ABD Dış İlişkiler Konseyi üyesi Profesör Shireen Hunter, Katar'ın İsrail saldırısına diplomatik yollar dışında karşılık veremeyeceğini belirtti. Hunter, Hamas liderlerinin Türkiye'de suikast yoluyla hedef alınmasının muhtemel olduğunu ve saldırının Arapların ABD'nin güvenlik taahhütlerine olan inancını sarstığını söyledi.

YDH - İsrail, geçen haftalarda Katar'ın başkenti Doha'daki Hamas liderlerinin karargahına hava saldırısı düzenledi. Saldırının, Hamas heyetinin ABD Başkanı Donald Trump'ın ateşkes teklifini görüştüğü esnada ve Washington ile koordineli olarak gerçekleştiği bildirildi.
ABD Dış İlişkiler Konseyi üyesi Profesör Shireen Hunter, saldırının Arap ülkelerinin ABD'nin sağladığı güvenlik kalkanının etkinliğine olan inancını şüphesiz sarstığını ifade etti.
BAE Devlet Başkanı Diplomasi Danışmanı Enver Gargaş, saldırıya ilişkin, "Körfez'deki Arap ülkelerinin güvenliği bölünemez ve biz tüm varlığımızla Katar'ın yanındayız," açıklamasını yaptı.
Gargaş, "Katar'ı hedef alan hain İsrail saldırısını kınıyor ve bu saldırıya karşı tam dayanışmamızı teyit ediyoruz," diye ekledi.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada da, "Suudi Arabistan Krallığı, İsrail'in Katar'ın başkentine yönelik saldırısını şiddetle kınamaktadır," denildi.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın, Katar Emiri Şeyh Temim ile yaptığı telefon görüşmesinde ülkesinin Katar'a tam destek verdiğini vurguladığı aktarıldı.
Bin Selman'ın, Suudi Arabistan'ın Katar'daki kardeşlerini ve onların güvenliğini korumak için attığı adımları desteklemek adına tüm imkanlarını seferber edeceğini belirttiği kaydedildi.
Konuyla ilgili olarak Tabnak portalı, ABD Dış İlişkiler Konseyi üyesi Profesör Shireen Hunter ile mülakat gerçekleştirdi.
"Katar'ın misilleme kabiliyeti yok"
Hunter, İsrail saldırısının Körfez ülkeleri için bir alarm niteliği taşıdığını belirterek Katar'ın misilleme kapasitesine ilişkin soruya şu yanıtı verdi:
"Katar, diplomatik çabalar ve ABD, Avrupa ve BM'ye şikayette bulunmanın ötesinde bir şey yapamaz. Katar'ın İsrail'e veya ABD'ye askeri olarak misilleme yapma kabiliyeti kesinlikle yok. Teorik olarak Katar, enerji kartını ve mali gücünü kullanabilir, ancak bunu yapmak kendine has riskler taşır ve ABD'yi öfkelendirerek Katar'ı gelecekteki saldırılara karşı daha savunmasız bırakabilir."
ABD savunma sistemleri başarısız mı oldu?
Katar'ın, İsrail'in füze savunma sistemleri tarafından engellenemeyen bir teknoloji kullandığı yönündeki iddiasını da değerlendiren Hunter, "Bu tür iddiaların doğruluğunu teyit etmek çok zor. Her gün yeni teknolojilerin geliştirildiği ve bunlarla mücadele için yeni yolların ortaya çıkmasının zaman aldığı aşikâr," diye konuştu.
Hunter, "Bu özel durumda ABD'nin füze savunma sisteminin düzgün çalışmamış olması muhtemel. Ancak bu iddia, ABD yapımı füze savunma sisteminin etkinliğine dair şüpheleri gidermek için de ortaya atılmış olabilir," dedi.
"Arapların ABD'ye inancı sarsıldı"
Saldırının, aralarında Katar'ın da bulunduğu Körfez ülkelerinin ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM) ile işbirliği yaptığı bir dönemde gerçekleştiğine dikkat çeken Hunter, bunun bölgedeki Arap ülkelerinin ABD'nin güvenlik şemsiyesine bakışını nasıl etkileyeceğini şöyle analiz etti:
"İsrail'in Katar'a saldırısı, Arap ülkelerinin ABD ile ittifakın bir güvenlik kalkanı olarak etkinliğine olan inancını şüphesiz sarstı. Ancak halihazırda bu ülkelerin başka pratik bir alternatifi yok. Hem Çin hem de Rusya'nın Körfez Araplarını İsrail'e veya başka bir düşmana karşı savunma sorumluluğunu üstlenmesi pek olası değil. Ayrıca, bu ülkelerin orduları ABD tarafından geliştirilmiştir ve Amerikan teknolojisine ve eğitimine bağımlıdır. Bu nedenle, memnuniyetsizliklerine rağmen yakın gelecekte ABD'ye güvenmek zorunda kalacaklardır."
"Türkiye'de suikast ihtimali daha yüksek"
İsrail'in Hamas liderlerini nerede olurlarsa olsunlar hedef alacaklarını açıklaması ve Trump'ın Katar Emiri'ne benzer bir saldırının tekrarlanmayacağına dair güvence vermesine rağmen İsrail'in bu tehdidini yinelemesi üzerine Hunter, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Katar ve Türkiye gibi ülkeler ve aslında Arap ülkelerinin çoğu, Filistin ve İsrail'e karşı ikiyüzlü bir tutum sergiledi. Hem İsrail ile iyi ilişkilere sahip olmak istiyorlar hem de Filistin davasını desteklediklerini iddia ediyorlar. İsrail, Katar'a saldırarak bu politikayı sürdüremeyeceklerini söylüyor gibi görünüyor. Türkiye konusunda ise İsrail'in askeri bir saldırıya başvuracağına inanmıyorum. Hamas liderlerini terör eylemleri yoluyla hedef alması daha muhtemel."