Çağrı cihazı terörü ‘Palantir’ destekli

img
Çağrı cihazı terörü ‘Palantir’ destekli YDH

Yeni yayımlanan bir kitapta, İsrail’in 2024 yılında Lübnan genelinde binlerce çağrı cihazının eşzamanlı olarak patlatıldığı ve sivillerin doğrudan hedef alındığı terör saldırılarında Palantir yazılımlarını kullandığı ifade edildi.




YDH- Palantir teknoloji şirketinin kurucu ortağı Alex Karp hakkında yayımlanan yeni bir kitapta, şirketin yazılımlarının İsrail tarafından 2024 yılında Lübnan’da gerçekleştirilen çağrı cihazı (pager) saldırılarında kullanıldığı iddia edildi.

Michael Steinberger tarafından kaleme alınan “The Philosopher in the Valley: Alex Karp, Palantir, and the Rise of the Surveillance State/ Vadideki Filozof: Alex Karp, Palantir ve Gözetim Devletinin Yükselişi” adlı kitapta, İsrail’in Ekim 2023’te Gazze’ye karşı başlattığı saldırıların ardından Palantir teknolojilerinin kullanımını derinleştirdiği ifade edildi.

Binlerce çağrı cihazı aynı anda patladı

17 Eylül 2024’te Lübnan genelinde gerçekleştirilen saldırıda, binlerce çağrı cihazı aynı anda patladı. Patlamalar, herhangi bir silahlı faaliyetle ilgisi bulunmayan sivillerin de doğrudan hedef alınması nedeniyle, olay geniş çaplı bir sivil kayıplı terör saldırısı olarak değerlendirildi.

Saldırı öncesinde birçok cihazın yüksek sesle titreşim yaptığı ve “hata” uyarıları gösterdiği; bunun da Hizbullah mensuplarının, özellikle kullanıcıların aile üyelerinin ve sivillerin cihazlara yaklaşmasına neden olduğu aktarıldı. Bu durumun, patlamaların etkisini artırarak sivil yaralanmalarını ve ölümlerini çoğalttığı belirtildi.

Ertesi gün bu kez iletişim cihazlarının farklı türleri patladı. Saldırılar, bir gün önce hayatını kaybedenlerin cenazeleri sırasında da devam etti.

Birleşmiş Milletler uzmanları, saldırıları uluslararası hukukun “korkutucu” ihlali olarak nitelendirdi.

Toplamda 42 kişi hayatını kaybetti, binlerce kişi yaralandı ve çok sayıda kişi göz, yüz ve elllerde kalıcı hasarla sonuçlanan yaralanmalar yaşadı.

Operasyonlarda Palantir yazılımı kullanıldı

Kitapta, İsrail’in 2024 yılı boyunca yürüttüğü çeşitli askeri operasyonlarda Palantir sistemlerini devreye aldığı kaydedildi.

Steinberger, Palantir teknolojisinin “Lübnan’daki operasyonlarda, Hizbullah’ın üst düzey kadrolarını hedef alan saldırılarda” kullanıldığını vurguladı.

Ayrıca “Operation Grim Beeper” adı verilen saldırı dalgasında, yüzlerce Hizbullah mensubunun çağrı cihazı ve telsizlerinin patlatılması sonucu yaralandığı veya uzuv kaybı yaşadığı, cihazların “bubi tuzağı” şeklinde hazırlandığı belirtildi.

Steinberger, İsrail’den gelen talebin “çok yüksek” olduğunu ve “şirketin Londra’dan bir mühendis ekibi göndererek İsrail kullanıcılarına teknik destek sağladığını” aktardı.

Teknoloji şirketlerinin rolü tartışma konusu

Son yıllarda teknoloji şirketlerinin İsrail’in bölgedeki saldırılarında ve işgal altındaki Filistin’de yürütülen gözetim faaliyetlerinde rol aldığına ilişkin iddialar, uluslararası kuruluşlar ve insan hakları savunucuları tarafından eleştiriliyor.

BM Özel Raportörü Francesca Albanese tarafından temmuz ayında yayımlanan raporda, çeşitli teknoloji şirketlerinin işgal, apartheid ve soykırım dahil uluslararası suçlardan ekonomik olarak fayda sağladığı belirtilmişti.

İsrail ordusunun Gazze saldırılarında hedef üretimi için geliştirdiği yapay zekâ sistemlerine atıf yapılan raporda, Palantir için şu ifadeler yer aldı: “Palantir’in otomatik tahmine dayalı polislik teknolojisi, geniş ölçekli askeri yazılım altyapısı ve gerçek zamanlı veri entegrasyonuna dayalı yapay zekâ platformu sağladığına dair makul gerekçeler bulunmaktadır.”

Albanese, BM üyesi devletlere, Filistinlilerin güvenliğini tehlikeye atan kişi ve şirketlerle ticaret anlaşmalarının askıya alınması çağrısı yapmıştı.

Ayrıca, uluslararası yargı organlarının ve ulusal mahkemelerin şirket yöneticileri hakkında uluslararası suçlara iştirak ve elde edilen gelirlerin aklanması iddiaları kapsamında soruşturma yürütmesi gerektiğini vurgulamıştı.

Temmuz ayında yayımlanan bir ekonomistler mektubunda, BM Özel Raportörü Francesca Albanese’ye destek açıklanmış ve Gazze’deki “soykırım ekonomisi”ni besleyen şirket ve kurumlar hedef alınmıştı. Mektupta Caterpillar ve Maersk’in yanında Palantir’in adı da bulunuyordu.

Ağustos ayında yatığı açıklamada, Amerika Birleşik Devletleri makamlarını, yapay zekâ destekli gözetim sistemleri aracılığıyla yabancı öğrencileri, göçmenleri ve Filistin yanlısı göstericileri hedef aldığını bildiren Uluslararası Af Örgütü ise Palantir ile Babel Street şirketlerine ait “Babel X” ve “Immigration OS” adlı programlara dikkat çekmişti.

Bu sistemlerin, hedef alınan kişi gruplarının sürekli, geniş kapsamlı ve toplu takibini mümkün kıldığı; söz konusu uygulamaların hem mahremiyet hakkını hem de ifade özgürlüğünü tehdit ettiği ifade edilmişti.

Wall Street Journal (WSJ), kasım ayında yayımladığı bir haberinde, ABD’den İsrail’e “eşi benzeri görülmemiş” nitelikte bir silah hattı kurulduğunu ve bu akışın hâlâ sürdüğünü bildirmişti. Haberde, Palantir’in Ocak 2024’te İsrail Savunma Bakanlığı ile bir ortaklığa girdiği bilgisi de yer almıştı.

Mayıs 2025’teki bir konferansta, şirket CEO’su Alex Karp’ın, bir protestocunun Palantir teknolojisinin İsrail tarafından sivillere yönelik saldırılarda kullanıldığı iddialarına ilişkin sorusuna karşılık, öldürülenlerin “çoğunlukla teröristler” olduğunu söylediği aktarıldı.

Şirketin 2024 yıllık raporunda, İsrail’e yönelik operasyonların “finansal sonuçlar açısından önemli olmadığı” belirtildi.

Palantir sözcüsünün ise şirketin “İsrail’in savunma ve ulusal güvenlik misyonlarını desteklemekten gurur duyduğunu” ifade ettiği kaydedildi.