SAAF-İranlı bir askeri uzman Hizbullah’ın İsrail’in 200 kilometre içlerini vurabilecek bir askeri
SAAF-İranlı bir askeri uzman Hizbullah’ın İsrail’in 200 kilometre içlerini vurabilecek bir askeri kapasiteye sahip olduğunu söyledi.
Farsnews haber ajansına açıklamalarda bulunan ve isminin açıklanmasını istemeyen İranlı bir askeri uzman, Hizbullah’ın sahip olduğu 200 kilometrelik füzeler yüzünden İsrail’in hiçbir yerinin güvende olmadığını söyledi.
İsraillilerin Hamas hükümetini ekonomik ambargoyla yıldırıp İsrail’i tanımaya mecbur etmekte başarısız olması üzerine bazı Arap ülkelerinin liderleriyle Ürdün’de görüşmeler yaptıklarını belirten askeri yetkili, “O toplantıda İsrail’in Gazze’de savaşa girmesi ve intifadayı kontrol etmesi hususunda anlaşmaya varıldı; fakat başlattıkları bu hareketin başarısız olduğunu görüyoruz” dedi.
Bunun üzerine planın yeni aşamasına geçildiğini belirten İranlı askeri uzman, “Güney Lübnan’daki Litani Irmağına kadar ilerleyip öngördükleri plan doğrultusunda Hizbullah’ın askeri mevzilerini dağıtmak ve İsrail’in kuzeyini Hizbullah füzelerinin menzilinden çıkarmaya çalıştılar. Çünkü onlar Hizbullah’ın yalnızca menzilleri İsrail’in kuzeyine ulaşabilen Katyuşa füzelerine sahip olduklarını sanıyorlardı. Binaenaleyh, kendilerince eğer güney Lübnan’a girerlerse İsrail’in kuzeyini Hizbullah’ın füze menzilinden çıkarabileceklerini düşünüyorlardı” diye konuştu.
Hizbullah Merkava tankını vurarak İsrail’e mesaj verdi
“Siyonist rejim bu şekilde Lübnan kamuoyuna da baskı yaparak bu ülkede siyasi çatlağı derinleştirip Hizbullah’ın silahsızlandırılmasını sağlayabileceğini düşündü” diyen İranlı askeri yetkili, Hizbullah’ın İsrail’e açık bir mesaj verdiğini belirterek “Bu mesaj, İsrail Lübnan sınırındaki bir Merkava tankının Hizbullah tarafından vurulmasıydı. Sadece İsrail ve ABD ordusunda bulunan bu tanka hiçbir zırh delici silah etki etmemektedir. Şu an ABD ve İsrail açısından Hizbullah’ın nasıl olup da böylesine ileri teknoloji ürünü bir zırh korumasına sahip olan bu tankı Hizbullah’ın tahrip edebildiği bir muammadır” diye konuştu.
İranlı askeri yetkili sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir Merkava tankının tahrip edilmesi, iki askerin esir alınması ve 8 askerin de öldürülmesi, İsrail’e bir kara savaşına girmeleri halinde çok ağır bir bedel ödeyeceklerinin mesajını vermiş oldu. Bundan dolayı Siyonist rejim, havadan ve denizden saldırıya yöneldi. Savaş planlarında taktik değişikliğine gittiler. Bu doğrultuda denizden füzelerle ve toplarla Hizbullah mevzilerine saldırdılar. Bu şekilde Lübnan kamuoyunu Hizbullah’a karşı tahrik edip içerideki siyasi grupları da Hizbullah’ın silahsızlandırılmasını sağlamak üzere harekete geçirmeyi denediler.”
Hizbullah tarafından tahrip edilen İsrail savaş gemisinin özelliklerine de değinen İranlı askeri uzman, “Bu, son derece donanımlı bir savaş gemisidir. 130 Kilometre menzilli Harpoon füzelerinden 40 tane taşıyan bu gemi, ayrıca sahip olduğu karadan havaya 10 kilometre menzilli füzelerle her şartta kendini hava saldırılarına karşı da koruyacak yeteneğe sahiptir. 76 milimetrelik topların da yer aldığı bu gemi iki helikopter taşıyacak kapasiteye de sahiptir. Hizbullah bu gemiyi vurunca, Siyonist rejim gemilerini de çekmeye mecbur kaldı ve durum İsrail açısından daha da kötüleşti. Şu an Hizbullah’ın elindeki Ra’d-2 ve 3 füzeleri İsrail’in 50 kilometre içini vurabilmektedir” dedi.
İsrail’in bu planla sonuç alamadığını ifade eden ve “Halihazırdaki şartlarda durumun İsrail’in aleyhine olduğu söylenebilir” diyen İranlı yetkili, savaşın bölgesel boyutuyla ilgili olarak da “Stratejilerinin dördüncü aşamasında, Lübnan’a girdikten sonra Suriye’yi baskı ve tehditle İsrail’i tanımaya zorlamak, direniş cephesini kırmak bulunuyordu. Bu aşamadan sonra ise devreye ABD girecekti” diye konuştu.
Savaşın Irak boyutu
Bu savaşın Irak’la ilgili boyutuna da değinen askeri yetkili, “Irak’ta Zarkavi’nin öldürülmesinden ve onun yerini el-Mısri’nin almasından sonra başlayan terör dalgası, Irak’ın yeni bir takım şartlara hazırlandığını göstermektedir. Eğer bu dört aşama başarıyla sonuçlanabilseydi, beşinci aşama olarak Irak’ı güvenlikten yoksun hale getirip Maliki hükümetinin devrilmesine yol açacak bir sürecin başlatılması ve ABD'nin bu yolla kendini yaşadığı çıkmazdan kurtarması düşünülmekteydi” dedi.
Bu savaşın İran’ın nükleer programıyla ilgili boyutlarının da bulunduğunu söyleyen İranlı askeri uzman, “Beşinci ve muhtemelen son aşama olarak 5+1 önerisiyle ilgili olarak İran’a baskı yapılacak ve İran şu iki seçenekle karşı karşıya bırakılacaktı: Eğer bu öneri paketini kabul ederseniz, süreç içerisinde tutum değişir, eğer etmezseniz bölgede aleyhinize olan şartlardan dolayı ambargo veya askeri müdahale kararıyla karşı karşıya kalırsınız” dedi.
Bu stratejik planın ABD ve İsrail’i Ortadoğu çıkmazından kurtarmak için hazırlandığını belirten askeri yetkili, planın şu an ikinci ve üçüncü aşamasında kalındığını belirterek “Gazze’den istenen sonucu alamadılar, Lübnan’da ise girdaba yakalandılar” dedi.
Tüm dünyada, özellikle de Arap ve İslam dünyasında arkasına büyük bir destek almış olan Hizbullah’ın hem moral hem de askeri teçhizat bakımından çok güçlü durumda bulunduğunu söyleyen İranlı askeri yetkili, “İsrail’in 50 kilometre içindeki hedeflerin vurulması Siyonistleri şaşkınlığa uğratmıştır; askeri uzmanlar, Hizbullah’ın elinde 200 kilometre menzile sahip füzelerin bulunduğunu bildirmektedirler. Bu, Siyonist rejimin hiçbir güvenlik stratejisinin bulunmadığı ve işgali altında tuttuğu tüm toprakların güvenden yoksun olduğu anlamına gelmektedir” dedi.
Hizbullah füzelerinin hedefe isabet etme konusundaki hassaslığına da değinen İranlı yetkili, “Hizbullah füzelerinin hedef hassasiyeti gerçekten çok şaşırtıcıdır. Hayfa rafinerisini hedef aldılar ve tam olarak orayı vurdular. Petrokimya tesisleri rafinerinin 7 kilometre ötesinde bulunuyor. Orayı vurmaları şehir halkı için çok tehlikeli olurdu. Fakat eğer Hizbullah daha sonra petrokimya tesislerini vurmaya karar verirse, Siyonistler şundan emin olsunlar ki Hizbullah bunu yapabilir” dedi.