyi başaran, İran ve Yemen'e acı verici darbeler indiren, Irak'taki Haşd Şabi'nin konumunu sarsan ve pek çok cephede angajman kurallarını değiştiren Amerikan yönetimi, zaferler halkasının ancak direniş ekseninin son halkasını yok ederek kapanacağına inanıyor.
HTŞ ve Tel Aviv arasında gizli görüşme trafiği
Amerikalılara ve İsraillilere daha fazla güven mektubu sunmaya çalışan HTŞ rejiminin de böyle bir plana katılmaktan çekinmeyeceği belirtiliyor. Özellikle Hizbullah ile savaşmanın, birbiriyle çatışan Suriyeli taraflar arasında bir kesişim noktası olduğu ifade ediliyor.
Bu bağlamda kaynaklar, HTŞ ve Tel Aviv arasındaki gayri resmi koordinasyonun sürekli arttığını ve son dönemde bir dizi görüşmeyle daha da güçlendiğini ortaya koydu.
Bu görüşmeler, 12 Temmuz'da Bakü'de Suriyeli ve İsrailli yetkililer arasında yapılan toplantıyla başladı, 26 Temmuz'da Paris'te benzer bir görüşmeyle devam etti ve 31 Temmuz'da yine Bakü'de HTŞ'nin Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani ile işgal rejiminin Stratejik Planlama Bakanı Ron Dermer arasında gerçekleşen üçüncü bir toplantıyla son buldu.
Kaynaklara göre bu görüşmeler, özellikle Hizbullah'ın kuşatılması yolları konusunda koordinasyon sağlamak amacıyla artık periyodik olarak yapılıyor. Bu durum, yıllarca stratejik bir derinlik olan Suriye sınırını, ek bir baskı alanına dönüşme adayı haline getiriyor.
Bu tablonun özeti olarak, Suriye ve orada yaşananlar önümüzdeki dönemin pusulası olacak. Herkes, bölgedeki kartları yeniden karıştırabilecek ve direniş eksenini kısmen de olsa yeniden inisiyatif alan bir konuma getirebilecek ani değişikliklerden endişe ederek gelişmeleri izliyor ve zamana karşı yarışıyor.
Washington, Tel Aviv ve Riyad, Lübnanlı yetkililere baskı yaparak Hizbullah'ın silahsızlandırılması kararını, bu durum bir iç savaşa yol açsa bile hızlandırıp bu ihtimalin önünü erkenden kesmeye çalışıyor.