İsrail Seçimlerinde Merkez Solun Zaferi

img
İsrail Seçimlerinde Merkez Solun Zaferi YDH

SAAF- İsrail’de yapılan seçimlerde sağcı partiler büyük bir yenilgi alırken merkez sol olarak nitelenen partiler önemli bir başarı kazandı.




SAAF- İsrail’de yapılan seçimlerde sağcı partiler büyük bir yenilgi alırken merkez sol olarak nitelenen partiler önemli bir başarı kazandı.

 

28 Mart’ta yapılan İsrail seçimleri İsrail’deki geleneksel siyasi yelpazeyi de değiştirdi. İsrail’de daha önce siyasi çekişme daha çok Merkez sağdaki Likud ile merkez solda yer alan İşçi Partisi arasında gerçekleşirken bu seçimlerde hem sağdan hem de soldan isimlerin yer aldığı Ariel Şaron’un Kadima Partisi yeni bir merkez partisi olarak seçimlere damgasını vurdu.

 

Ariel Şaron’un beyin kanaması geçirerek komaya girmesi üzerine Kadima’nın başkanlığına getirilen Ehud Olmert, seçimden birinci çıksa da seçimlere katılımın düşük olması dolayısıyla beklediği oyu bulamadı.

 

28 Mart seçimleri ile 120 sandalyeli İsrail Parlamentosunda sandalye dağılımı şu şekilde gerçekleşti:

 

Kadima Partisi :28

İşçi Partisi: 20

Şas Partisi: 13

Yisrael Beinetu (İsrail Evimiz): 12

Likud Partisi: 11

Milli Birlik Partisi: 9

Emekliler Partisi: 7

Yahadut Hatora: 6

Meretz:4

Raam-Ta’al: 4

Balad: 3

Hadaş: 3

 

Ehud Olmert Kimdir

 

Seçimlerden birinci parti olarak çıkan Kadima’nın lideri Ehud Olmert 1945 yılında, yani İsrail devletinin kurulmasından üç yıl önce dünyaya geldi. Siyonist militan İrgun grubunun kurucusunun oğlu olan Olmert, Kudüs'teki Hebrew Üniversite'sinde hukuk eğitimi aldıktan sonra, 1973 yılında Likud Partisi'nden İsrail parlamentosu Knesset'e seçilerek, 'en genç milletvekili' oldu.

 

Genç bir vekil olarak adını yolsuzluğa ve organize suçlara karşı verdiği mücadeleyle duyurdu. Ancak son dönemde 2 milyon 700 bin dolara sattığı Kudüs'teki eviyle ilgili olarak hakkında bir takım yolsuzluk iddiaları ortaya atıldı.

 

1993 yılında Kudüs Belediye Başkanlığı'na seçilen Olmert, Kudüs'ün Yahudi halkının 'bölünmez ve ebedi başkenti' olduğunu savunuyor ve Batı Şeria ile Gazze Şeridi üzerinde de hakları olduğunu söylüyordu. Nitekim Doğu Kudüs'teki İsrail kontrolünü kuvvetlendiren de kendisi oldu; Yahudilerin yerleşimlerini teşvik ederken, çok sayıda Filistinlinin evinin yıkım emrini verdi.

Aileyle görüş farkları

Ehud Olmert'in seçim kampanyası sırasında, ailesinden biriyle ne bir kare fotoğrafı çekildi ne de ailesinin herhangi bir ferdiyle mülakat yapıldı. Bunun nedeni ise Olmert'in aile üyelerinin siyasi görüşlerinin kendine kıyasla hayli sol cenahta yer almasıydı. Zira, Olmert'in sanatçı olan eşi Aliza sol görüşleriyle bilinen “Barış Şimdi” Hareketi'nin bir üyesi. Kızı Dana da işgal altındaki topraklarda kurulan İsrail kontrol noktalarında Filistinlilere yapılan kötü muameleleri izleyen bir örgütle bağlantılı.

 

Şu an New York'ta bulunan bir oğlu orduda hizmet etmiş ama sol görüşleriyle biliniyor.

İkinci oğlu ise - İsrail'de hayli sıra dışı olan bir kararla - askerlik yapmayı reddetmiş ve şu an Paris'te yaşıyor. Olmert, çocuklarıyla ilişkisi hakkında şöyle diyor: "Aramızda çok fazla anlaşmazlık ve öfke var. Ama benim üzerimde etkileri oldu ve bundan gurur duyuyorum. Onların üzerinde de benim bir etkimin olduğunu düşünmek isterim."

 

Değişim

Ehud Olmert'in görüşleri geleneksel sağ kanattan farklılık gösteriyor.

Şaron hükümetinde kilit isimlerden biriyken, İsrail'in Yahudi ve demokratik kimliğini koruyabilmesi için acı verecek bazı seçimler yapmasına ihtiyaç olduğunu söylemiş, Gazze ve Batı Şeria'daki Filistin topraklarından vazgeçmek gerekebileceğini ifade etmişti.

Geçtiğimiz yaz, Olmert'in bu planları gerçek olmuş ve Yahudi yerleşimciler Gazze Şeridi'nden çekilmeye zorlanmıştı.

Karar Likud Partisi milletvekilleri içinde bölünmelere neden olmuş ve bu süreç sonunda Kasım 2005'te Şaron Likud Partisi liderliğinden ayrılarak Kadima Partisi'ni kurmuştu.

Olmert de kendisini takip etmişti.

Şaron'un 4 Ocak'ta beyin kanaması geçirmesi ardından da hem hükümetin hem de Kadima'nın liderliğini Olmert üstlenmişti.