İsrail'in Yedioth Ahronoth gazetesi, 7 Ekim Aksa Tufanı Operasyonu'ndan sonra Siyonist rejimin caydırıcılığının aşındığını ve İran'ın kazandığı cesaretten yeni bir düzenin meydana gelmeye başladığını yazdı.
YDH - Yedioth Ahronoth gazetesinde yer alan makalede, İran'ın Siyonist rejim hedeflerine düzenlediği Gerçek Vaat Operasyonu'nun sonuçları değerlendirildi.
7 Ekim'den sonra İsrail'in bölgedeki caydırıcılığının erozyona uğradığı ve İran'ın kazandığı cesaretten yeni bir düzenin doğmaya başladığı belirtilen makalede, "Bir sonraki sınav, İranlı bir generale suikast düzenleme ihtimali ortaya çıktığında verilecektir," denildi.
Gazetenin önde gelen analistlerinden Yossi Yehoşua'nın imzasıyla yayımlanan makalede, "Pratikte, 7 Ekim'den bu yana İsrail'in caydırıcılığının dramatik bir şekilde aşınması temelinde İran ile İsrail arasında yeni bir terör dengesi yaratıldı. Tahran, yıllarca İsrail'e doğrudan saldırı korkusu bariyerinin ardından çıkmamıştı," ifadelerine yer verildi.
Tahran'ın 7 Ekim'in çıktılarının yanı sıra Siyonist rejim ile en önemli müttefiki Amerika arasındaki çatlağın da farkında olduğuna dikkat çekilen makalede, şu değerlendirmeler yapıldı:
"Dolayısıyla kendimizi savunmak için uluslararası bir koalisyon oluşturmayı başardığımızı ve saldırı tarafında yer almadıklarını açıkça ortaya koymak için her şeyi yapan Amerikalılarla koordinasyon halinde bir savaşa sürüklenmeden İranlıları görünüşte utandıracak bir şekilde karşılık verdiğimizi söyleyebiliriz: Bir sonraki sınav, Suriye topraklarında ya da başka bir yerde İranlı bir generali ortadan kaldırma ihtimali ortaya çıktığında verilecektir. Muhtemelen bu konu ciddi şekilde ele alınacak ama gerçekleştirilmesi kuşkulu. Bu da İsrail'in caydırıcılığında onarmamız gereken bir yara."
Kudüs Gücü Komutanı Hasan Mehdevi'yi İran konsolosluğu yakınlarında öldürmenin geçmişe bakıldığında bir hata olduğunun ortaya çıktığı vurgulanan makalede, İsrail istihbaratının İran'ın tepkisini ölçemediği kaydedildi.
İsrail'in her şeye rağmen maskeleri çıkarma zamanının geldiğine karar vermiş olması mümkündür ve burada ve orada mükemmel argümanlar var, ancak durum böyle olmadı ve istihbarat görevi açısından 7 Ekim'deki en korkunç başarısızlığın yanı sıra bir başka başarısızlık daha kaydedildi.
Tahran'ın misillemesinden sonra Siyonist rejimin sınırlı sayıda seçenekle karşı karşıya kaldığına ve geçen günlerde İran'ı hedef alan saldırıya dikkat çekilen makalede, "Uluslararası medyadaki göstergelere ve haberlere göre bu operasyon, İran'daki savunma sistemlerini alt edebilecek ve Natanz'daki nükleer tesisin yakınlarındaki diğer unsurların yanı sıra onlara zarar verebilecek istihbarat, operasyonel ve teknolojik imkanları göstermeyi amaçlayan cerrahi bir operasyondu. Saldırının insansız araçlardan değil, savaş uçaklarından yapıldığı da bildirildi. Ayrıca Ürdün hava sahası da kullanılmadı," bilgisi verildi.
Makalede, "Pratikte, Gazze'de başlayan, Lübnan ve Suriye'de devam eden, Yemen ve Irak'ta birer şube açan ve İran'a kadar genişleyen, bu noktada yardımı olmadan düşmanla bir paket mayasız ekmekle savaşacağımız ABD'nin ile birden fazla cephenin olduğu bir savaş alanındayız," yorumu yapıldı.
Bu ortamda, Gazze'de devam eden savaşın bir an önce sona erdirilmesi gerektiği çağrısı yapılan makalede, "Mutlak zafer gibi içi boş sloganlarla konuşmayı bırakmalı, esirlerin serbest bırakılması konusunda anlaşmaya varmalı ve bu yoksa Refah'ta planlanan harekatı bir an önce hızlandırmalıyız. Güneydeki ateşkesin ardından kuzeydeki saldırılar da azalacak ve İsrail, ancak o zaman askeri gücünü değişen gerçekliğe uygun olarak inşa edebilecektir," diye eklendi.