-İranlı Türkiye ve Kürt meselesi uzmanı Muhammed Hadi, sitemiz için kaleme aldığı “Kerkük Kardeşlik Kenti mi Petrolün Başkenti mi?” başlıklı yazısının bu bölümünde Kerkük’ün Irak anayasasındaki durumunu inceliyor.
YDH-İranlı Türkiye ve Kürt meselesi uzmanı Muhammed Hadi, sitemiz için kaleme aldığı “Kerkük Kardeşlik Kenti mi Petrolün Başkenti mi?” başlıklı yazısının bu bölümünde Kerkük’ün Irak anayasasındaki durumunu inceliyor.
Iraklı Kürtler, Kerkük’ün statüsünün değiştirilmesi için verdikleri 37 yıllık mücadelede Kerkük sorununun çözümü için Bağdat’taki merkezi hükümetle yapılan anlaşmaların yeterli olmadığını gördüler. Bundan dolayı da Kerkük’le ilgili isteklerini Irak anayasasına yerleştirerek kesinliğe kavuşturmak istediler, şu anda da bu yönde birçok adımlar atmaktadırlar.
KDP’nin Irak için önerdiği anayasa
KDP 2000 yılında Irak’ın geleceği için bir anayasa hazırladı, bu anayasanın 79. Maddesinde Kerkük meselesine değinilmekte ve şunlar ifade edilmektedir: “Kerkük’ün Araplaştırılmasını ve Kürdistan’ın bazı bölgelerindeki halkın zorunlu göçe tabi tutulmasını öngören plan lağvedilecek, Kerkük, Mahmur, Zummar, Şeyhan, Hanekin ve Mendeli’den göç ettirilen Kürtler kendi yerlerine döndürülecek ve 1975 yılında bu bölgelere getirilen Arap vatandaşlar kendi yerlerine geri gönderilecek.”
Baas rejiminin devrilmesinden sonra kurulan ve çeşitli dini, siyasi ve etnik liderlerden oluşan 25 kişilik geçici anayasayı hazırlama kurulundaki nüfuzlarından dolayı Iraklı Kürtler, Kerkük’ün durumuyla ilgili olarak geçici anayasanın 58. Maddesini yazıp onayladılar. Bu, bugün bu konuda atılan adımların da temelini oluşturmaktadır.
Irak Geçici Anayasasının yahut Irak İdari Yasasının 58. Maddesi
A)Irak geçici hükümeti, özellikle de Mülk Sorununu Çözümleme Yüksek Kurulu ve diğer yetkili taraflar, eski rejimin belli bölgelerde bu cümleden de Kerkük’te halkı kendi yaşadıkları yerlerden zorunlu göçe ve sürgüne tabi tutarak ve etnik düzenleme amacıyla yabancıları bu bölgelerde iskan ederek nüfus yapısını değiştirmesinden ve buralarda yaşayan insanları işten mahrum bırakmasından kaynaklanan zulmü ortadan kaldıracak tedbirleri süratle almalıdır. Bu zulmün ortadan kaldırılması için hükümet aşağıdaki tedbirleri almalıdır.
1-Mukim olanlar, sürgün edilenler ve göç ettirilenler konusunda Mülk İhtilaflarını Çözümleme Yüksek Kurulu, yasa doğrultusunda önlemler almalıdır. Geçici hükümet, makul bir zaman içerisinde mülklerini ve evlerini onlara geri vermeli, bunu gerçekleştirmenin geçici hükümet açısından zor olması durumunda onlara adil bir şekilde tazminat ödenmelidir.
2-Belli bölgelere ve arazilere getirilen kişilerle ilgili olarak geçici hükümet, Mülk İhtilaflarını Çözümleme Yüksek Kurulu Yasasının 10. Maddesi doğrultusunda bunların yeniden iskanını garanti etmek veya tazminat ödemeyi garanti etmek yahut getirildikleri illerdeki ikametgahlarına yakın yeni araziler vermek ya da gidecekleri bölgelere intikal bütçesini almak imkanını onlara sağlamak için adım atmalıdır.
3-Geçici hükümet, işlerinden uzaklaştırılan veya geçimlerini sağladıkları yerleri kaybeden kişilere aynı bölgede yeni iş imkanları sağlamalıdır.
4-Hükümet etnik meselenin ıslahı konusundaki tüm ilgili yasaları lağvetmeli, bundan zarar gören kişilere ulusal kimliğini ve etnik bağlılığını belirleme hakkını hiçbir zorlama olmaksızın tanımalıdır.
B)Eski rejim, siyasi garazlardan dolayı idari bölgelerin sınırlarını bir oyuncak haline getirmiştir. Başkanlık Kurulu ve Irak geçici hükümeti, bu adil olmayan değişikliklerin kaldırılması için Ulusal Kurula tavsiyelerde bulunmalıdır. Eğer Cumhurbaşkanlığı Kurulu, Ulusal Kurulun onayını alamazsa konunun incelenmesi için tarafsız bir yargıç atamalı, tarafsız yargıç konusunda uzlaşma sağlanamaması halinde ise Cumhurbaşkanlığı Kurulu, BM Genel Sekreterinden bu konuda uluslar arası saygın kişilerden hakem tayin etmesini istemelidir.
C)İhtilaflı bölgelerin, bu cümleden Kerkük’ün nihai çözümü, yukarıdaki programların tamamlanmasına, adil ve şeffaf bir nüfus sayımının yapılmasına ve daimi anayasanın kabul edilmesine kadar ertelenmeli ve daha sonra ihtilaflar, bölge sakinlerinin istekleri göz önünde bulundurularak ilkeler çerçevesinde adilce ortadan kaldırılmalıdır.
Böylece Iraklı Kürtler, o dönemin kendine özgü şartları içerisinde Kerkük’ten çıkarılan Kürtlerin bu kente dönüşünü, Kerkük’e getirilen Arapların bu kentten çıkarılmasını, Kerkük’ten çıkarılan idari bölgelerin buraya tekrar bağlanmasını, Kerkük’ün ve diğer Kürt bölgelerinin durumunun belirlenmesi için nüfus sayımı ve referandum yapılmasını bir zaruret olarak 8 Mart 2004’te Irak geçici hükümetinin onayına sunulan anayasaya yerleştirmeyi başardılar. Böylece geçici anayasanın 58. Maddesi, daimi anayasanın 140. Maddesi haline gelmiş oldu.
Irak’ın daimi anayasasının 140. maddesi
1- Yürütme organı, Irak Geçici İdare Yasası’nın (GİY) 58. maddesinin tüm bentleriyle uygulanmasının tamamlanması için gerekli adımları atar.
2- GİY’in 58. maddesinde yer alan ve Geçiş Hükümeti’nin sorumluluğunda uygulanan hususlar, bu anayasaya uygun olarak seçilecek yürütme organı tamamı yerine getirilene değin sürdürülür. Bu çalışmalar, normalleştirme, nüfus sayımı ve sakinlerinin iradesini tespit için Kerkük’te ve diğer tartışmalı bölgelerinde en geç 31.12.2007 tarihinde referandum düzenlenmesi tamamlanmalıdır.
Binaenaleyh Irak anayasasında Kerkük’ün ve diğer tartışmalı bölgelerin durumunun incelenmesi süreci, (Irak geçici anayasasının 58. ve daimi anayasanın da 140. Maddesinde buraların adı açıkça zikredilmemiş; fakat Kürtler daima Şeyhan, Sincar, Zummar, Hanekin ve Mendeli’den ihtilaflı bölgeler olarak söz etmiştir.) belirlenmiş oldu.
1-Kerkük’ten ve diğer bölgelerden sürülen, muhacir ve mültecilerin tekrar eski yerlerine döndürülmesi,
2-Bu bölgeye dışarıdan getirilenlerin daha önce yaşadıkları yerlere gönderilmesi,
3-Kerkük’ten ayrılan idari bölgelerin yeniden buraya bağlanması,
4-Nüfus sayımı,
5-Bu bölgelerin idari yapısının belirlenmesi için referandum yapılması.
Geçici anayasanın 58. daimi anayasanın da 140. maddesi, açık ve net bir şekilde Kerkük’ün durumunu belirliyorsa da Kürtler, geçici anayasada kendi çıkarlarına aykırı olacak her türlü hukuki girişimi engellemek için gerekli tedbirleri almışlardı. Geçici anayasanın 53. Maddesinde Kürdistan federal yönetimine ve buranın coğrafi sınırlarına değinilmekteydi. 53. Maddenin C bendinde şöyle deniliyordu: “Bağdat ve Kerkük istisna olmak üzere Kürdistan bölgesi dışındaki iller kendi arasında (federal) bölgeler tayin etme hakkına sahiptir.
Bu maddeye göre Kerkük, kendine özgü bir bölge olma veya başka illerle birlikte ayrı bir federal bölge kurma hakkına da sahip olamıyordu. Böylece daimi anayasanın 140. Maddesi doğrultusunda seçilen hükümet (bugünkü hükümet) geçici anayasanın 58. Maddesini uygulamakla görevliydi. (Bu madde de hükümet tarafından normalleşmenin sağlanmasını ve Kerkük’ün idaresi konusunda referandum düzenlenmesini öngörüyor.) Bundan dolayı 2006 yılının haziran ayında Kerkük il meclisinin 14 üyesinin bir bölge oluşturulması için başbakanlığa yaptığı başvuruya, Başbakan, anayasanın 140. Maddesi doğrultusunda geçici anayasan 58. Maddesini uygulamak zorunda olduğunu belirten bir mektup yazarak cevap verdi ve Kerkük’te yeni bir bölge oluşturulması talebini reddetti.
Kürtler, 7 Mayıs 2006’da yeni bölgesel hükümetin kuruluşu sırasında “Kürdistan Bölgesi Dışındaki Bölgeler Bakanlığı” adlı yeni bir bakanlık kurdular. Bu bakanlık şu an Kürdistan bölge yönetiminin kontrolü altında bulunmayan Kerkük, Hanekin, Sincar, Şeyhan, Zummar vb. gibi yerlerle ilgileniyor ve aynı zamanda tıpkı bir dışişleri bakanlığı gibi Kürt bölgesinin uluslar arası ilişkilerini takip ediyor. Söz konusu bakanlık halen anayasanın 140. Maddesinin uygulanması için geniş çaplı çalışmalar yaparken, Kürdistan Bölge Başkanı sıfatıyla Mesut Barzani anayasanın 140. Maddesinin uygulanması konusunda özel temsilci atamış, Kürt meclisi de Meclis Başkan Yardımcısı Kemal Kerküki başkanlığında anayasanın 140. Maddesinin izlenmesi için bir komisyon görevlendirmiştir.
Irak Kürdistanı tarafından önerilen anayasa
Kürdistan meclisince incelenip hemen kabul edilen Irak Kürdistanı tarafından önerilen anayasanın 2. Maddesinde şöyle deniyor: Irak Kürdistanı Dohuk ili, bugünkü idari sınırlarıyla Kerkük, Süleymaniye, Erbil illeriyle Ninova (Musul) ilinin Akre, Şeyhan, Sincar, Telafer, Tilkef, Karakuş, Zummar, Başıkıiye ve Eski Kelek kentlerinden; Diyala ilinin Henekin ve Mendeli kentleri ve 1968 yılı öncesi idari sınırlarıyla Vasıt ilinin Bedre kenti ve Cessan bölgesinden oluşmaktadır.
Binaenaleyh Kürtler, birinci olarak üzerinde iddiada bulundukları coğrafi bölgeleri, Suriye sınırından Irak ortalarına ve İran sınırına kadar olan yerleri belirlemekte ve buraları tartışmalı bölgeler olarak nitelemektedirler. Daha sonra da bu bölgeleri Irak Kürdistanı’nın parçası olarak tanıtmaktadırlar. Halbuki, Kerkük’ün durumu konusunda henüz bir referandum yapılmış değildir ve ayrıca diğer tartışmalı bölgelerde Bağdat hükümeti tarafından normalleştirme, nüfus sayımı ve referandum gerçekleştirilmemiştir.
Sonuç olarak denilebilir ki Kürtler, Irak işgaliyle ABD muhalefetiyle karşılaşmaksızın (belki de ABD desteğiyle) Şiilerle Sünniler arasındaki ihtilaflardan da yararlanarak coğrafi hedeflerini ve taleplerini Irak anayasası çerçevesinde resmi olarak nihayete erdirdiler.
Çeviren Alptekin Dursunoğlu
Bir sonraki bölüm: Kerkük Petrolü