YDH-Lübnan’da yayınlanan es-Sefir gazetesinden Sami Kuleyb, “İmad Muğniye suikastı tuzağı” başlıklı yazısında suikastın uluslar arası ve bölgesel etkilerini tartışıyor.
YDH-Lübnan’da yayınlanan es-Sefir gazetesinden Sami Kuleyb, “İmad Muğniye suikastı tuzağı” başlıklı yazısında suikastın uluslar arası ve bölgesel etkilerini tartışıyor.
Hizbullah komutanlarından İmad Muğniyen'nin Suriye’de öldürülmesi, Hizbullah, Şam ve Tahran’a yönelik üç boyutlu bir mesaj taşımaktadır.
Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah'ın konuşması, İran Dışişleri Bakanı Menuçehr Mutteki'nin Şam ziyareti ve Şam'ın suskunluğu da siyaset ve güvenlik açısından önem taşıyan karşı mesajın başlıklarıdır.
İsrail Hizbullah'ın aynı türden bir tepki vererek, manevi tesiri yüksek birini öldürme ihtimaline karşı önlemler almaktadır.
İsrail’in kapsamlı bir karşı saldırı hazırlığında olduğu ve bu hazırlığın askeri lojistik alanla kısıtlı kalmayıp, basın yayın organları aracılığıyla muhtemel bir savaşı meşrulaştırmak gibi taktikleri de içerdiğinden bahsedilmekte.
İsrail hükümetinin, medya organlarından savaş kozu elde etme yönünde kullanılmak üzere yayınlar yapma talebinde bulunduğu söylenmektedir.
İlerici Sosyalist Parti Lideri Velid Canbolat'ın da içinde bulunduğu birtakım insanlar, İmad Muğniye’nin Suriye topraklarında öldürülmesinin Hizbullah’ın da dahil olduğu Suriye -İran arasında gizli bir soğukluk olduğunu iddia ediyorlar.
Halbuki bu tip ayrılık fikirlerinin özellikle George Bush'un başkanlık döneminin sona ermesiyle, bölgesel ve uluslar arası arenada hiçbir yeni ittifak için konuşulmayacak kadar geride kaldığı söylenmektedir.
Şüphesiz İran Dışişleri Bakanı Menuçehr Mutteki’nin Şehid İmad Muğniye’nin cenaze törenine katılmasının hemen ardından yaptığı Şam ziyareti iki hedefe yöneliktir; birincisi Suriye ve İran arasında hiçbir soğukluğun olmadığını göstermek; ikincisi İmad Muğniye suikastı ile ilgili Suriye’nin ulaştığı sonuçları öğrenmektir.
Belki de bu olayı hayati öneme sahip bir güvenlik olayı olarak görmek mümkündür. Eğer bunu İsrail ve ABD yapmışsa siyasal ve güvenlik yönüyle büyük önemi haizdir. Zira İmad Muğniye İsrail ve ABD tarafından birinci dereceden aranan bir isimdir ve bu mesele siyasasal koşullar dikkate alınarak planlanmış bir olay olmayabilir; çünkü İmad Muğniye arama emri çıkartılmış ve öldürülmesi için fırsat kollanan biriydi.
Bu arada en önemli birinci soru Suriye’nin olaya yaklaşımının nasıl olacağıdır. Hizbullah’ın olaya misillemesi Suriye ile tam bir uyum içinde olmak zorundadır. Çünkü İsrail misillemeye misillemeyle cevap vereceği için ve İran ve Suriye eskiden olduğu gibi olaya tarafsız kalmayacağı için planlamada çok hassas davranılmalıdır. Belki de iki taraftan birine bir saldırı gelebilir.
Elbette bunu kestirmek güç; ama Suriye’nin başarısı parmak ısırtan olayların yaşandığı ve büyük siyasi oluşumların tasfiyesine hizmet eden değişimlerin olduğu bir arenaya müstenit olacaktır.
Önümüzdeki günlerde İran ve Suriye arasındaki görüşmeler bölgenin kaderine etki edecektir, özellikle de suikastın faillerinin kim olduğunun açığa çıkmasından sonra.
Acaba İsrail mi veya Amerikan istihbaratı mı veya yabancı istihbarat örgütleriyle iç içe geçmiş Arap istihbarat örgütleri mi ya da Suriye ve İran'ın arasını açmak isteyen odaklar mı?
İmad Muğniye suikastı kesinlikle basit bir olay değildir ve üzerindeki sır perdesi uzun müddet kalkmayacaktır. Zaten ip üzerinde duran Suriye ile Arap rejimlerinin ilişkisi Amerika’nın yakında Şam’da gerçekleşecek olan zirvenin iptali yönündeki direkt müdahalesiyle karşı karşıyadır.
Suriye, Lübnan’daki cumhurbaşkanlığı krizinde sorunun çözümüne konusunda istekli davranmamıştır. İşte bu siyasi ortamda Suriye ve İran arasındaki siyasi işbirliğinin koparılması iki taraf için de intihar olacaktır.
Bu durum iki yönde gelişecektir; birincisi Suriye ve İran arasındaki siyasi ve güvenlik düzeyinde ilişkilerin artması; ikincisi Hizbullah’ın İsrail’in misillemesiyle sonuçlansa da olaya aynı şekilde cevap vermesi.
Belki de bu suikast büyük bir siyasi çözüme hizmet edecektir. Belki de İmad Muğniye suikastı çok yönlü bir çözülmenin başlangıcı olacaktır.
Binaenaleyh bu olayın Lübnan’a en doğrudan etkisi cumhurbaşkanlığı seçiminin biraz daha ertelemesidir.
Es-Sefir gazetesinden çeviri: YDH