İsrail, Tahran ve Beyrut'taki suikastların ardından İran ve Hizbullah'ın muhtemel misillemesini bekleyerek yüksek teyakkuz durumunda.
YDH - Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah hem de Ayetullah Ali Hamanei savaştan kaçınma isteklerini vurguladılar. Ancak Hamas'ın siyasi büro başkanı İsmail Heniye ve üst düzey Hizbullah komutanı Fuad Şukur cinayetlerine verilecek cevabın niteliği konusunda belirsizlik devam ediyor.
Yedioth Ahronoth gazetesinde yer alan makalede "Hizbullah ve İran, İsrail hedeflerine ayrı ayrı saldırılar düzenleyebilir ve bu saldırılara Ensarullah ile Suriye ve Irak'taki örgütler de katılabilir. Nasrallah, İsrail üzerindeki psikolojik baskıyı sürdürmek için İran ekseni içinde koordineli eylemler yapılabileceğini ima etti. İsrail ise muhtemel çatışma günlerine hazırlanıyor ama gerilimin daha da tırmanmasını önlemek için önleyici saldırılardan kaçınıyor," denildi.
ABD'nin İran'ı vazgeçirmek için bölgedeki müttefikleriyle aktif temaslarda bulunduğu ve Başkan Joe Biden'ın Katar ve Mısır ile gerilimi azaltma çabalarını istişare ettiği kaydedilen makalede, "ABD ayrıca İran'ın nisan ayındaki bir önceki saldırısından ders almış olabileceğinden ve İsrail'in hava savunmasına meydan okumak için vekiller kullanabileceğinden korkuyor," ifadelerine yer verildi.
Diğer yandan Washington Post'un yaptığı anket, Amerikan kamuoyunda bir değişim olduğunu ve çoğunluğun artık İsrail'i savunmak için asker gönderilmesine karşı olduğunu gösteriyor.
Bu önemli bir değişime işaret ediyor ve 2010'dan bu yana bu tür bir eyleme verilen en düşük desteğin altını çiziyor.
Makalede, "İsrail'deki potansiyel hedefler arasında hükümet sembolleri, askeri tesisler ve hava kuvvetlerinin güçlü bir şekilde karşılık vermeye hazır olduğu kritik altyapı yer alıyor. Ayrıca siber saldırılar ve İsrailli diplomatlar ile dünya çapındaki büyükelçiliklere dönük tehditler de güvenlik tedbirlerinin artırılmasına yol açıyor," değerlendirmesi yapıldı.
Rejim ordusunun halka açık etkinlikleri iptal ettiği ve yabancı ülkelerin İsrail'deki elçiliklerinin de personelini azalttığı anımsatılan makalede, "İsrailli diplomatlar sıkı güvenlik protokolleri ile yüksek teyakkuz durumunda. Bu tehditlere rağmen, yurt dışındaki İsrail büyükelçileri görevlerine bağlı kalmaya devam ediyor," iddasına yer verildi.
