Irak'taki direniş örgütlerinden ABD'nin silah bırakma talebine ret

img
Irak'taki direniş örgütlerinden ABD'nin silah bırakma talebine ret YDH

Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin, İsrail ve ABD'den gelen tehditlere karşı uyarıda bulunurken direniş örgütleri silahsızlanmayı reddetti.




YDH - Irak siyasi sahası yeni hükümetin kurulması ve üç cumhurbaşkanlığı meselesinin çözümü için yürütülen müzakerelere odaklanırken, Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin ülkesinin karşı karşıya olduğu güvenlik risklerine dair açıklamalarda bulundu.

Siyonist rejimin Irak'a yönelik tehditlerinin halihazırda sürdüğünü vurgulayan Hüseyin, Irak'ın bölgesel ihtilaflardan en fazla etkilenen aktör konumuna geldiğini belirtti.

Dışişleri Bakanı Hüseyin, uluslararası toplumun ve özellikle ABD’nin Irak’ı Washington’un perspektifine uygun, Tahran ve müttefikleriyle daha az uyumlu bir yönetim yapısına itmeye çalıştığı bir süreçte siyasi gruplar arasındaki diyalogların sürdüğünü bildirdi.

Direniş örgütlerinin parlamentoda temsil edildiğini ve siyasi süreçte önemli rol oynadığını ifade eden Hüseyin, bu yapıların rolüne ilişkin tartışmaların Irak'ın bir iç meselesi olduğunu dile getirdi.

Bakan Hüseyin, hükümetin kurulması aşamasında doğrudan ABD şartlarının varlığını reddetse de gözlemciler, çeşitli kanallar aracılığıyla Bağdat'a ulaştırılan diplomatik mesajların bu baskıları teyit ettiğini vurguluyor.

Direniş örgütlerinden tavizsiz duruş

Irak'taki direniş örgütlerinden birinin üst düzey lideri, ülkedeki silahlı yapıların pozisyonuna dair el-Ahbar gazetesine açıklamalarda bulundu. ABD’nin taleplerine boyun eğmeyeceklerini belirten yetkili, şu ifadeleri kullandı:

"Silahlarımızı teslim etmeyeceğiz, Amerikan taleplerine veya herhangi bir siyasi veya ekonomik şantaja boyun eğmeyeceğiz. Direniş marjinal bir oluşum değil; aksine, projesine ve ulusal tercihine olan yaygın kamuoyu inancının bir sonucu olarak parlamentoda güçlü bir temsile sahip."

Direniş örgütlerinin herhangi bir İsrail veya ABD tehdidine karşı hazırlıklı olduğunu kaydeden lider, Halk Seferberlik Güçlerini (Haşd Şabi) dağıtmaya veya izole etmeye yönelik girişimlerin sahada farklı bir gerçeklikle karşılaşacağını savundu.

Washington’dan siyasi ve ekonomik yaptırım baskısı

Öte yandan el-Gad Stratejik Araştırmalar Merkezi Direktörü Ali Muhyiddin, Dışişleri Bakanı'nın uyarılarının diplomatik kanallardan gelen somut verilere dayandığını belirtti.

Tehditlerin niteliğinin askeri, ekonomik ve siyasi boyutları olduğunu ifade eden Muhyiddin, ABD Başkanı Donald Trump'ın özel temsilcisi Mark Savaya ve Tom Barrack gibi isimlerin etkili mesajlar ilettiğini kaydetti.

Bölgenin zorlu bir yeniden yapılanma sürecinden geçtiğini vurgulayan Muhyiddin, Haşd Şabi’ye yönelik saldırıların Irak’ı mevcut bölgesel konumundan uzaklaştırma planının parçası olduğunu öne sürdü.

Öte yandan, Uluslararası Politika Profesörü Haydar el-Hayun, İsrail ve ABD tehditlerinin stratejik kararlar alabilecek istikrarlı bir hükümetin yokluğunda daha karmaşık bir hal aldığını aktardı.

Irak’ın İran, Suriye, Lübnan ve Gazze’yi kapsayan bölgesel denklemin bir parçası olduğunu hatırlatan Hayun, Bağdat’ın egemenliğini ihlal edecek tavizler vermeden bu baskıyı yönetebilme kabiliyetinin kritik önem taşıdığını ifade etti.

Siyasi kaynaklar, ABD’nin Koordinasyon Çerçevesi liderlerine İran ile ittifak içinde olmayan "merkezci" bir başbakan seçmeleri yönünde mesajlar gönderdiğini belirtiyor.

ABD Kongresi'nin 2026 mali yılı Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası aracılığıyla Bağdat'a sağlanan güvenlik yardımlarını belirli şartlara bağlaması, enerji ve bankacılık sektörleri üzerinden uygulanabilecek yaptırım ihtimallerini de beraberinde getiriyor.