Uzlaşma konferansında Maliki’den önemli açıklamalar

img
Uzlaşma konferansında Maliki’den önemli açıklamalar YDH

SAAF-Irak’ta şiddete son vermek amacıyla ülkedeki muhtelif grupların temsilcilerinin katıldığı




SAAF-Irak’ta şiddete son vermek amacıyla ülkedeki muhtelif grupların temsilcilerinin katıldığı ulusal uzlaşma konferansı Bağdat’ta yapıldı.

 

Hükümet sözcüsü Ali Debbağ’ın açıklamasına göre çeşitli kesimlere mensup 200 temsilcinin katıldığı toplantıda Başbakan Nuri el-Maliki bir konuşma yaptı.

 

Başbakan Maliki, bir yıl önce Irak’taki tüm kesimlerin katıldığı seçimlere işaret ederek seçimler sonunda tüm kesimlerin yer aldığı bir ulusal uzlaşma hükümetinin kurulduğunu hatırlattı.

 

“Eski rejim döneminde uygulanan politikaların ülkede tekrar edilmesine izin vermemeliyiz. Artık Irak’ta bir kişinin kendi görüşünü diğerlerine dayatmasına tanık olmamalıyız” diyen Başbakan Maliki, ülkenin kritik bir aşamadan geçtiğini belirterek konferansta ortaya konan şeylerin sadece sözde kalmaması gerektiğini söyledi.

 

Düzenlenen konferansın önemli bir başarı olduğunu belirten Maliki, “Kimse bu konferansın birileri aleyhine veya birilerinin zararına yapıldığını düşünmemelidir. Konferansa katılan herkes iki önemli meseleyi göz önünde bulundurmalı ve konferans sonunda şu iki hedefi gerçekleştirmeye çalışmalıdır. Birinci hedef, yaşanan bunalımın çözümü konusunda son derece etkili olan belli bir hedefe yönelik diyalogu sürdürmeyi kabul etmek, ikinci hedef de bu konferans sonunda somut ve pratik kazanımlara ulaşabilmektir. Bugün eski rejim kalıntıları, bu konferansın başarısız olması için şartlar öne sürmektedir. Onlara şunu söylemeliyim ki sizin şartlarınız yenilmiştir. Irak’ın geleceğine ortak bir gözle bakabilmeliyiz” dedi.

 

“Bu konferansı düzenlemekteki hedefimiz, diğer konferanslarda olduğu gibi sadece Irak’ın geleceğine ilişkin diyaloglarda bulunmak değildir. Bu konferanstaki hedefimiz, bugün ülkenin karşı karşıya bulunduğu tüm tehlikeleri ortaya koyabilmemizdir” diyen Başbakan Maliki, Irak’ın geleceğini tehdit eden tehlikelere karşı uygun çözüm yolları ve alternatifler bulunamaması halinde Irak’ta ölümün, yıkımın ve etnik ve mezhebi ihtilafların tek alternatif haline geleceğini söyledi.

 

Irak’ta her kesimden seçilmiş temsilcilerin yer aldığı hükümette herkesin sorumluluklarının bulunduğunu söyleyen Başbakan Maliki, bu sorumlulukların yerine getirilmemesinin ülkenin tarihi açısından büyük bir hata olacağını ifade etti.

 

Ulusal uzlaşmanın hükümet açısından bir slogan değil, ülkenin kalkındırılmasına ve güvenliğin sağlanmasına yardım edecek bir strateji olduğunu söyleyen Maliki, hükümette de köklü değişiklikler yapılması gerektiğini belirtti.

 

“Bu konferansta tekfircilere, eski rejim kalıntılarına, diyaloga ve demokrasiye inanmayanlara, Irak’ı geçmişe döndürmeye çalışanlara karşı somut tavırlar geliştirmemiz gerekiyor, bu gruplar bilmelidir ki onların düşünceleri gerçekleşmesi mümkün olmayacak bir kuruntudan ibarettir” diyen Maliki, ülkedeki milis güçler  konusunda da şunları söyledi: “Silah yalnızca Irak hükümetinin elinde bulunmalıdır, milis güçlerinin elindeki silahlarla ilgili en uygun çözüm yolu, bu milis güçlerinin hükümete ve orduya katılmasıdır” dedi.

 

Irak ordusunun kapılarının Irak ordusunun eski komutanlarına ve personeline açık olduğunu da belirten Başbakan Maliki, “Irak hükümeti, eski orduda görev yapmış kişileri yeni Irak ordusuna kabul edecektir. Kabul edemediklerine de emekli maaşlarını ödeyecektir” diye konuştu.

 

“Irak milletinin evlatları olan Irak ordusunun komutanlarının tecrübelerinden yararlanmalıyız, Irak’ın güvenliği konusunda onların maharetlerinden istifade etmeliyiz” diyen Başbakan Maliki, çok uluslu güçlerin Irak’taki varlığı ile ilgili olarak da şunları söyledi: “Bugün Irak hükümeti ülkedeki çok uluslu güçlerin güvenlik sorumluluğunu Irak güvenlik güçlerine teslim etmesi gerektiği konusunda konsensüse varmıştır” dedi.

 

Ülkedeki Baasçılarla ilgili de açıklamada bulunan Başbakan Maliki, “ellerini Iraklıların kanına bulaştırmış olan Baasçılarla, Iraklıların kanına ellerini bulaştırmamış olan Baasçılar arasında fark olduğunu görmek gerekiyor. İntihar saldırıları ya da bombalı araç saldırıları yapan Baasçıların durumuyla bu günaha bulaşmamış olan Baasçıların durumu aynı değildir” dedi ve anayasadaki Baasçıların tasfiyesi ile ilgili maddenin gözden geçirilmesi konusunda gerekli talimatı verdiğini belirtti.

 



Makaleler

Güncel