İran saldırısı sonrası ciddi altyapı sorunları yaşayan Soroka Hastanesi’nin “acil ve rutin” hizmetlerde kapasitesi düştü; Knesset toplantısında Başkan Yardımcısı Dr. Tzahyi Slotsky, krizin “acil müdahale gerektirdiğini” vurguladı.
YDH- İsrail parlamentosu Knesset Araştırma ve Bilgi Merkezi’nde, İsrail'in işgali altındaki toprakların güneyinde bulunan en büyük sağlık kuruluşlarından biri olan Soroka Hastanesi’nin “onarım ve güçlendirilmesi” konulu toplantı gerçekleştirildi.
Hastanedeki mevcut zorluklar
Toplantıda, hastanenin acil ve rutin hizmetlerde “ciddi zorluklarla karşı karşıya olduğu” ve bazı cerrahi birimlerin kapasitesinin düşürüldüğü ifade edildi. Ayrıca, bazı bölümlerin İran kaynaklı roket saldırısı sırasında hasar gördüğü ve bu nedenle yapının “yapısal olarak onarım veya yeniden inşa gerektirdiği” aktarıldı.
Soroka Hastanesi’nin ekipleri “yetersiz kaynaklarla çalışsa da hastalara hizmet vermeye devam ediyor”, ancak bu durumun hem mevcut hastaları hem de gelecekteki doktor adaylarını etkileyebileceği belirtildi. Başkan Yardımcısı Dr. Tzahyi Slotsky, “Soroka, Nakab sakinleri için stratejik öneme sahip bir merkezdir ve yaşanan kriz acil müdahaleyi gerektiriyor.” dedi.
Mali kaynaklar ve yeniden yapılanma planları
Toplantıda mali kaynakların dağıtımı ve yeniden yapılanma planları da ele alındı. Knesset Üyesi Hanokh Milvitzki, Mal Varlığı Fonu’ndan hastanenin durumuna dair “yaklaşık bir buçuk hafta içinde ayrıntılı rapor” talep etti. İlerleme sağlanmaması halinde “hemen yeni bir toplantı yapılacağını” ifade etti.
Hastane yetkilileri, mevcut ekipman ve tesisin durumuna dair bilgiler paylaşarak, “60 milyon şekel tutarında bir ön ödeme alındığını, ancak ekipmanın toplam maliyetinin 100 milyon şekeli aşacağını” bildirdi. Ayrıca, İran füse saldırısı sırasında hasar gören bazı bölümlerin, güvenlik önlemlerinin yetersizliğinden dolayı “normal kapasitede çalışamadığı” aktarıldı.
Hastalar ve sağlık personeli üzerindeki etkiler
Prof. Daniel Kaplan, KBB Bölüm Başkanı, “Bazı ameliyathaneler %30 kapasiteyle çalışıyor, enfeksiyon riski artıyor ve hastalar bundan olumsuz etkileniyor.” dedi. Dr. Yarden Zohar ise “Bazı hastalar aylarca ameliyat beklemek zorunda kalıyor; başka seçenekleri yok, sadece Soroka’ya başvurabiliyorlar.” ifadelerini kullandı.
Üst düzey yetkililer, yeni bina inşaatı ve ekipman tedariki süreçlerinin “yavaş ilerlediğini” belirterek, devlet desteğinin acilen sağlanması gerektiğini vurguladı. Milvitzki, tüm taraflardan “yazılı açıklamalar ve ilerleme raporları” talep ederek, ilerleme kaydedilmezse “takip toplantısının yapılacağını” bildirdi.
Saldırı sonrası bilimsel kayıplar
Saldırının etkisi yalnızca hastaneyle sınırlı kalmadı. Ben-Gurion Üniversitesi Rektörü Prof. Daniel Chamovitz, İran tarafından 19 Haziran’da Bi’ir Seba’daki Soroka Üniversitesi Tıp Merkezi’ne düzenlenen füze saldırısının İsrail’in bilimsel altyapısı üzerinde “çok yönlü ve derin etkiler” yarattığını belirtmişti.
Hedef alınan bölgeler ve yaralanmalar
Haberlere göre, Bi’ir Seba’nın güneybatısındaki 17 Yehuda Jabotinsky Caddesi’nde bulunan çok katlı bir bina İran füzesiyle vurulmuş; saldırı sırasında “komutanlar ile kıdemli subayların bulunduğu” aktarılmıştı. Bu bölgenin Soroka Hastanesi’ne çok yakın olduğu kaydedildi. Sabahın erken saatlerinde büyük patlayıcı başlığa sahip bir İran balistik füzesi, hastanenin 12 No’lu binasına isabet etmiş; en az 80 kişinin yaralandığı, cerrahi birimin tamamen yıkıldığı ve çevredeki yapıların ağır hasar gördüğü bildirilmişti.
Laboratuvarlarda büyük yıkım
Ben-Gurion Üniversitesi’ne ait anatomi laboratuvarı dâhil olmak üzere altı araştırma laboratuvarı tamamen yok olmuş, toplamda 15 laboratuvarın ciddi hasar aldığı ifade edilmişti. Prof. Chamovitz, “Neyse ki ölen olmadı, ağır yaralanan da yoktu.” diyerek can kaybının yaşanmamış olmasının sevindirici olduğunu belirtmiş, ancak bağışlanmış kadavraların ve araştırmacıların “yıllara yayılan bilimsel çalışmalarının kaybedildiğini” ifade etmişti.
Farmakoloji ve biyokimya alanlarında çalışan Prof. Ehud Ohana da saldırıdan yaklaşık iki saat sonra laboratuvarına girdiğinde “büyük bir yıkımla karşılaştığını” söylemişti. Hâlâ yangının sürdüğü ortamda öğrencileriyle birlikte biyolojik örnekleri “kurtarmaya çalıştıklarını” aktarmış, bazı örneklerin “20 yıllık emek ürünü” olduğunu vurgulayarak, “2 ila 5 yıl geriye atıldık” demişti.
Bilimsel kayıpların etkisi
Ohana, diyabet, böbrek kanseri ve orta kulakta görülen kolesteatom gibi hastalıklar üzerine çalıştığını; ancak tüm ekipmanların ve insan örneklerinin kaybedildiğini belirterek, “Bu tam bir kayıptı. Bilgimiz var ama deneyleri yeniden inşa etmek büyük zaman ve emek alacak.” ifadelerini kullanmıştı.
Chamovitz, yalnızca Soroka Hastanesi’ndeki kayıpların bile “muazzam bir bilimsel felaket” olduğunu belirterek, “Bunun bir fiyatı olamaz. Belki de dört ay içinde gerçekleşecek bir bilimsel keşif artık hiç olmayacak.” demişti. Üniversitenin 30 binasının saldırıdan etkilendiği, kütüphanenin kapatıldığı ve tıp fakültesine ait yedi sınıfın büyük hasar gördüğü de kaydedilmişti.
Chamovitz, öğrenci sayısının yıllık 120’den 200’e çıkarılmış olmasına rağmen gelecek dönem için yeterli derslik ve laboratuvar bulmanın “büyük bir zorluk” oluşturduğunu dile getirmişti. “Bilgisayar verileri yedeklenebilir, ama DNA örneklerini yedekleyemezsiniz.” diyen Chamovitz, araştırmacıların yeniden çalışabilmesi için geçici tesisler kiralamayı planladıklarını belirtmişti.
The Times of Israel’e göre, üniversitenin toplam maddi zararının 50 ila 200 milyon dolar arasında olduğu tahmin edilmişti. Chamovitz ayrıca, 15 Haziran’da İran füzeleriyle hedef alınan ve 45 laboratuvarı yok olan Weizmann Bilim Enstitüsü’ne kendi üniversitesinin laboratuvarlarını açmayı teklif ettiğini, ancak Bi’ir Seba’daki saldırı sonrası bu teklifi geri çekmek zorunda kaldığını belirtmişti.
Rektör, araştırmacılara yeni alan bulunamaması durumunda genç bilim insanlarının işe alınamayacağını ifade ederek, “Bu yalnızca üniversitemizi değil, tüm İsrail bilimi ve toplumunu etkileyecek zincirleme bir etkidir.” dedi. Chamovitz, ülke genelindeki üniversite başkanları ve araştırmacıların dayanışma içinde olduğunu, destek tekliflerinin sürdüğünü kaydetmişti.