Irak, Ürdün ve Suudi Arabistan, Gerçek Vaat Operasyonu sırasında İsrail'in 'savunulmasına' doğrudan katılarak İran'ın füzelerine ve insansız hava araçlarına karşılık verdi.
YDH - Irak, Ürdün ve Suudi Arabistan, Siyonist rejime sundukları desteği itiraf etmek istemiyor ve Washington da bu aldatmacayı sürdürüyor.
İran'a yönelik 'müşterek' hava operasyonlarının tüm kapsamı, şu anda bölgeyi saran gizli askeri ittifaklar ve açıklanmayan silahlar listesine eklendi. Bölge, kendini daha büyük bir savaş olasılığı üzerinde bulurken, kamuoyu bir kez daha kandırıldı.
The Intercept portalına konuşan askeri kaynaklara göre, İran yapımı füzeler ve insansız hava araçları geçtiğimiz cumartesi günü 12 saat süren operasyonda İsrail'e doğru yönelirken, ABD'li yetkililer birleşik müdahaleyi koordine etmek ve gizli ortakları yönlendirmek üzere bölge genelinde konuşlanmıştı.
Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt ve Bahreyn de ABD liderliğindeki hava ve füze savunma ağına bağlıydı ancak sessiz kaldı.
Şimdi ise gizli ortaklar rollerini inkar etme yoluna giderken aynı zamanda İsrail'e (ve ABD'ye) Siyonist rejimin gerilimi daha da tırmandırması halinde bu kadar işbirlikçi olmayacaklarına dair ince bir mesaj veriyorlar.
Ürdün, Amerikan yapımı F-16 savaş uçaklarının İran'a ait insansız hava araçları ve füzelerin düşürülmesinde ABD, İngiltere, Fransa ve İsrail'e katıldığını kabul etmekle birlikte kimin jetlerinin nerede, kimin hava sahası üzerinde olduğu ya da hedefleri ne zaman vurduğuna dair herhangi bir ayrıntı vermedi.
Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen Sefadi, İsrail ve Amerika'ya karşı gösterdiği sabrın azalabileceğini ima eden, muğlak da olsa sert bir uyarıda bulundu. Sefadi, 14 Nisan'da yaptığı açıklamada Ürdün'ün katılımının 'ülkeye tehdit oluşturan her şeyle yüzleşileceğine dair kesin bir politika olduğunu, zira önceliklerinin Ürdün'ü korumak, Ürdünlülerin hayatlarını ve çıkarlarını korumak olduğunu' dile getirdi.
Kral Abdullah, salı günü yaptığı açıklamada Ürdün'ün 'güvenlik ve egemenliğinin her türlü mülahazanın üzerinde olduğunu' söyledi.
Sefadi, İsrail'den İran'a yönelik herhangi bir saldırıya karşılık vermek için de benzer adımlar atılacağını sözlerine ekledi. Devlete ait el-Memleke haber kanalına verdiği demeçte Sefadi, "Ürdün hava sahasını ihlal eden her insansız hava aracı ya da füzeye müdahale ederek herhangi bir tehlikeyi önleyeceğiz," dedi.
Irak Başbakanı Muhammed Şii el-Sudani de ülkesinin sınırları içerisinden 'İran yapımı herhangi bir füze ya da İHA'nın fırlatılmadığını' belirtti.
Başbakanın açıklamaları, hem İsrail ordusunun hem de İran basınının İran, Yemen, Irak ve Lübnan'ı insansız hava araçları ve füzelerin geldiği ülkeler olarak tanımlamasının ardından geldi.
Ürdün Dışişleri Bakanı gibi el-Sudani de şunları ekledi: "Irak hava sahasının herhangi bir ülke tarafından kullanılmasını reddediyor. Irak'ın çatışma alanına dahil olmasını istemiyoruz." Bağdat'ın hava sahasını korumak için ne gibi adımlar atabileceği belirsizliğini koruyor.
Suudi Arabistan ise daha garip bir vaka. İsrail'in İngilizce yayın yapan kamu radyosu KAN'da yer alan bir habere göre İsrail basını, 'Suudi Arabistan'ın yeni kurulan bölgesel askeri koalisyona yardım ettiğini kabul ettiğini' bildirdi. Ancak Suudi monarşisi geri adım attı.
Saudi Gazette'nin haberine göre, "Al-Arabiya TV kanalına konuşan bilgili kaynaklara göre, Suudi Arabistan İran'ın İsrail'e yönelik son saldırılarının engellenmesinde yer almadı".
Haberde, "Kaynaklar, Suudi Arabistan'ın bu saldırılara karşı koyduğuna dair herhangi bir resmi açıklama yapılmadığını vurguladı. Bu açıklama, bazı İsrail haber sitelerinin resmi bir Suudi kaynağa atfederek Krallığın İran saldırılarına karşılık veren savunma ittifakına katıldığını iddia eden haberlerinin ardından geldi," denildi.
Bazı haberlerde İran saldırısı sırasında Amerikan KC-135 havadan yakıt ikmal tanker jetlerinin Suudi hava sahası üzerinde havada tur attığı belirtiliyor.
ABD'nin bu uçan benzin istasyonlarını Suudi topraklarında, Dahran'daki Kral Abdülaziz Hava Üssünde konuşlandırdığı biliniyor.
Diğer haberlere göre Riyad, operasyon sırasında hava sahasını ABD uçaklarına kapattı ve Washington yönetiminden İran'a kendi topraklarından herhangi bir karşı saldırı düzenlememesini talep etti.
Daha önce ABD, Suudi Arabistan'a Patriot füze bataryaları ve daha uzun menzilli Terminal Yüksek İrtifa Alan Savunma anti-balistik füze sistemleri satmış ve Patriot füzelerini Suudi topraklarına konuşlandırmıştı.
Bu çeşitli Arap ülkelerinin İsrail'in savunmasındaki rolüne ilişkin Amerikan basınında neredeyse hiç haber yer almadı ve bu da Washington tarafından dayatılan gizliliği daha da artırdı.