Soykırımın gölgesinde İsrail–Mısır hattında ‘tarihi’ gaz anlaşması

img
Soykırımın gölgesinde İsrail–Mısır hattında ‘tarihi’ gaz anlaşması YDH

Netanyahu’nun “İsrail tarihinin en büyük gaz anlaşması” olarak nitelediği Mısır’la doğalgaz anlaşması, Gazze’deki soykırımın ardından Tel Aviv’e ekonomik ve stratejik bir can simidi sundu.




YDH- İsrail, Başbakan Benyamin Netanyahu’nun ülke tarihindeki “en büyük doğalgaz ihracat anlaşması” olarak tanımladığı, milyarlarca dolarlık bir anlaşmayı onayladı. Anlaşma kapsamında, Leviathan açık deniz doğalgaz sahasından çıkarılan gazın Mısır’a tedarik edilmesi öngörülüyor.

Times of Israel'in bildirdiğine göre, çarşamba günü Enerji Bakanı Eli Cohen ile birlikte yayımlanan bir video açıklamasında konuşan Netanyahu, Kahire ile yapılan doğalgaz anlaşmasının değerinin “112 milyar İsrail şekeli (34,7 milyar dolar)” olduğunu söyledi. Netanyahu, bu tutarın “58 milyar şekelinin (18 milyar dolar) kamu kasasına gideceğini” ifade etti.

Netanyahu, “ilk dört yıl içinde yaklaşık 500 milyon şekelin (155 milyon dolar) devlete aktarılacağını”, bu tutarın “2033 yılına kadar yıllık 6 milyar şekele (1,9 milyar dolar) yükselmesinin beklendiğini” belirtti.

“İsrail tarihinin en büyük gaz anlaşması”

Netanyahu açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Bugün İsrail tarihindeki en büyük gaz anlaşmasını onayladım. Anlaşma 112 milyar şekel (34,67 milyar dolar) değerindedir. Amerikan Chevron şirketiyle, İsrailli ortaklarla yapılan bu anlaşma kapsamında Mısır’a gaz sağlanacak.”

Netanyahu, anlaşmanın “bazı çözülmemiş meseleler nedeniyle” geciktiğini belirtti; ancak onayın, İsrail yönetiminin bölgedeki çok sayıda devletin egemenliğini ihlal etmeyi sürdürdüğü bir dönemde “bölgesel istikrara katkı sağlayacağını” öne sürdü.

Netanyahu’nun yanında duran Cohen, anlaşmayı “İsrail için tarihi bir an” olarak nitelendirdi ve bunun, “ülke tarihindeki en büyük ihracat anlaşması” olduğunu belirtti.

ABD desteği ve bölgesel güç vurgusu

ABD’nin, Mısır’ın İsrail gazına bağımlılığını desteklediği; bunun İsrail’in “bölgesel bir enerji ve siyasi güç” olarak konumunu güçlendirdiği ve Washington’un stratejik müttefiki olarak rolünü pekiştirdiği kaydedildi.

ABD’nin, Cohen ve Netanyahu’ya Mısır’la anlaşma imzalamaları yönünde önemli baskı uyguladığı bildirildi. Buna göre, ABD Enerji Bakanı Chris Wright’ın, Cohen’in anlaşmayı imzalamayı reddetmesi üzerine ekim ayında İsrail’e yapmayı planladığı altı günlük ziyareti iptal ettiği aktarıldı.

Axios’un bu ayın başlarında aktardığına göre, Washington’un anlaşmaya ilgisinin, “ortak ekonomik çıkarlar üzerinden İsrail ile Mısır arasında daha sıcak ilişkiler tesis etme” isteğinden kaynaklandığı belirtildi.

Netanyahu bu çerçevede şunları söyledi:

“Hayati güvenlik ve diğer çıkarlarımızı güvence altına aldıktan sonra anlaşmayı onayladım; bunları burada ayrıntılandırmayacağım. Bu anlaşma, İsrail’in bölgesel bir enerji gücü olarak konumunu büyük ölçüde güçlendiriyor ve bölgemizde istikrara katkıda bulunuyor.”

Mısır’ın artan gaz ihtiyacı

Mısır’ın doğalgaz üretiminin “2022 yılında düşüşe geçtiği”, bu durumun ülkeyi bölgesel bir enerji merkezi olma planlarından vazgeçmeye zorladığı belirtildi. O tarihten bu yana Kahire yönetiminin, enerji açığını kapatmak ve arzı istikrara kavuşturmak amacıyla giderek daha fazla İsrail’den gaz ithalatına yöneldiği ifade edildi.

Doğu Akdeniz’deki en büyük açık deniz doğalgaz keşiflerinden biri olan “Leviathan sahasının”, özellikle arz sıkıntısı yaşayan komşu ülkelere yönelik ihracat bağlamında İsrail’in bölgesel enerji rolünün merkezinde yer aldığı aktarıldı.

Kahire açısından stratejik riskler

Anlaşmanın, Mısır açısından “önemli stratejik riskler” taşıdığı vurgulandı. Mısır’ın İsrail gazına artan bağımlılığının, Tel Aviv tarafından “siyasi baskı aracı” olarak kullanılabileceği belirtildi. Enerjide tek bir dış kaynağa bağımlılığın, Kahire’yi diplomatik ve güvenlik konularında baskıya açık hale getirdiği; bunun İsrail yönetimine Mısır’ın politika tercihleri ve bölgesel konumlanışı üzerinde potansiyel bir etki alanı sağladığı ifade edildi.

Leviathan anlaşması yoluyla İsrail gazına bağımlılığın, Mısır’ın acil enerji açığını kapattığı; ancak bunun “ciddi stratejik ve siyasi risklerle” birlikte geldiği kaydedildi. Kahire’nin, çıkarları kendi bölgesel hedefleriyle yakından bağlantılı tek bir dış tedarikçiye dayanarak, İsrail yönetimine “etki için güçlü bir araç” sunduğu; bunun Mısır’ın politika kararlarını etkileyebileceği ve müzakere esnekliğini sınırlayabileceği aktarıldı.

Bu bağımlılığın ayrıca arz kesintileri veya fiyat manipülasyonu riskini artırdığı, Mısır’ın enerji güvenliğini zayıflattığı ve ekonomik istikrarını bölgede soykırım yoluyla hakimiyet kurmaya çalışan bir devlete bağlayarak ülkenin bölgesel itibarını aşındırdığı ifade edildi.

Anlaşmanın kısa vadeli rahatlama sağladığı; ancak Mısır’ın özerkliğini sınırladığı, çeşitlendirme seçeneklerini azalttığı ve dış siyasi baskılara karşı kırılganlığı artırdığı belirtildi.

Washington’un bakış açısı ve Ynet’in aktardıkları

ABD açısından bakıldığında, Kahire’nin kritik enerji tedarikinde Tel Aviv’e bağımlı hale getirilmesinin Washington’a bir “etki kaldıracı” sunduğu kaydedildi. Bunun, İsrail’in Ortadoğu’daki üstünlüğünü pekiştirdiği, bölgesel enerji ağlarını Amerikan çıkarlarıyla uyumlu hale getirdiği ve doğrudan müdahale olmaksızın Washington lehine bir güç dengesi sağladığı ifade edildi.

Ynet’in aktardığına göre, İsrail işgali perspektifinden bakıldığında, Mısır’ın Gazze Şeridi’ne askeri ekipman aktarımıyla mücadele etmeyi veya İsrail’le güvenlik koordinasyonuna ilişkin ek adımlar atmayı taahhüt edip etmediğinin henüz netleşmediği bildirildi.

Haberde ayrıca, İsrail’in, özellikle Sina Yarımadası’ndaki “asker, silah ve altyapı konuşlandırmalarına” ilişkin olarak, Mısır’ın İsrail’le yaptığı anlaşmayı ihlal ettiği iddiaları konusunda talepler gündeme getirdiği aktarıldı.

Ynet, ABD açısından Washington’un anlaşmanın onaylanmasını istediğini; bunun Amerikan çıkarlarıyla uyumlu olduğunu kaydetti. Haberde, Chevron’un anlaşmadan önemli kârlar elde etmesinin beklendiği; İsrail yönetimi ile Mısır arasındaki ilişkilerin de güçlenmesinin muhtemel olduğu ifade edildi.

Anlaşmanın aynı zamanda ABD’nin bölgesel nüfuzunu pekiştirdiği değerlendirmesi paylaşıldı.

Gelir beklentisi ve üçlü zirve ihtimali

Netanyahu, anlaşmanın mali boyutuna ilişkin olarak şunları söyledi:

“İlk dört yıl içinde yarım milyar şekel alacağız. Şirketler, boru hattının genişletilmesi gibi altyapının geliştirilmesine büyük meblağlar yatırıyor. Birkaç yıl içinde bu miktar yıllık 6 milyar şekele ulaşacak.”

Mısır’ın, iç üretimin 2022’de düşmeye başlamasının ardından son yıllarda sıvılaştırılmış doğalgaz ithalatına milyarlarca dolar harcadığı belirtildi. Bunun, ülkeyi bölgesel enerji merkezi olma hedeflerinden vazgeçmeye zorladığı ve İsrail’den yapılan gaz ithalatına daha fazla bağımlı hale getirdiği; bu durumun da “soykırım sonrası İsrail rejiminin bölgedeki konumunu daha da güçlendirdiği” ifade edildi.

Ynet’e göre, gaz anlaşmasının onaylanması, Netanyahu, ABD Başkanı Donald Trump ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’nin katılacağı “üçlü bir zirvenin” de önünü açıyor. Haberde, Kahire’nin, es-Sisi’nin zirveye katılımını anlaşmanın onaylanması şartına bağladığı ifade edildi.