Filistinli aydınlardan çağrı: Direniş ertelenmiş ölümü reddetmektir

img
Filistinli aydınlardan çağrı: Direniş ertelenmiş ölümü reddetmektir YDH

Filistinli bir grup aydın, yayımladıkları bildiride Gazze'de iki yıldır soykırım yaşandığını belirtti. Batı'yı ve bazı Arap ülkelerini İsrail'e destek vermekle suçlayan aydınlar, direnişin artık bir tepki değil, "varoluşsal bir zorunluluk ve amaç" olduğunu vurguladı.




YDH - Filistinli bir grup aydın, soykırıma, açlığa ve teslimiyete karşı yayımladıkları bildiride, "İki yıl süren soykırımın ardından... Direniş amaç ve hedeftir," ifadesini kullandı.

Gassan Ebu Sitte, Sıbih Sıbih, Seyf Danna, Visam el-Fakkaavi ve Salih el-Hamuri'nin imzasını taşıyan metinde, Gazze'nin yirmi yılı aşkın süredir devam eden ağır abluka altında, İsrail tarafından eşi görülmemiş bir yok etme savaşıyla karşı karşıya bırakıldığı belirtildi.

"Batı ve bazı Arap ülkeleri imha sürecine katıldı"

Bildiride, bu yok etme sürecine başta ABD olmak üzere Kanada, pek çok Avrupa ülkesi ve bazı Arap ile İslam ülkelerinin de katıldığı ifade edildi.

Ekim 2023 ile Ekim 2024 arasındaki ilk yılın bilançosuna dikkat çekilen metinde, söz konusu ülkelerin savaşın giderlerinin yaklaşık yüzde 80'ini üstlendiği, ayrıca askeri, lojistik, siyasi ve medya desteği sağladığı kaydedildi.

Bu ülkelerin bölgedeki farklı cephelerde yürütülen operasyonlara doğrudan iştirak ettikleri de aktarıldı.

Bildiride, 2023 sonundan bu yana Lübnan'ın güneyi, Bekaa Vadisi ve Beyrut'un güney banliyölerinin de benzer yıkım saldırılarıyla yüzleştiği belirtildi.

Söz konusu saldırıların, yaşam için elzem altyapıyı yok etmeyi ve halkı tehcire tabi tutmayı hedeflediği, böylece direnişe zemin oluşturan toplumsal dokunun ortadan kaldırılmaya çalışıldığı ifade edildi.

Aydınlar, iki yılı geride bırakan bu sürecin Filistin’in ötesine taşan, ABD ve Avrupa merkezli emperyalist bir projenin parçası olduğunun artık netleştiğini dile getirdi.

İsrail’in, bu projenin sahadaki uygulayıcısı ve "kirli işi yapan" aracı olduğuna işaret edildi.

Bildiride, Filistin, Lübnan ve Yemen’de yaşananların yalnızca bir insani trajediye, uluslararası hukukun ihlaline ya da klasik anlamda bir soykırıma indirgenemeyeceği, bunun kendine has yöntemlerle yürütülen yeni bir imha biçimi olduğu kaydedildi.

Yaşananların, sömürgeci ve genişlemeci bir proje çerçevesinde, eşi görülmemiş düzeyde askeri, siyasi, güvenlik, ideolojik ve medya desteğiyle yürütülen planlı imha savaşlarının bir tezahürü olduğu vurgulandı.

"Devrimci bilinç boşluğu yaşanıyor"

Soykırımın belgelenmesi ve hukuk terminolojisiyle tanımlanmasının gerekli olduğunu, ancak tek başına yetersiz kaldığını belirten aydınlar, "Bu tanımlar, örgütlü ve özgürlükçü bir mücadele programına dönüşmediği sürece halklarımız gelecekte sadece arşiv malzemesi olarak anılacak," diye konuştu.

Esas meselenin devrimci bilincin yokluğu olduğuna işaret edilen bildiride, "Gazze’de iki yıldır süren imha savaşına karşı tepkilerin yetersizliği, modern Arap tarihinin en ağır devrimci bilinç boşluklarından birinde olduğumuzu gösteriyor," denildi.

Metinde, 1948 Nekbesi’nden bu yana Arap coğrafyasının sürekli savaşlara sürüklendiği, ABD ve Batı’nın yürüttüğü savaşların milyonlarca can kaybına ve Irak, Libya, Suriye, Yemen gibi devletlerin çöküşüne yol açtığı hatırlatıldı.

"Direniş, varoluşsal bir zorunluluktur"

Şehitlerin fedakarlıkları sayesinde dünyanın bu sistemin vahşetini her zamankinden daha açık gördüğü ve bunun da direnişin güçlendirilmesini tarihi bir görev haline getirdiği vurgulanan bildiride, "Direniş, sadece bir tercih değil, yaşamı ve onuru savunmak için varoluşsal bir zorunluluktur," ifadelerine yer verildi.

Bazı kesimlerin direnişin bedelini üstlenmek yerine sessiz kalmasının, "ertelenmiş ölümü kabullenmek" anlamına geldiği belirtildi. Aydınlar, direnişin yalnızca tepki değil, bizzat amaç olduğunu kaydederek şunları ekledi:

"Gazze, Lübnan ve Yemen’de direnişin sebatı, teslimiyeti reddi ve toplumların verdiği destek, insanlığı felaketten kurtaracak tek yolun direniş olduğunu kanıtlıyor."

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrullah’a atıf yapılan açıklamada, "soykırım, emperyalist Batı-Siyonist varlık-işbirlikçi Arap rejimleri üçlüsünün asla beyaz bayrak görmeyeceği, direnişin umudu ve zafer vaadini elinde tutmaya devam edeceği" vurgulandı.

Bildirinin sonunda, "Bu kan ve barut kokusu içinden, gecenin karanlığını yaran sahneler arasından, ufukta mutlak bir zaferin şafağını, adaletin ve hakkın güneşini doğarken görüyoruz," denildi.



Makaleler

Güncel