ABD, Gazze'ye destek amaçlı deniz operasyonlarını durdurması için Ensarullah'a gizlice çarpıcı bir dizi taviz teklif etti ama hiçbir sonuç alamadı.
YDH- Halil Nasrallah'ın The Cradle'da ''The US dangles Yemen bait, but Ansarallah doesn’t bite'' başlığıyla yayınlanan bölgenin yükselen gücü Ensarullah'ın denizleri domine edişinin konu edildiği yazısını Keda Bakış YDH için çevirdi.
Biz diplomatik bir çözümden yanayız. Askeri bir çözüm olmadığını biliyoruz.
- ABD'nin Yemen Özel Temsilcisi Timothy Lenderking
ABD'nin Yemen Özel Temsilcisi Timothy Lenderking, Yemen'in İsrail'in Gazze'ye savaş açma kabiliyetini zayıflatmak için geniş kapsamlı deniz operasyonlarını başlatmasından yaklaşık altı ay sonra, 3 Nisan'da verdiği özel brifingde, hükümetinin aylardır yüksek sesle savunduğu askeri çözüm yerine Yemen'de diplomatik çözümler aramanın önemini vurguladı.
Lenderking'in tutumu, Washington'un Aralık ayında Yemen'de Ensarullah liderliğindeki güçlere karşı Kızıldeniz'deki uluslararası deniz taşımacılığını ve İsrail bağlantılı ticareti Yemen'in kapsamlı denizi etkin bir şekilde korumayı amaçlayan çok uluslu bir koalisyon duyurusuyla keskin bir tezat oluşturdu.
Ancak gerilim arttıkça ve bölgesel müttefikler Yemen'in doğrudan misilleme saldırılarından korkarak ABD-İngiltere koalisyonuna katılmakta tereddüt ettikçe, ABD ve müttefikleri, Yemen'in Sanaa'daki fiili hükümetiyle bağlarını sürdüren Ummanlı ve diğer uluslararası arabulucular tarafından iletilen teklifler aracılığıyla sessizce Sanaa'yı müzakerelere ikna etmeye çalıştı.
Lenderking'in tutumu aslında ABD'nin kapalı kapılar ardında Ensarullah'a aracılar vasıtasıyla verdiği bir dizi özel vaadi yansıtıyor olabilir - direniş hareketinin istek listesindeki her kutuyu işaretleyen vaatler.
'Gazze'ye desteğinizi kesin, biz de size her şeyi verelim'
Konuyla ilgili bilgi sahibi Yemenli kaynaklar The Cradle 'a ABD'nin Sanaa'ya Gazze savaşında tarafsız kalması karşılığında "meşruiyetinin tanınmasını" teklif ettiğini açıkladı.
Bu da Raşid el-Alimi liderliğindeki Suudi destekli Başkanlık Konseyi'nin rolünün ciddi ölçüde azaltılmasını ve Yemen'e yönelik saldırganlığın sona erdirilmesi için Riyad ve Abu Dabi ile bir yol haritasının imzalanmasının hızlandırılmasını içeriyor.
Kaynaklar ayrıca Amerikalıların Ulusal Suudi Bankası'ndan Yemen kamu sektörüne ödenmeyen maaşları derhal serbest bırakmayı, ülkedeki kuşatmayı tamamen kaldırmayı, Sanaa Havaalanı'nı yeniden açmayı, Hudeyde limanı üzerindeki kısıtlamaları hafifletmeyi ve ilgili tüm taraflarla kapsamlı bir esir değişimi anlaşması yapmayı taahhüt ettiklerini belirtiyor.
Yeniden inşa konusunda ise kaynaklar şunları söylüyor:
Yemen Gazze'ye destek saldırılarını durdurur durdurmaz [Washington] hasarları onarma, işgal altındaki tüm Yemen topraklarından ve adalarından yabancı güçleri çıkarma ve Ensarallah'ı Dışişleri Bakanlığı'nın 'terör listesinden' çıkarma sözü verdi.
Sanaa ve Riyad arasında iki yılı aşkın bir süredir müzakere konusu olan bu cazip tekliflere rağmen Yemenliler kararlılıklarını sürdürdü. Ensarullah lideri Abdül Melik el-Husi'nin konuşmalarında da yinelediği üzere tutarlı pozisyonu, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırganlığı devam ettiği sürece operasyonlara devam etmek olmuştur.
Ensarullah'ın 'askeri müzakeresi'
İsrail'in 7 Ekim'deki Aksa Tufanı operasyonunun ardından savaş hali ilan etmesiyle birlikte Sanaa, Filistin direnişinin yanında yer alarak İsrail işgali altındaki güney liman kenti Umm Raşraş (Eilat da olarak da bilinir) kapsamlı insansız hava araçları ve balistik füze saldırıları başlattı.
Yemen'in salvolarına ve ABD savaş gemilerinin önleme girişimlerine yanıt olarak Washington, Sanaa'ya karşı bir tehdit kampanyası başlattı ve karşılığında askeri operasyonlarını durdurmanın ön koşulu olarak Gazze'ye yönelik saldırganlığın derhal durdurulmasını talep etti. Amerikalılara söyledikleri tam olarak şuydu: "Biz sizin dikte ettiğiniz çemberin içinde değiliz."
Ensarullah'ın daha önce kullanılmayan deniz stratejilerini uygulamaya başlamasıyla (dokuz yıllık savaşta Yemen'in saldırganları Suudi Arabistan ve BAE'ye karşı bile kullanılmamıştı) işler daha da kızıştı ve el-Husi Kızıldeniz'de İsrail gemilerini engelleme sözü verdi.
Bu strateji günler sonra 19 Kasım'da Yemenli deniz komandolarının İsrail bağlantılı Galaxy Leader adlı gemiye ve mürettebatına baskın düzenleyerek gemiyi Yemen kıyılarına yönlendirmesiyle hayata geçirildi.
Bu cüretkâr deniz harekâtı ABD'yi ikili bir strateji izlemeye sevk etti: Birincisi, İsrail'i desteklemek için bir deniz koalisyonuna gözdağı vermek ve hazırlık yapmak; ikincisi ise Sanaa'nın etkili deniz operasyonlarını durdurmak için Arap ve uluslararası arabulucular aracılığıyla diplomatik girişimleri teşvik etmek.
Sanaa yönetimi bu teklifleri reddetmekle kalmadı, deniz ablukasını İsrail limanlarına giden İsrail dışı gemileri de kapsayacak şekilde genişletti ve İsrail'in "alternatif uzun yol" sevkiyatlarını kesmek için operasyon sahasını Hint Okyanusu'na kadar uzandırdı.
Yemen'in ikna ya da gözdağına boyun eğmeyi kesin bir şekilde reddetmesi, ABD ve İngiltere'nin üç ay önce savaştan zarar görmüş Fars Körfezi devletine karşı Yemen tehdidini etkisiz hale getirmek ve deniz seyrüsefer özgürlüğünü koruma kisvesi altında Gazze'ye destek amaçlı deniz saldırılarını durdurmak amacıyla agresif askeri operasyonlar başlatmasına yol açtı.
Sanaa, karşı önlem olarak operasyonlarını yalnızca ABD ve İngiliz gemilerini hedef alacak şekilde genişletmekle kalmadı, aynı zamanda cephaneliğine gelişmiş silahlar da katarak askeri tepkisini tırmandırdı.
İngiliz kargo gemisi Rubymar'ın batırılması, diğer gemilere saldırılması ve operasyon sahasının Umman Denizi ve Hint Okyanusu'na kadar genişletilmesi bu kapsamda yer aldı - Gazze'ye yönelik acımasız savaşı yürütenler üzerindeki baskıyı arttırmak için stratejik bir hamle.
Yemen'in askeri şah matı
ABD'nin askeri stratejisinin faydasızlığını kabul ettiği ve diplomatik bir çözüm bulmak için yaygara kopardığı mevcut durum ışığında Sanaa, Batı Asya'daki tüm jeopolitik hesaplamalarla olan ilgisini açıkça ortaya koymuştur.
Son altı aydaki çarpıcı başarıları arasında Sanaa'nın İsrail'in temel ithalatları için ticaret yollarını keserek ya da uzatarak İsrail ekonomisini sekteye uğratma becerisi de yer alıyor. Bu durum en çok İsrail'in en güneyindeki limanın faaliyetlerinin aksamasının limanı işleten şirketin önemli ölçüde işten çıkarılmasına yol açtığı ve deniz taşımacılığını tamamen felç ettiği Eilat'ta görülebilir.
Ensarullah aynı zamanda Batı'nın en ünlü deniz kuvvetlerinin misilleme önlemlerini engelledi, köhne "koalisyonlarını" alay konusu haline getirdi ve ABD'nin Fars Körfezi'ndeki hegemonik emelleri için hem şu anda hem de uzun vadede karmaşık zorluklar yarattı.
Dahası, Yemen kayda değer bir siyasi ve askeri manevra kabiliyeti sergileyerek kararlı tek bir Arap devletinin Filistin direnişine güçlü bir müzakere aracı sağlayabileceğini gösterdi.
Daha da önemlisi Sanaa, bölgenin su yollarındaki askeri operasyonlarıyla Direniş Ekseni içindeki konumunu sağlamlaştırdı ve Eksen'in Cepheler Birliği stratejisindeki en etkili güçlerden birine dönüştü. Tüm bunları yaparken de İngiliz ve Amerikan deniz kuvvetlerini savunmasız -ve kazanılamaz- pozisyonlara çekmiş ve İsrail'in dünya ile olan nakliye bağlantılarını başarıyla engellemiştir.
Yükselen bir bölgesel güç
El Husi'nin yaptığı son sayıma göre, Yemen'in çok sayıda askeri operasyonu İsrail'in güneyindeki deniz varlıklarını ve bölgelerini hedef almak üzere 520'den fazla füze ve insansız hava aracı fırlattı. Bugüne kadar 90 gemi hedef alındı ve 34 operasion sadece 4-5 Mart tarihleri arasında 125 balistik ve kanatlı füze ve insansız hava aracı kullanılarak gerçekleştirildi.
Buna karşılık ABD ve İngiltere, kötü tasarlanmış deniz koalisyonunun operasyonlara başlamasından bu yana yaklaşık 500 saldırı düzenleyerek kırka yakın Yemenlinin şehit olmasına neden oldu.
Savaşın üzerinden altı ay geçmesine rağmen Yemen karada, bölgesel su yollarında ve hatta dünya okyanuslarında stratejik kabiliyetlerini sergilemeye devam ediyor. Yemenli yetkililer, İsrail'in Gazze'deki ve daha geniş bölgedeki eylemlerine ve Sanaa'nın Batı Asya'nın güvenliği ve istikrarı için en yıkıcı ve istikrarsızlaştırıcı güç olarak gördüğü ABD'nin eylemlerine bağlı olarak konuşlandırabilecekleri başka askeri "sürprizlerin" de geleceğine işaret ediyor.