Doha operasyonu İsrail güvenlik kurumlarını karşı karşıya getirdi

img
Doha operasyonu İsrail güvenlik kurumlarını karşı karşıya getirdi YDH

Doha operasyonuna ilişkin farklı anlatılar ve çelişkili açıklamalar, ordu ile Şin Bet arasındaki görüş ayrılıklarının sürdüğünü gözler önüne seriyor. İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu kendi rolünü öne çıkarmaya çalışsa da, saldırının asıl sorumluluğu siyasetten ziyade askeri ve güvenlik kurumlarının üzerinde bulunuyor.




YDH- Tesnim Haber Ajansı'nın aktardığına göre, İsrail medyası, 13 Haziran’daki İran saldırısının seyrini etkilediği için ertelenen Doha operasyonuna dair yeni ayrıntılar yayımladı.

Operasyonun hedef bölgesinin İran hava savunma sistemlerine yakınlığı nedeniyle Genelkurmay Başkanı’nın CENTCOM ile koordinasyon kurduğu belirtildi.

İsrail medyasında “Hesap Günü” adıyla anılan Katar’a yönelik saldırı planına ilişkin yeni bilgiler paylaşıldı.

Haberde, operasyonun İran’a karşı yürütülen saldırılarla çakışma ihtimali nedeniyle ertelendiği, Genelkurmay Başkanı ve Hava Kuvvetleri Komutanı’nın da bu nedenle CENTCOM ile temas kurduğu vurgulandı.

Ma’ariv gazetesinin güvenlik muhabiri Avi Aşkenazi, operasyonun istihbarat boyutuna dikkat çekerek şunları yazdı:

“Şin Bet, Aman ve icra gücü olarak Hava Kuvvetleri’nin ortak çalışmasıyla, Doha’daki Hamas liderlerine yönelik suikast planı en az bir yıldır gündemdeydi.”

Bu durum, İsrailli yetkililerin esir takası görüşmeleri bahanesiyle bir yıldır Doha’ya sürekli gidip gelmelerine rağmen, aynı zamanda ev sahibi oldukları Katar’da saldırı planladıklarını ortaya koyuyor.

Gazete, İsrail’in 13 Haziran’daki İran saldırısından önce Katar’a operasyon düzenlemeyi planladığını ancak bu gelişme nedeniyle Doha planının ertelendiğini aktardı. Haberde şu ifadeler yer aldı:

“İran’la savaş başlamadan önce bu suikast operasyonunu gerçekleştirmek için fırsatlar vardı. Ancak bu adımın, savaşın açılışındaki sürpriz etkisini zayıflatmasından endişe ediliyordu. Bu yüzden savaşın başlamasından bu yana yurtdışındaki Hamas liderleri suikast korkusuyla toplu toplantılardan kaçınıyor.”

Kanal 14’ün siyasi yorumcusu Jacob Bardugo, karar alma sürecine dair dikkat çekici bir iddia ortaya attı.

Netanyahu’ya yakınlığıyla bilinen gazeteci, operasyon girişiminin güvenlik kurumlarından değil, doğrudan Netanyahu’dan geldiğini ileri sürdü.

Bardugo’ya göre Netanyahu, operasyon emrini şahsen verdi ve bu kararı mahkemede ifade verdiği sabah saatlerinde aldı.

Bu tablo, Netanyahu ile ordu ve güvenlik kurumları arasındaki görüş ayrılıklarının sürdüğünü ve medyadaki sızıntıların iç siyasette üstünlük sağlama amacı taşıdığını gösteriyor.

Kanal 14 muhabiri Dwyer Cohen de Netanyahu’nun “benzersiz bir operasyonel fırsat” gerekçesiyle Hamas liderlerine yönelik hazırlık talimatı verdiğini belirtti.

Ancak bu iddialar, orduya yakın medya organlarının aktardıklarıyla çelişiyor.

Daha önce operasyonun aylar süren hazırlık ve tatbikatların ardından, bazı bakanların bilgisi dışında gizli güvenlik kabinesi onayıyla planlandığı belirtilmişti.

Bu durum, Netanyahu’nun operasyonu işgal altındaki başkent Kudüs’te altı yerleşimcinin öldürülmesine tepki olarak “ani bir kararla” başlattığı yönündeki söylemiyle örtüşmüyor.

Kullanılan ağır bombalar ve hedefin uzaklığı da operasyonun uzun süredir prova edildiğini ortaya koyuyor.

Arab Post’a göre, Katar’a yönelik saldırıda bin 800 kilometre menzilli ağır bombalar ve insansız hava araçları kullanıldı.

Hedefin hassasiyeti ve İran hava savunma sistemlerine yakınlığı nedeniyle operasyonun önceden Amerikalılarla koordine edildiği, sürecin Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir ve Hava Kuvvetleri Komutanı Tomer Bar’ın doğrudan denetiminde yürütüldüğü ifade edildi.

Siyonist kaynaklara göre, kabine bakanları operasyondan önceden haberdardı ancak zamanlamadan bilgileri yoktu. Çünkü saldırının, Hamas liderliğinin esir takası görüşmeleri için yapacağı bir toplantıya denk getirilmesi planlanmıştı.

Yedioth Ahronoth’un askeri işler editörü Elisha Ben-Kimon, son haftalarda planlamaların hızlandığını yazdı.

Genelkurmay’ın Operasyonlar Dairesi gizli operasyon için hazırlıklara başlamış, Şin Bet, Askeri İstihbarat ve Operasyonlar Dairesi’nin üst düzey yetkilileri bu konuda haftalık toplantılar düzenlemişti.