Mazlum Abdi: HTŞ'den vaat değil gerçek değişim bekliyoruz

img
Mazlum Abdi: HTŞ'den vaat değil gerçek değişim bekliyoruz YDH

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Genel Komutanı Mazlum Abdi, İsrail basınına verdiği demeçte ABD’nin bölgedeki varlığının Şam’daki istikrar için hayati olduğunu vurguladı. Rejim ordusuna entegrasyon sürecinde kadın taburlarının korunmasını şart koşan Abdi, IŞİD tutuklularının yarattığı mali yük ve yeni yönetim altındaki güvenlik kaygılarına dikkat çekti.




YDH - Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Genel Komutanı Mazlum Abdi, İsrail merkezli The Jerusalem Post gazetesine verdiği mülakatta, Suriye’nin kuzeydoğusundaki son durum, ABD ile ilişkiler ve merkezi hükümetle yürütülen müzakerelere dair kritik değerlendirmelerde bulundu.

Abdi, Şam’da istikrarın sağlanması için ABD’nin bölgedeki varlığını sürdürmesi gerektiğini vurguladı.

ABD Kongresi’nin Amerikan ordusuna verdiği desteğin önemine işaret eden Abdi, Sezar Yasası kapsamındaki yaptırımların daha geniş bir çerçevede tartışılmasına ihtiyaç duyduklarını belirtti.

SDG Genel Komutanı, Washington’dan gelecek desteğin koşulsuz olmaması gerektiğini ifade ederek "Desteğin koşullu olması gerekiyor" dedi.

Amerikan ordusunun sürekli olarak IŞİD ile mücadeleye odaklanmaya çalıştığını hatırlatan Abdi, sahada ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) ve Amiral Brad Cooper’ın varlık gösterdiğini ancak askeri misyonun Kongre nezdinde daha fazla siyasi desteğe ihtiyaç duyduğunu kaydetti.

Amerikalıların bölgede daha dengeli bir rol üstlenmesi gerektiğini savunan Abdi, SDG’nin bir alternatifinin bulunmadığını dile getirdi.

Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) rejiminin lideri Ebu Muhammed el-Colani'den (şimdiki adıyla Ahmed eş-Şaraa) sadece vaatler değil, gerçek bir değişim görmeleri gerektiğini belirten Abdi, somut adımlar atılmasının önemine dikkat çekti.

Taraflar arasında "10 Mart anlaşması" olarak bilinen bir ön mutabakatın bulunduğunu açıklayan Abdi, bu kapsamda ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, ABD ordusu yetkilileri ve yerel güvenlik güçleriyle bir araya geldiklerini aktardı.

Görüşmelerde SDG’nin rejimin Savunma Bakanlığı, ordu ve İçişleri Bakanlığı’na entegrasyonu konularının ele alındığı bildirildi.

Kuzeydoğu Suriye’de 70 bini savaşçı, 30 bini ise polis ve yerel güvenlik gücü olmak üzere toplam 100 bin askerleri bulunduğunu kaydeden Abdi, bu güçlerin kendi bölgelerini korumakla sorumlu olduğunu ifade etti.

Kuvvetlerin entegrasyonu sürecinde büyük zorluklar yaşandığına değinen Abdi, özellikle kadın taburlarının durumuyla ilgili belirsizliğe işaret etti. Diğer yapılarda kadın taburu bulunmadığını hatırlatan Abdi, kadın savaşçıları ayıramayacaklarını vurguladı.

Müzakereler sonucunda SDG’nin üç tümenini ve iki özel taburunu korumayı kabul ettiklerini belirten Abdi, "Bunlardan biri sınır güvenliğine odaklanacak, diğeri ise kadın taburu olacak ve hepimiz Savunma Bakanlığı’nın bir parçası olacağız" diye konuştu.

Abdi ayrıca, ABD’nin ulusal orduyla işbirliği yaparken SDG’nin bütünlüğünü korumasının önemini anladığını sözlerine ekledi.

Başkan Donald Trump’ın önceki döneminde yardımları azaltmasından bu yana, IŞİD’den kaçanların barındığı el-Hol kampını yönetmek için insan gücü ve insani destek konusunda ciddi sıkıntılar yaşadıklarını belirten Abdi, güvenlik personeli sayısının azaldığını ifade etti.

Kampta faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşu (STK) sayısının düştüğünü aktaran Abdi, SDG’nin kendi savunması için daha az kaynağa sahip olmasına rağmen kampın güvenliğini bütçesinden karşılamak zorunda kaldığını bildirdi.

Küresel koalisyon öncesinde IŞİD tehlikesiyle doğrudan karşı karşıya kaldıklarını hatırlatan Abdi, örgütün halen aktif olan birçok gözaltı merkezi, aile yapılanması ve gizli hücreleri bulunduğunu vurguladı.

IŞİD’in Rakka, Deyr ez- Zor ve diğer bölgelerde SDG’ye yönelik saldırılar düzenlediğini ve bu saldırılarda asker kaybettiklerini belirten Abdi, bölgedeki hapishane durumuna dair şu verileri paylaştı:

"26’dan fazla gözaltı merkezimiz ve toplamda 10 bine kadar erkek IŞİD mahkumunun tutulduğu üç ana hapishanemiz var. Ana hapishaneler burada, Haseke’de; her birinde 3 bin veya 4 bin mahkum var. Rakka’daki diğer hapishanelerde ise 1500 mahkum ve Kamışlı’da 1000 mahkum var. Bunlar son derece tehlikeli IŞİD’liler"

Colani'nin Batı’yı Suriye’ye yeni bir şans vermeye ikna etmeye çalıştığını, ancak sahada ciddi endişelerin sürdüğünü dile getiren Abdi, etnik ve mezhepsel şiddet olaylarına dikkat çekti.

Lazkiye’de 2 bin Alevinin, Süveyda’da ise bin Dürzi’nin öldürüldüğünü iddia eden Abdi, Dürzi toplumuna karşı işlenen vahşet görüntülerinin dolaşıma sokulduğunu belirtti.

Abdi, bu saldırılarla verilen mesajın "Sırada Kürtler var" şeklinde olduğunu ifade etti.

Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) ile ilişkilere de değinen Mazlum Abdi, IKBY Başkanı Neçirvan Barzani’nin desteğinden dolayı müteşekkir olduklarını ancak Erbil yönetiminin daha fazlasını yapma imkânına sahip olduğunu sözlerine ekledi.



Makaleler

Güncel