YDH- İran Uzmanlar Meclisi Başkanı Ayetullah Haşimi Rafsancani, siyasi ahlaksızlığın dini otoriteleri ve taklit mercilerini dahi hedef almaya başladığını belirterek sert mesajlar verdi.
YDH- İran Uzmanlar Meclisi Başkanı Ayetullah Haşimi Rafsancani, siyasi ahlaksızlığın dini otoriteleri ve taklit mercilerini dahi hedef almaya başladığını belirterek sert mesajlar verdi.
Şah rejimi döneminde İran İslam Devrimi Lideri İmam Humeyni’ye yöneltilen hakaretler üzerine 1978 yılında Kum kentinde yaşanan kanlı ayaklanmanın yıldönümü münasebetiyle bir mesaj yayımlayan Ayetullah Haşimi Rafsancani, halkın desteğine sahip olmayan ve gücünün sarsıldığını görenlerin yalan ve iftirayı bir silah olarak kullandığını belirtti.
“Yalan ve iftira gücünü ve iktidarını bir örümcek ağı üzerine kuranların her zaman kullandıkları bir yöntemdir. Tarihte çok defa görmüş ve tanık olmuşuzdur ki hakka dayanmayan birçok yönetici, varlığını sürdürmek için bu çürük ipe tutunmuştur” diyen Ayetullah Haşimi Rafsancani, İslam’ın ilk yıllarında Peygambere, daha sonra Ehlibeyte ve nihayet İslam Devrimi Lideri İmam Humeyni’ye yöneltilen yalan ve iftiralara ilişkin örnekler verdi.
Mesajının son bölümünde ülkedeki güncel duruma da değinen Ayetullah Haşimi Rafsancani, şunları söyledi:
“Şu an İslam Devriminin zafere ulaşmasının üstünden 30 yıl geçiyor. İran halkının uyanıklık baharında tıpkı uyuşuk ve bitkin bir yılan gibi başını intikam toprağının altına gömen din ve ulema karşıtlığı fikrinin kalıntıları, siyasi ahlaksızlığın sonbaharında kabuğunu değiştirip başını çıkarıyor ve mevziden mevzie ilerliyor.
Geçen 30 yılda siyaset alanındaki din alimlerine yöneltilen iftira ve töhmetlerde sıranın din alimlerine ve taklit mercilerine geldiğine tanık oluyoruz.
Üzüntü verici olan şu ki, bu kez iftira ve töhmet için “Reşidi Mutlak” [Şah döneminde Ittılaaat gazetesinde İmam Humeyni’ye yönelik hakaret içeren yazısından dolayı Kum’da ayaklanma başlamasına sebep olan yazarın müstear ismi. YDH] elbisesini çıkarıp dostluk ve irşat hırkası giyiyorlar. Yalanı ahlak, töhmeti mücadele ve hakareti cihat görüyorlar ve sinsice ve hilebazca bir siperin ardına saklanıyorlar ki bunun, onların son ve en büyük hedefi olacağından kuşku yok.”
