SAAF-Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, Sinyore kabinesinin Amerikancı bir
SAAF-Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, Sinyore kabinesinin Amerikancı bir hükümet olduğunu belirterek bunun devam etmesine izin vermeyeceklerini açıkladı.
El Menar televizyonunda yayınlanan ve el-Cezire, el-Alem ve el-Arabiya televizyonlarının da naklen yayınladığı konuşmasında Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, mevcut hükümetin ABD kararlarına ve politikalarına bağlı olduğunu belirterek “biz böylesi bir hükümetin devam etmesine izin vermeyeceğiz” dedi.
Mevcut kabinenin ya tüm kesimlerin katılacağı bir ulusal birlik hükümetinin kurulmasını kabul etmek ya da erken seçimlere gitmek zorunda olduğunu belirten Nasrullah, “mevcut hükümet, kendini çoğunluğun temsilcisi olarak görüyorsa mevcut siyasi sorunları demokratik esaslara göre çözmek için ya erken seçimlere gitmeli ya da ulusal birlik hükümetinin kurulmasını kabul etmelidir” dedi.
Siyasi bir devrim yapmak değil, haklarını elde etmek istediklerini söyleyen Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah “14 Martçılar, siyasi rakiplerini Suriye’ye bağlı olmakla itham ediyorlarsa bu grubun liderleri de ABD dikteleri doğrultusunda hükümet etmektedir” dedi.
“hiç kimseye bağlı değiliz, hükümetten pay almak derdinde de değiliz bizim hedefimiz, Lübnan’ın ABD ve İsrail’in elinde bir oyuncak haline getirilmesini önlemektir” diyen Nasrullah, siyasi gruplar arasında ihtilaf olmasının normal olduğunu, ihtilafların dini veya mezhebi alana çekilmemesi gerektiğini belirtti ve böyle olması durumunda bundan herkesin zarar göreceğini söyledi.
Hizbullah ve Emel bakanlarının istifa etmesini önemli bir barışçı adım olarak niteleyen Nasrullah, bu istifaların onlarca gösteriden daha etkili olduğunu ve bu gelişmenin ardından birçok görüş sahibinin ve eski başbakanın hükümetin istifa etmesi gerektiğini söylediğini bildirdi.
Halktan gösterilere hazır olmasını da isteyen Nasrullah, düzenlenecek gösterilerin sakin, barışçı kamu ve şahıs mallarına riayet eder nitelikte olması gerektiğini söyledi.
Lübnan’da yönetimde olan grupların Sünni Müslümanları kendi siyasi hedeflerine ulaşmak için bir kalkan olarak kullandığını belirten Nasrullah, onların “Şiiler Taif Anlaşması’nın Sünnilere verdiğini almak istiyorlar” dediğini naklederek 14 Martçı gruplardan bazılarının Arap ülkelerine yaptıkları ziyaretlerde Hizbullah’ı Lübnan’ın kuzeyindeki Akar bölgesinde yaşayan Sünnileri Şii yapmakla suçladığını ve bu şekilde Şii-Sünni savaşı çıkarmaya çalıştıklarını söyledi.
Dün Lübnan’da iç savaş çıkaranların bugün de mezhebi ihtilaflar çıkarmaya çalıştığını belirten Nasrullah, Hizbullah’a karşı geniş bir psikolojik savaş yürütüldüğünü söyleyerek “bazıları, Hizbullah Taif Anlaşmasına karşıdır, Hizbullah kendi kontrolünde bir hükümet istiyor, kilit noktalarda karar verici olmak veya veto yetkisine sahip olmak istiyor, diyorlar. Bunların hiçbiri doğru değil, Hizbullah, kurulduğu günden 2000 yılına kadar hiçbir hükümette yer almadı. Ondan sonra da dönemin başbakanı bunu istemesine rağmen biz kabul etmedik” dedi.
Sözlerini “Fakat Lübnan’da bölgede birçok gelişmeye tanık olununca hükümete girmek mecburiyetinde kaldık. Sinyore döneminde de siyasi bir anlaşma yaparak hükümete girdik; fakat hükümet bu anlaşmaya da uymadı” diye sürdüren Nasrullah, Hizbullah’ın İran’ın nükleer programı dolayısıyla savaşa girdiği ve Şii hilali kurmaya çalıştığı yönündeki suçlamaları da saçma diye niteleyerek bu suçlamaların hakim grubun zaafını gösterdiğini söyledi.