SAAF-Lübnan’da son süreçte yaşanan gerginlik ve mezhepler arası çatışma çıkarmaya yönelik seslerin yükselmesi üzerine
SAAF-Lübnan’da son süreçte yaşanan gerginlik ve mezhepler arası çatışma çıkarmaya yönelik seslerin yükselmesi üzerine Allame Muhammed Hüseyin Fadlullah’ın tüm Müslümanlara yönelttiği mesajı resmi sitesinden arkadaşımız Furkan TORLAK çevirdi.
Fadlullah’tan Sünni-Şii Bütün Müslümanlara Çağrı
Uluslar arası ve bölgesel çekişmeler dolayısıyla bölgenin tamamının içerisinde bulunduğu tehlikeli bir süreçle karşı karşıyayız. ABD, projesi çerçevesinde toplumumuzun derinlerinde var olan olumsuz durumları tahrik etmeye çalışmakta, tahriklerini da en fazla dinî, mezhebi ve partisel anlamda yoğunlaştırmaktadır. Diğer yandan çeşitli siyasi partiler ve liderler kışkırtılmaya çalışılmaktadır. Bu durum ise yurdun tamamını tehdit etmekte, çevremizi saran karanlık çevredeki birçok ülkeyi gölgesi altına almaktadır.
Bu proje çerçevesinde Lübnan’a biçilen kaftan, birçok alanda ve cephede tasarlanan sarsıntıdır. Bu bağlamda hâlihazırda bir realiteyi temsil eden taifeye dayalı düzen, canlı kazanımlar, ortak kader, “öteki”nin ekonomik, güvenlik ve siyasi komplolarına karşı birlikte direnme zemininde Lübnanlıları vatandaşlık çizgisinde buluşmaktan uzak tutmaktadır. Bu durum da istikrarı ve toplumsal dengeyi bozmakta, vatanına bağlı kimselerin geleceğin hesabını yapma zorunluluğunu beraberinde getirmektedir.
En tehlikelisi de bazı siyasi simaların şeytani bir şekilde kapalı kapılar arkasından mezhepçi tahrikler üretme çabalarıdır. Nitekim birtakım bölgesel güçler de bu çabaları tetikleyici rolü icra etmektedir. Böylelikle siyasi anlaşmazlıklar, sivri sözler ve kışkırtıcı tavırlarla başka zeminlere çekilmeye çalışılmaktadır. Öyle ki ülke, siyasi bir meseleyi dengeli ve demokratik yollarla kontrol edemeyecek hale gelmiştir. Zira mesele alelacele mezhebi düzlemde ele alınmaya çalışılmaktadır.
Yönetimdeki ve yönetim dışındaki siyasi simalar taife yahut mezhep lideri olarak kabul görmektedir. Bu duruma karşı çıkmak da herhangi bir taifeye karşı çıkmayla eşdeğer hale getirilmiştir. Böyle bir durumda dini, ekonomik ve toplumsal çevreler, taifeyi savunma adına gardını alacaktır.
Biz bu realitenin dini ve siyasi anlamda bir geri kalmışlığı yansıttığını düşünüyoruz ve Lübnanlıların bu çukura takılıp kalmasını istemiyoruz.
Biz Sünni ve Şii tüm Müslümanlara görüş farklılıklarına açık olan İslami vahdet ruhunu yaşamaları çağrısında bulunuyoruz. Ancak bu şekilde geleceği ve Allah korkusunu gözeten sağlam bir diyalog yaygınlaşabilir. Mezhep kışkırtmasına yönelik unsurların tahrik edilmesi ise İslam’ın tamamen reddettiği kin ve düşmanlık üzerine kurulu bir ilişkiler yumağını da beraberinde getirir.
Aynı şekilde tüm Lübnanlıların bu merhale düzeyine uygun bir şekilde manevi ve medeni değerlerden yola çıkarak hareket etmelerini istiyoruz. Ülke ancak bu şekilde birlik, istikrar ve kalkınma sağlayabilir.
Ayetullah Uzma Muhammed Hüseyin Fadlullah
4 Aralık 2006
Basın Bürosu