SAAF-CNN International’ın “Bugün Dünyanız” adlı programına çıkan Amerikalı gazeteci Seymour Hersh, Lübnan’da yaşanan şiddet olaylarının Sinyora hükümetinin önceleri kendisinin beslediği Sünni milislerin ortadan kaldırılması çabası olduğunu söyledi.
SAAF-CNN International’ın “Bugün Dünyanız” adlı programına çıkan Amerikalı gazeteci Seymour Hersh, Lübnan’da yaşanan şiddet olaylarının Sinyora hükümetinin önceleri kendisinin beslediği Sünni milislerin ortadan kaldırılması çabası olduğunu söyledi.
Mart ayındaki bir yazısında ABD’nin Ortadoğu politikasının İran, Suriye ve Şii müttefiklerine karşı ne pahasına olursa olsun mücadele etmeye dönüştüğünü yazan Hersh, ABD’nin bu noktada silahlı Sünni milisleri desteklemekten bile çekinmediğini belirtmişti.
Hersh, bu planın esaslarının ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney, Ulusal Güvenlik Sekreteri yardımcısı Eliot Abrams ve Suudi Arabistan Ulusal Güvenlik Sekreteri Prens Bender b. Sultan tarafından atıldığını ifade ediyor; bu plan çerçevesinde Suudi Arabistan’ın Şii Hizbullah’a bir denge unsuru olarak Sünni Feth’ul İslam’ı finanse ettiğini kaydediyordu.
Hersh’e göre bu durum 1980’li yıllarda Afganistan’da yaşanan mücadeleye benziyor. Suudi Arabistan’ın bu sefer cihadcı Sünnileri kontrol altında tutacağı garantisini verdiğinin altını çizen Hersh, son savaştaki gücü dolayısıyla Hizbullah korkusunun Beyaz Saray’da iyice yer edindiğini ve ABD’nin Şia’ya karşı Sünnileri ve mezhep çatışmalarını desteklediğini savunuyor.
İşte röportajın metni:
Hale Gorani: Evet, Seymour Hersh, Lübnan hükümetinin Hizbullah’a karşı silahlı Sünni hareket Feth’ul İslam’ı desteklediğini yazıyordu. Bugünse Lübnan hükümeti bu grupla savaşıyor.
Şu anda telefon hattımızda Washington’dan Seymour Hersh bulunuyor. Ona şu soruyu soruyoruz: Sizin değerlendirmenize göre Nehr’ul Barid’deki Feth’ul İslam gibi silahlı grupları kim finanse ediyor? Bu gruplar nereden para buluyor ve nereden silah sağlıyorlar?
Seymour Hersh: Ana aktörler Suudi Arabistanlılar. Benim yazdığım da Beyaz Saray’la yapılan bir tür anlaşmaydı. Burada Richard Dick Cheney ve Beyaz Saray’daki önemli müsteşarlardan Eliot Abramz’dan ve Prens Bender’den söz ediyoruz.
Bu düşünceye göre çeşitli radikal Sünni cihatçı gruplar Suudi Arabistan’dan gizli destek alacaktı. Özellikle de Lübnan’da... Zira Hizbullah’la yaşanacak bir çatışma durumunda bunlara yaslanılacaktı. Güney Lübnan’da Şiiler çok güçlü ve güç merkeziler. Bu kadar basit.
Gorani: Sinyora hükümetinin Lübnan’daki İran nüfuzuna karşı Feth’ul İslam gibi hareketleri gizlice desteklediğini söylüyorsunuz. Ancak bugün Sinyora hükümeti bu grupla mücadele ediyor. Öyle değil mi?
Hersh: Yeniden beklenmeyen sonuçlara ulaşıldı, evet.
Gorani: O zaman Suudi Arabistan ve Sinyora hükümeti kasıtlı yahut kasıtsız bunları yapıyorlar. Bu durumda ABD’nin buna bir mazeret getirmesi gerekmiyor mu?
Hersh: Evet, ABD işin içerisinde... Bu Prens Bender’in bizimle birlikte gizlice yürüttüğü operasyondu. Unutmayın, eğer hatırlarsanız Afganistan’daki savaşa 80'lerin sonuna doğru yine Prens Bender’le birlikte Usame b. Ladin ve mücahitleri destekleyerek katıldık. O zaman da Eliot Abrams gibi kimseler vardı.
O zaman da Suudi Arabistanlılar mücahitleri kontrol edecekleri sözünü vermişlerdi. Bunun için çok fazla para ve uzunca vakit harcadık. ABD, 80’li yıllarda bunları fırsat bilmiş; Rusları Afganistan’da haklamak için cihatçıları desteklemişti. Sonra bu insanlar bizi karşılarına aldılar.
Yine aynı metodu izledik. Sanki geçmişten hiç ders almamış gibiyiz. Aynı yöntem... Cihatçıları desteklemek için yine Suudi Arabistanlıları kullandık. Suudi Arabistan bize bu grupları kontrol altında tutabileceği söyledi. Biz şu anda bu tür gruplarla Lübnan hükümetiyle birlikte iritabat halindeyiz.
Gorani: Kesinlikle... Ancak 80’li yıllardaki mücahitler eski bir meseleydi ve geçti. Şu an için dolaylı da olsa bu tür radikal cihatçı hareketleri desteklemesinde ne gibi bir çıkarı olabilir? Bu kimseler Filistin mülteci kamplarında ölene kadar çarpışıyor!
Bu çıkarlara aykırı değil mi? Sadece Sinyora hükümetinin değil... ABD’nin ve Lübnan’ın da aleyhine...
Hersh: Düşmanımızın düşmanı dostumuzdur. Lübnan’daki cihatçı gruplar Nasrullah’ın peşinde olduğu kadarıyla bu böyledir.
Hatırlarsanız, Hizbullah geçtiğimiz yıl İsrail’i yendi. İsrailliler bunu ister kabul etsinler isterlerse de etmesinler... Ayrıca Hizbullah ABD için esaslı bir tehlike... Bu durumda ABD’ye düşen görev çok basit!
Dış İşleri Bakanı Condoleezza Rice bu konuda gayet açıktı. Şiilere karşılaşabileceğimiz her yerde Sünnileri desteklemeye çalışacağız. İran’daki Şiilere karşı, Lübnan’daki Şiilere karşı... Yani Hasan Nasrullah’a karşı... İç savaşı da... Bazı yerlerde özellikle de Lübnan’da mezhep çatışması çıkarmaya çalışıyoruz.
Gorani: Tabi ki Bush yönetimi yetkilileri ve Sinyora hükümeti bunu kabul etmeyebilir. Nitekim bu çevreler Feth’ul İslam’ın Suriyeli bir grup olduğunu söylüyorlar. Eğer Suriye asıllı değilse nereden silah buldular?
Hersh: Öncelikle şu soruya cevap vermeniz gerekiyor. Eğer bu gerçekse ve Bush yönetimi Suriye’yi Hizbullah’a yakın olmakla suçluyorsa ve aynı Suriye selefi grupları da desteklemekle suçlanıyorsa burada mantık kayboluyor demektir!
İşin aslı çok açık. Daha geniş bir plan çerçevesinde Suudi Arabistanlılarla anlaştık. Şiilerin ve Şii Dünyasının yayılmasının nasıl önüne geçebileceğimiz ana planı oluşturuyor.
Gorani: Tabi ki... Ancak bu Suriye için mantıksızsa ABD için nasıl mantıklı olabiliyor. Sizin ifadenize göre dolaylı olarak Lübnan hükümetine milyar dolarlık askeri yardımlar yapması nasıl normal olabiliyor?
Eğer Lübnan hükümeti ve ABD’nin radikal grupları kontrol edememesi uzak bir ihtimalse ABD’nin bu grupları desteklemesi gerekiyor...
Hersh: Siz ABD yönetiminin mantıklı hareket ettiğini farz ediyorsunuz. Pekala... Bunu unutalım. Mesele gerçekten çok basit. Bu gruplar gözetim altında...
Beyrut’tayken görüşmeler yaptım. Yetkililer radikal cihatçı grupların varlığına tahammül nedenlerinin Hizbullah olduğunu söylediler. Nedenler Washington’un Hizbullah korkusu... Özellikle de Beyaz Saray’ın! Bunlar Nasrullah’ın ABD’de savaş başlatmaya niyetli olduğuna inanıyorlar.
Bu ister doğru, isterse de yanlış olsun; bu başka bir mesele... Ortada aşırı bir Hizbullah korkusu var. Biz Hizbullah’ın Lübnan hükümetinde güçlü bir rol almasını istemiyoruz. Bizim politikamızın temeli buna dayanıyor. Böylelikle karşı ittifaka göre çok zayıf olsa bile Sinyora hükümetini destekliyoruz. Sadece Sinyora’yı değil; Lübnan’daki eski askeri komutan Seyyid Ahven’i de... Ortada nefret ettiğimiz bir ittifak var.
Gorani: Pekala... Newyorker dergisinden Seymour Hersh... Görüşme için çok teşekkürler... Birkaç ay sonra Lübnan’daki son durum netliğe kavuştuğu zaman sizinle tekrar görüşmek ve daha fazlasını öğrenmek isteriz. Çok teşekkürler.