İsrail'in üst düzey askeri yetkililerinin, Lübnan'da daha büyük bir çatışmanın patlak vermesi durumunda önlem olarak Hamas ile bir ateşkes anlaşması arayışında olduğu bildiriliyor.
YDH- The New York Times, güvenlik kaynaklarına dayandırdığı haberinde, İsrail ordusunun Lübnan'da daha büyük bir çatışma çıkması halinde önleyici bir tedbir olarak ateşkesi değerlendirdiğini açıkladığını bildirdi.
Yetkililer, İsrail'in planlamadığı bir savaşın neredeyse dokuzuncu ayında, ordusunun yedek parça, mühimmat, motivasyon ve hatta asker sıkıntısı çektiğini söyledi.
The New York Times, üst düzey yetkililerin, rehinelerin serbest bırakılmasını sağlamanın en etkili yolunun ateşkes olduğuna inandıklarının söylendiğini bildirdi.
Bu tutum, Hamas'ın hayatta kalmasını sağlayacak bir ateşkese karşı olan Başbakan Benyamin Netanyahu ile ordu arasında bir ayrışmaya neden oldu.
Mevcut ve eski altı güvenlik yetkilisiyle yapılan görüşmeler ışığında generaller, Gazze'de halen esir tutulan yaklaşık 120 İsraillinin güvenliğini sağlamak için en etkili stratejinin ateşkes olduğuna inandıklarını ifade ettiler.
İsrail'in son on yıllardaki en uzun savaşı nedeniyle zorluklarla karşılaşan generaller, Ekim ayından bu yana İsrail'le çatışan Lübnanlı direniş gücü Hizbullah'la olası bir kara savaşı durumunda güçlerine toparlanmaları için zaman tanımanın önemini vurguluyor.
Çoğu hassas güvenlik konularını tartışmak için adlarının açıklanmaması koşuluyla konuşan yetkililere göre Hamas'la yapılacak bir ateşkes Hizbullah'la bir anlaşmaya varılmasını da kolaylaştırabilir.
Hizbullah, İsrail Gazze Şeridi'ndeki çatışmaları durdurana kadar İsrail'in kuzeyini vurmaya devam edeceğini söyledi.
Geçen yılın başlarına kadar İsrail'in ulusal güvenlik danışmanı olarak görev yapan ve üst düzey askeri yetkililerle düzenli olarak görüşen Eyal Hulata, "Ordu rehine anlaşmasını ve ateşkesi tam olarak destekliyor" dedi.
Hulata, "Her zaman geri dönebileceklerine ve gelecekte Hamas'la askeri olarak çatışabileceklerine inanıyorlar" dedi.
Netanyahu Hamas'ı iktidarda tutacak bir ateşkese temkinli yaklaşıyor çünkü bu sonuç koalisyonunu çökertebilir ki koalisyonun bazı üyeleri savaşın Hamas'ın yenilgisiyle sonuçlanması halinde ittifaktan ayrılacaklarını açıkladılar.
Yakın zamana kadar ordu, hükümetin iki ana savaş hedefine aynı anda ulaşmanın mümkün olduğunu savunuyordu: Hamas'ı yenmek ve 7 Ekim'de İsrail'e yapılan saldırı sırasında Hamas ve müttefikleri tarafından kaçırılan rehineleri kurtarmak.
Ancak bu fikri destekleme fikrinden başta ordu olmak üzere rejim gittikçe uzaklaştı ve hedeflerden kuşku duymaya başladı.
Ayrıca Ekim ayında Gazze'ye götürülen 250 rehinenin yarısından azı hala tutsak ve üst düzey komuta kademesi onları kurtarmak için daha fazla askeri harekatın diğerlerinin ölümüne yol açabileceğinden korkuyor.
Netanyahu'nun Gazze'yi işgal etme ya da kontrolü alternatif Filistinli liderlere devretme konusunda açıkça isteksiz olması nedeniyle ordu, rehineler tutsak kalırken ve Hamas liderleri hala serbestken enerjilerinin ve cephanelerinin giderek eridiği bir "sonsuz savaş"tan korkuyor.
Hulata, bu senaryo karşısında, rehineleri geri alma karşılığında Hamas'ı şimdilik iktidarda tutmanın İsrail için en az kötü seçenek gibi göründüğünü söyledi.
Adlarının açıklanmaması koşuluyla konuşan dört üst düzey yetkili de aynı fikirde.
Ateşkesi destekleyip desteklemediği konusunda yorum yapması istenen ordu, soruyu doğrudan ele almayan bir açıklama yaptı.
Açıklamada ordunun "Hamas'ın askeri ve yönetim kabiliyetlerinin yok edilmesi, rehinelerin geri dönmesi ve İsrailli sivillerin güneyden ve kuzeyden güvenli bir şekilde evlerine dönmesi" peşinde olduğu belirtildi.
Ancak son zamanlarda yapılan diğer açıklama ve mülakatlarda askeri liderler özel olarak vardıkları sonuçlar hakkında kamuoyuna ipuçları verdiler.
Ordunun baş sözcüsü Tuğamiral Daniel Hagari 19 Haziran'da bir televizyon röportajında şöyle demişti:
"Hamas'ı ortadan kaldırabileceğimizi düşünenler yanılıyor. Hamas bir fikirdir. İnsanların kalplerinde kök salmıştır."
Amiral Hagari, Netanyahu'yu üstü kapalı bir şekilde eleştirerek aksini iddia etmenin "halkı ayakta uyutmak'' olduğunu söyledi.
Ancak başka haberlerde İsrail'in önümüzdeki haftalarda bir işgal planlıyor olabileceği öne sürüldü.
Thw New York Times'a göre, bu soykırım savaşı, İsrail'in en az kırk yıldır verdiği en yoğun ve Gazze'de şimdiye kadar verdiği en uzun süreli çatışma.
Büyük ölçüde yedek askerlere dayanan orduda, bazıları Ekim ayından bu yana üçüncü görev turunda ve savaş ile mesleki ve ailevi taahhütleri arasında denge kurmakta zorlanıyor.
Dört askeri yetkiliye göre daha az sayıda yedek asker görev için rapor veriyor.
Beş subaya göre ise, kısmen Ekim ayında Hamas liderliğindeki saldırıyı önleyememesinden kaynaklanan askeri liderliğe yönelik güven krizinin de etkisiyle, subayların komutanlarına olan güvensizliği giderek artıyor.
Gazze'de 300'den fazla asker öldürüldü ki bu rakam İsrail'in bölgeyi işgalinden önce bazı askeri yetkililerin öngördüğü rakamın altında.
Ancak askeri istatistiklere göre Ekim ayından bu yana 4 binden fazla asker yaralandı ki bu sayı Gazze'de sadece 50 gün süren 2014 savaşındaki toplam sayının 10 katı.
Bilinmeyen sayıda asker ise travma sonrası stres bozukluğundan muzdarip.
İki subaya göre, ordu Hizbullah'la daha büyük bir savaş çıkması ihtimaline karşı stoklarını korumaya çalıştığı için Gazze'deki tankların en azından bazılarına normalde taşıdıkları mermilerin tamamı yüklenmiyor.
Beş yetkili ve subay ordunun mermi stokunun azaldığını doğrularken ordunun tankları, askeri buldozerleri ve zırhlı araçları için de yedek parçalarının olmadığını dile getirdi.
