• 01/01/70 - 02:00
  • Yazar: Admin
  • Bu sayfayı yazdır img
    YDH

    YDH- İran parlamentosu milletvekillerinden Ali Mutahhari, velayet-i fakih konusundaki yanlış çıkarımların yanlış hareketlere sebep olduğunu belirterek kimsenin cumhurbaşkanından ya da rehberden put yapmaya kalkmaması gerektiğini söyledi.




    YDH- İran parlamentosu milletvekillerinden Ali Mutahhari, velayet-i fakih konusundaki yanlış çıkarımların yanlış hareketlere sebep olduğunu belirterek kimsenin cumhurbaşkanından ya da rehberden put yapmaya kalkmaması gerektiğini söyledi.

     

    İran Meclisi Haber Ajansı’na demeç veren Tahran Milletvekili Ali Mutahhari, İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Hamenei’nin farklı görüş açıklayanların velayet-i fakih karşıtı olarak nitelenmemesi gerektiğine dair sözleriyle paralellik gösteren açıklamalarda bulundu ve “bazen bizim velayet-i fakih konusundaki yanlış çıkarımlarımız yanlış hareketlere sebep oluyor. Bazıları velayet-i fakihin anlamının birinin düşünüp emir vermesi diğerlerinin de sadece amel edip düşünmemesi olduğunu düşünüyor; halbuki bu yanlıştır” dedi.

     

    Bazılarının kendi hedeflerine varmak için velayet-i fakihi araçsallaştırdığını ve her türlü özgür düşünceyi mahkum ettiğini belirten Mutahhari, “halbuki bizim velayet-i fakihe itaatle özgür düşünme arasındaki ilişkiyi açıklamamız, nerde mutlak itaat edeceğimizi, nerde görüş bildirebileceğimizi ortaya koymamız gerekmektedir” diye konuştu.

     

    “Veli-yi fakih bazen şer’i bir hüküm verir ki bu noktada herhangi bir bahis ve tartışma söz konusu değildir. Verilen şer’i hüküm, tıpkı savunma hükmü gibidir biz bunu kabul etsek de etmesek de ikna olsak da olmasak da bununla mutlak olarak amel etmemiz gerekir. Çünkü veli-yi fakihin hükmü son sözdür ve ülkede birlik ve beraberliği sağlamaktadır”  diyen tahran Milletvekili Ali Mutahhari, sözlerini şöyle sürdürdü:

     

    “Bazen de veli-yi fakih toplumsal veya siyazi bir meselede görüş bildirir; artık bu noktada başkasının görüş bildiremeyeceği söylenemez. Tıpkı son seçimlerde olduğu gibi… Herkes Rehber’in bu konudaki görüşünün Sayın Ahmedinejad’ın görüşü gibi olduğunu fark etti; ancak bundan yanış bir çıkarımda bulunuldu. O da bundan başka görüş ortaya koyanların velayet-i fakih karşıtı olarak nitelenmesidir. Halbuki bu yanlıştır. Halk velayet-i fakihin anlamını doğru anlamalı bu konu birbirine karıştırılmamalıdır. Farklı görüş ortaya konması veli-yi fakihe karşı olmak demek değildir.”

     

    İslam Devrimi’nin tarihi boyunca çok defa bu konunun bir istismar aracı haline getirildiğini belirten Mutahhari, geçmiş dönemlerde de cumhurbaşkanını eleştirmenin zor olduğunu; yalnızca Hatemi döneminde cumhurbaşkanının rahatça eleştirilebildiğini söyledi.

     

    İran Meclisi’nin muhafazakar milletvekillerinden Ali Mutahhari, eleştiri şartlarının iyileşmesine rağmen Hatemi döneminde de cumhurbaşkanına soru sormanın bir tabu olarak algılandığına dikkat çekerek “bu atmosferi dağıtmalıyız, put yapmamalıyız. Cumhurbaşkanının taraftarları, Ahmedinejad’dan put yapmaya çalışıyorlar, hatta bazılarının Rehber’den put yapmaya kalkışması da mümkündür. Bunlar yanlıştır, İmam Humeyni’den de Şehit Mutahhari’den de put yapılmamalıdır” dedi.

     

    Velayet-i fakih felsefesinin iyi anlaşılması gerektiğini belirterek babası Ayetullah Mutahhari’nin görüşlerinden örnekler veren Tahran Milletvekili Ali Mutahhari, “Şehit Mutahhari’nin dediği gibi fakihin velayeti ideolojik velayettir. Bizim siyasi sistemimiz İslami esaslara dayandığı için doğal olarak bu sistemin başında da bir İslam uzmanının bulunması gerekir. Onun ideolojik bir velayeti bulunmaktadır, o sistemin İslam caddesinden çıktığını hissettiği zaman uyarıda ve hatırlatmada bulunur. Bu, son derece ilerici ilkeyi, başkalarını ürkütüp kaçıracak şekilde yanlış göstermeyelim. Halbuki bu ilke son derece çekici, arzulanan ve işlevseldir. Hatta mecliste de var olan birçok eksiğimiz bu yanlış çıkarımdan kaynaklanıyor. Bizim bunu ıslah etmemiz gerekiyor” dedi.