İsrail’in Gazze’den çekilme kararı

Bazı İsrailli askeri yetkililer savaşı sona erdirecek bir karar alınmazsa, ordudaki ve diğer güvenlik birimlerindeki üst düzey yöneticilerin ne olursa olsun altı ila sekiz hafta içinde istifa edeceğini tahmin ediyor.

İsrail rejimi, Gazze’deki ikinci büyük sürprizini, savaşın tam olarak altıncı ayında yaptı. 7 Nisan tarihli İsrail gazeteleri, rejimin Gazze’nin güneyindeki tüm askerlerini çektiğini bildirdi.[1]

İlk sürprizi 4 Ocak’ta yapmış ve savaşta 3’üncü aşamaya geçtiğini açıklamıştı.

3’üncü aşama, savaşın başlangıç hedefleri ile uyumsuzluğu bakımından sürpriz olmuş ve bu uyumsuzluk “İsrail’in planının ‘üçüncü aşaması’ mı? Direniş’in zaferinin ‘birinci aşaması’ mı?” başlıklı yazıda açıklanmıştı.

Zira İsrail rejimi, Aksa Tufanı’ndan iki hafta sonra üç aşamalı bir savaş planı açıklamış ve şu hedefleri koymuştu:

İlk aşamada Hamas, yenilgiye uğratılacak. 

İkinci aşamada, Gazze Şeridi’nde kalacak direniş unsurları yok edilecek.

Üçüncü aşamada ise Gazze Şeridi'nde İsrailliler gelecekte tehdit oluşturmayacak bir siyasi ve idari yapı kurulacak. 

İsrail rejiminin Ekim 2023’te açıkladığı savaş planının 3’üncü aşaması, askeri kazanımları nihai zafere ulaştırma aşamasıydı. 

Ancak 4 Ocak’ta açıkladığı 3’üncü aşama, askeri kazanımlardan bile çok uzaktı ve bir geri çekilip askeri planı revize etme aşaması olmuştu. Zira İsrail ordusu 4 Ocak’ta açıkladığı 3’üncü aşamada şunları öngörüyordu:

1- Ordu güçleri Gazze'den aşamalı olarak geri çekilecek ve saldırıların şiddeti azaltılacak.

2- Çatışmalar savaşın başındakinden daha sınırlı olacak.

3- Filistinlilerin kuzeyden güneye geçişini engelleyecek bir ‘güvenlik koridoru’ inşa edilecek.[2]

İsrail ordusu, 4 Ocak’tan 7 Nisan’a kadar bu hedefleri gerçekleştirmeye çalıştı. Kuzey’de direnişin askeri altyapısını yok etmeye yönelik hiçbir başarı gösteremeyince bu kez güneydeki Han Yunus’a odaklandı. Ancak aradan geçen dört aya rağmen büyük iddialarla girdiği Han Yunus’ta da ne direnişin tünellerini yok edebildi ne liderleri ele geçirebildi ne de esirlerini kurtarabildi. 

İlk maddedeki ‘aşamalı olarak geri çekilme’, asker kaybını azaltmaya yönelikti. Han Yunus tamamen işgal altındaydı ve güya rejim güçleri Hamas’ın 24 taburundan 18’ini yok etmişti; ancak bu karardan 20 gün sonra İsrail ordusu o zamana kadarki en ağır kaybını verdi. En seçkin birliklerine mensup 24 askerinin bir gün içerisinde yok edildiğini gizleyemedi.[3]

İkinci maddedeki ‘savaşın sınırlandırılması’ ise, yaptığı soykırımı gizlemeyi amaçlıyordu. Ancak Uluslararası Adalet Divanı, 26 Ocak’ta da İsrail'in Gazze'de 'soykırımı önlemek için' tedbir almasına hükmetti.[4] Amerika bile artık mesafeli davranmaya başladı.

Dolayısıyla İsrail rejimi 4 Ocak’ta öngördüğü hedeflerden sadece 3’üncüsünü gerçekleştirebildi. Gazze’nin güneyi ile kuzeyini bölen ve Filistinlilerin kuzeye geçişini engelleyen bir ‘güvenlik koridoru’ yapmayı başarabildi. 

İsrail’in 7 Nisan sürprizi

İsrail ordu sözcüsünün 7 Nisan’daki açıklaması, işte bu arka plandan dolayı sürpriz oldu. Zira, savaşın üzerinden 6 ay geçmiş olmasına rağmen rejim hala askeri planını revize ediyordu ve Gazze’de yeni bir siyasi ve idari yapı kurmak şeklindeki zafer hedefi artık gündemde bile değildi.

Yediot Ahronot gazetesine göre “İsrail ordusu Pazar günü şafak sökmeden önce, kalan kuvvetlerinin çoğunu Gazze Şeridi'nden geri çekti. Kara harekatının zirve yaptığı 30 bin ila 40 bin asker sayısına kıyasla şimdi bölgede sadece birkaç yüz asker kaldı. Geri çekilenler arasında son aylarda güney Han Yunus bölgesinde aktif olan 98. Tümen'in tüm kuvvetleri de yer alıyor.”[5]

Çekilmenin sebebi ne?

Peki bu sürpriz çekilme kararının sebebi ne? Altı aydır cephede yorulan askeri güçlerin dinlenmesini sağlamak ve daha nitelikli operasyonlar için planlama yapmak mı? Yoksa direnişin ateşkes şartlarına boyun eğmiş gibi gözükmemek için çekilmeyi kendi kararıymış gibi göstermek mi?

Amerikan rejimine göre İsrail güçlerinin Gazze’den çekilmesi “yeni bir saldırının başlangıcına yönelik bir sinyal” değil; İsrail rejimi birliklerin dinlenmesi ve yeniden organize olması amacıyla ordusunu Güney Gazze’den çekti.[6]

İsrail rejimi ise çekilmeyle ilgili çok yönlü açıklamalar yaptı. Öncelikle çekilmenin Amerika’nın baskısıyla bir ilgisi olmadığını öne sürdü. 

Rejimin Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, çekilmenin savaşı bitirmek anlamına gelmediğini ifade etmeye çalıştı. "Henüz durmuş değiliz. İsrail ordusu, Gazze Şeridi'ni terk etmiş değil. Şu anda Gazze'de çok sayıda savaşçımız var" dedi.

Gazze savaşının her zaman aynı kuvvet konfigürasyonu korunamayacak kadar uzun bir savaş olduğunu belirterek bu çekilmeyi operasyon tarzını değiştirmeye yönelik taktik bir adım olarak açıkladı.

Hamas tugaylarının bölgenin herhangi bir yerinde aktif kalmasına izin vermeyeceklerini, planlarının olduğunu ve karar verdikleri anda da harekete geçeceklerini söyledi.

Peki Gazze’nin güneyinden çekilme, Refah’a saldırma planından vazgeçtiği anlamına mı geliyor? Halbuki rejim, bu ısrarı yüzünden Amerika ile ilişkilerinde gerginlikler yaşıyor.

Çekilme kararının Amerikan baskısıyla ilgisinin olmadığını öne süren rejime göre bu çekilme Refah saldırısını engellemeyecek tam aksine ona katkıda bulunacak. Zira kapsamlı bir saldırı düzenlenmesi halinde Refah'tan tehcir edilecek kitleler için böylece yer açılmış olacak.

İktidar muhalifi Haaretz gazetesi askeri saldırılarla ve çekilme kararıyla ilgili olarak hükümete birçok eleştiri yöneltse de ordudan yapılan açıklamaları teyit ediyor. Gazetenin askeri analisti Amos Harel çekilme sonrası sahadaki son durumu şöyle tasvir ediyor:

“İsrail ordusunun artık Gazze Şeridi'nin güneyinde kara birlikleri bulunmuyor. Kuzey Gazze'yi güney Gazze'den ayıran koridorda bir tugay muharebe ekibi kaldı. Diğer birkaç tugay ise Gazze'nin hemen dışında konuşlanmış durumda ve gerektiğinde Gazze'ye girecekler.”

Yediot Ahronot gazetesi de güneyden çekilen birliklerin “Refah da dahil olmak üzere herhangi bir hedef konuma bir saatten daha kısa”[7] bir mesafede olduğuna dikkat çekiyor ve bu çekilmenin taktik bir adım olduğunu vurguluyor.

Rejimin zafer hikayesi ihtiyacı    

Yediot Ahronot gazetesi yazarı Ron Ben Yishai, hatta bu çekilmenin çok akıllıca olduğunu belirterek karara övgüler diziyor. Gazze’nin güneyinden çekilme kararını “akıllıca” buluyor. Çünkü Hamas liderliğinin İsrail basınını hiç takip etmediğinden oldukça emin. 

Ona göre “ayrıntılar açıklanamaz, ancak 98. Tümenin Han Yunus'tan çıkışı, kısmen, Hamas teröristlerini hazırlıksız yakalayacak beklenmedik, istihbarat güdümlü saldırılar için fırsatlar yaratmak amacıyla tasarlandı.” 

Ayrıca bu çekilme “hızlı saldırılar ve hızlı yer değiştirmelerden oluşan bir strateji uygulayarak buradaki manevraların devam etmesine izin vermeyi amaçlıyor. Bu, bir ay önce Şifa Hastanesi'ne sürpriz bir baskın düzenlemeden önce kuzeyden çekildiği görüntüsünü veren 162. Tümen'in taktiklerini yansıtıyor.” [8]

Yani İsrail ordusu daha önce Şifa Hastanesinde yaptığı gibi “istihbarat güdümlü saldırılar yaratmak için fırsatlar yaratmak amacıyla” Gazze’nin güneyinden çekiliyor. Tabi Hamas’ın zaten istihbaratı yok ve liderleri de İsrail basınını okumayacağı için bundan haberdar olamayacak ve hazırlıksız şekilde yakalanacak. Bakın ne akıllıca plan!   

Haaretz yazarı Amos Harel ise çekilmeden bir gün önce rejimin 4 olarak açıkladığı asker kayıplarına değiniyor. Rejime ilişik meslektaşlarının aksine İsrail ordusunun ve Netanyahu’nun Han Yunus’la ilgili anlattığı başarı hikayelerine kuşkuyla bakıyor. 

Ordunun Han Yunus’ta 4 ay kaldığını hatırlatıyor. Netanyahu’nun ve rejimin ordusunun “Hamas'ın bölgedeki tugaylarının önemli bir kısmı yok edildi, binlerce Hamas üyesi öldürüldü ve komuta merkezleri vuruldu” şeklindeki başarı hikayelerini abartılı buluyor ve şöyle diyor:

“Fakat şu ana kadar Han Yunus harekatının iki ana hedefine ulaşılamadığını belirtmek gerekir. Hamas'ın Gazze'deki iki üst düzey yetkilisi Yahya Sinvar ve Muhammed Dayf hâlâ serbest. İki ay önce Refah'ta iki esirin kurtarılması dışında Gazze'de tutulan İsrailli esirlerin geri alınmasında da herhangi bir ilerleme kaydedilmedi.”[9]

Çekilme kararının arka planı

Hamas liderlerinin birkaç hafta önce Şifa Hastanesinde yaşananlardan hiç ders çıkarmayacağı ve İsrail basınını da izlemediği varsayımı üzerine aldığı bu “akıllıca” çekilme kararı hangi şartların sonucu?

Han Yunus’u yerle bir etmesine rağmen Netanyahu’nun zafer hikayelerinden başka bir şey anlatamaması mı? Verdiği ağır kayıplar mı? Amerikan baskıları mı? Direnişin şartlarına boyun eğmiş gözükmemek için bir ateşkes anlaşması öncesinde “Gazze’den kendimiz çekildik” diyebilmek mi? 

İsrail rejiminin Güney Gazze’den çekilme kararında bunların hepsinin etkisinin olduğunu şu etkenler teyit ediyor:

1- İsrail rejiminin askeri başarısızlığı kendi kamuoyunu bile umutsuzluğa sürüklüyor.

2- Soykırımın suç ortaklığını daha fazla sürdüremeyen Amerikan rejimi, BM’de acil ateşkes kararını veto etmeyerek rejimi ateşkes yapmaya zorluyor. 

3- Netanyahu, Siyonist lobinin Amerikan seçimlerinde Joe Biden’ı, İsrail’de ise kendisini destekliyor olmasından dolayı Amerikan rejiminin baskı limitlerini çok iyi biliyor ve dolayısıyla da savaşı bölgeye yayarak iktidarını sürdürmek istiyor.

4- Direniş Ekseni’nin yıpratma savaşı, kanser etkisi yaparak İsrail’i yavaş ama sancılı bir ölüme sürüklüyor. Ordunun artan asker ihtiyacı, 75 yıldır askerlikten muaf tutulan Haredilerin dahi askere alınmasını gündeme getiriyor bu da İsrail’de derin toplumsal krizlere sebep oluyor. 

5- Askeri başarısızlık, toplumsal kriz ve çözüm ufkunun gözükmemesi artık sadece eski askeri ve istihbarat yetkililerini değil, görevde olanları dahi rahatsız ediyor ve eyleme sevk ediyor.

Yediot Ahronot gazetesinden Yoav Zitun’un yazısına göre aralarında muharip birlik komutanlarının da bulunduğu yarbay rütbesindeki en az dört subay, 7 Ekim'de yaşanan hatalar ve başarısızlıklar nedeniyle ordudan emekli olmaya karar verdi; ancak savaşın bitmesini bekliyor.

Bazı askeri yetkililer ise savaşı sona erdirecek bir karar alınmazsa, ordudaki ve diğer güvenlik birimlerindeki üst düzey yöneticilerin ne olursa olsun altı ila sekiz hafta içinde istifa edeceğini tahmin ediyor.[10]

Sonuç

Siyonist lobinin desteği sayesinde Amerikan rejiminin baskılarına rağmen ateşkes yapmamakta direnen Netanyahu, artık kendi ordusunun komutanlarının istifa baskısı altında. Bu, sadece Netanyahu iktidarı için değil, rejimin varlığı için de ölümcül bir tehlike.

Netanyahu hükümeti, Kahire’deki ateşkes görüşmelerinde hala Amerikan rejimini memnun edecek bir esneklik göstermiyor ve daha önce yaptığı gibi ateşkesi Hamas’ın engellediğini söyleyerek Amerika’nın baskılarını hafifletmeye ve pozisyonunu sürdürülebilir kılmaya çalışıyor. 

Yoav Zitun’a açıklama yapan bir kaynak, “Gerçek daha güçlüdür ve eninde sonunda kendini gösterecektir. Bunun mühendisliği yapılamaz” diyor. 

Komutanların istifa tehdidi, Netanyahu’ya 6 aydır çok başarılı bir şekilde sürdürdüğü mühendisliğini bitirmeye ve gerçeğe teslim olmaya mı zorluyor?

Eğer böyleyse Gazze’nin güneyinden çekilme, İsrail rejiminin direnişin şartlarında ateşkese boyun eğecek olmasının ilk işareti olarak okunabilir.

Direnişin şartları açık: İsrail rejimi Gazze Şeridi’nden tamamen çekilecek ve ateşkes geçici değil kalıcı olacak. 

Bu şartlarla yapılacak bir anlaşma, direnişe zafer armağan edecek; İsrail rejimine ise içeride çatışma ve kargaşa dışarıda ise ebedi bir soykırımcı yaftası ve yalnızlaşma getirecek. 

 

     

 


[1] Jerusalem Post, 7 Nisan 2024, IDF withdraws all troops from southern Gaza

[2] AA, 3 Ocak 2024, İsrailli uzmana göre, İsrail ordusu Gazze'de savaşın üçüncü aşamasına geçecek

[3] Milliyet, 24 Ocak 2024 İsrail ordusu Gazze’de büyük kayıp veriyor

[4] Euronews, 26 Ocak 2024, Uluslararası Adalet Divanı, İsrail'in Gazze'de 'soykırımı önlemek için' tedbir almasına hükmetti

[5] YDH, 8 Nisan 2024, İsrail ordusunda istifalar kapıda

[6] YDH, 7 Nisan 2024, Beyaz Saray: İsrail'in güney Gazze'den çekilmesi toparlanma maksatlı

[7] Ynet News, 8 Nisan 2024, In an ever-evolving strategy in Gaza, the IDF pullback is a smart move

[8] YDH, 8 Nisan 2024, İsrail basını: Gazze'den çekilme, akıllıca bir taktik

[9] YDH, 8 Nisan 2024, Haaretz: Soykırımın sürmesi İsrail'i hedeflerine yaklaştırmıyor

[10] Ynet News, 8 Nisan 2024, With one brigade left in Gaza, Israeli government holding onto 'war' label



Makaleler

Güncel