İran'ın yanıtı ve Rusya'nın rolü

img
İran'ın yanıtı ve Rusya'nın rolü YDH

"Askeri ve teknik açıdan, yanıtın büyüklüğü, gücü ve zamanlamasındaki hassasiyet göz önüne alındığında, İran'ın Rusya ile istişare ettiği aşikâr."




YDH - Arap-Avrupa Politika ve Kapasite Geliştirme Merkezi Başkanı Cevad el-Hindavi, Rey el-Youm gazetesinde yer alan köşe yazısında, Sadık Vaad-2 operasyonunda Tahran ile Moskova arasındaki iş birliğine dikkat çekiyor. Operasyon, bölgesel dinamikleri değiştirirken, Rusya'nın da bu süreçte önemli bir rol oynadığı ortaya çıkıyor. Bu, bölgedeki güç dengelerinin yanı sıra, Rusya-ABD ilişkilerini ve Ukrayna savaşının seyrini de etkileyebilecek nitelikte.

İran'ın yanıtı gecikti, ancak boyutu, gücü ve etkisi, bu gecikmeyi hem teknik hem de siyasi açıdan haklı çıkarıyor.

Netanyahu, kabine üyeleri ve onun arkasındaki ülkeler iki temel dürtüyle hareket ediyorlar: Onlar için bu mücadele bir varoluş savaşı ve buna, çevrelerindeki tüm kural, yasa, ahlak ve değerleri hiçe sayan bir delilik eşlik ediyor. Bu durumun en açık kanıtı, Netanyahu'nun benimsediği yaklaşımlardaki çelişkidir. Bir yandan savaşın varoluşsal niteliğini vurgularken, diğer yandan Orta Doğu'yu değiştirme gibi çok daha büyük ve iddialı bir hedef benimsiyor.

Varoluşsal bir tehdit altında olan hiçbir ülke, bölgeye hâkim olmaya çalışmaz. Bu nedenle Netanyahu'yu, mantık sınırlarını aşmış ve pervasızca davranan bir yetkili olarak tanımlıyorum. Amerika ve Batı'nın sınırsız desteği ise onu daha da pervasızlaştırıyor ve daha fazla suç işlemeye itiyor.

Bölge, bu tanıma uyan bir düşmanla karşı karşıya. Ona silahla karşı koyanlar ya da siyaset ve diplomasi yoluyla müzakere edenler, karşılarındakinin durumunu iyi anlamalı. Başka bir deyişle, alışılmış angajman kuralları Netanyahu üzerinde işe yaramıyor. Eğer karşı taraf bir süre bu kurallara uygun davranıyorsa, bu barış ya da çözüm amacıyla değil, sadece zaman kazanmak içindir. Gözlemlerimiz ve deneyimlerimiz bunu teyit ediyor.

Barış müzakereleri ve iletişim onda neden işe yaramıyor? Cevabı basit; barışa inanmayan, diğerinin haklarını tanımayan ve karşı tarafı avlanacak bir hedef olarak gören bir kişi ya da varlıkla karşı karşıyayız.

İranlıların bu hakikati bilmediklerini zannetmiyorum. Muhtemelen bunu yakın zamanda fark ettiler ve bu nedenle saldırılarını gerçekleştirerek caydırıcılık dengesini yeniden sağladılar. İran Cumhurbaşkanı, diğer İranlı yetkililerden daha açık sözlü davranarak, "Amerikalılar bizi sahte vaatleriyle kandırdılar," dedi.

1 Nisan 2024 tarihinde İsrail'e yapılan füze saldırısını İran Devrim Muhafızları üstlendi. Uzun zamandır beklenen ve "erteleme" aşamasına giren bu yanıt, siyasi, askeri ve teknik nedenlerle geciktirilmişti.

İran'ın algısına göre, egemenliğinin ihlal edilmesine ve İsmail Heniyye'nin yönelik suikast girişimine karşılık vermemesi, Gazze'deki yıkıcı savaşı durdurmakla takas edilebilirdi. Profesör Mekrem Huri Mahul'un deyimiyle bu, ırkçılık ve imha anlamına gelen "Akrabada" savaşıydı. Bu inanç, aldatıcı ve yanlış Amerikan vaatlerine dayanıyordu. İran Cumhurbaşkanlığı, Devrim Muhafızları ve İran parlamentosunun aksine, Gazze'deki savaşın sona ermesi karşılığında bir yanıtın ertelenmesinden veya hiç verilmemesinden yanaydı.

Askeri ve teknik açıdan, yanıtın büyüklüğü, gücü ve zamanlamasındaki hassasiyet göz önüne alındığında, İran'ın Rusya ile istişare ettiği aşikâr. Saldırıdan iki gün önce Rusya Devlet Başkanı'nın Ulusal Güvenlik Konseyi'ni acil olarak toplaması ve saldırıdan bir gün önce Rusya Dışişleri Bakanı'nın Tahran'ı ziyaret etmesi, İran ve Rusya arasında İsrail'e yönelik füze saldırısı konusunda iş birliği yapıldığını gösteriyor. Rusya'nın Suriye'de askeri üslerinin bulunduğu ve Güney Lübnan'ın da bu üslere yakın olduğu biliniyor. Netanyahu, Beyrut havalimanına inen herhangi bir İran ya da Irak nakliye uçağını tehdit ederek, Güney Lübnan'daki savaş cephesine yapılacak yardımları engellemeye çalışıyor.

Saldırıdan saatler önce gerçekleşen bu Rus-İran iş birliği, Moskova'nın, Zelenskiy'e Rusya'nın iç bölgelerine saldırması için gelişmiş silahlar sağlayan Amerika'ya bir mesajı niteliğinde. O dönemde ABD yönetimi ile Alman ve Fransız yetkililer, Ukrayna ordusunun Rusya'nın gerisine saldırmak için kendi silahlarını kullanmasına izin vereceklerini açıkça belirtmişlerdi. Rusya Devlet Başkanı da buna karşılık, "Nerede olurlarsa olsunlar, Amerikan varlığına direnen dostlarımızı destekleyeceğiz," açıklamasını yapmıştı.

Rusya, saldırıdan saatler önce İran'la yaptığı resmi görüşmeyi bilinçli olarak aleni hale getirerek, bölgedeki rolünü ve etkisini pekiştirmek istedi. Bu hamle, Rusya'nın bölgede olup bitenlerden uzak olmadığını gösterme amacı taşıyordu. Kamuoyuna açıklanan bu; fakat bizden gizlenen detayların, Amerikan, Batı ve İsrail istihbarat kurumlarından saklanmadığı kesin.

Bölgedeki durumun ciddiyetini, İsrail'in pervasızlığını ve bu pervasızlığa verilen sınırsız Amerikan ve Batı desteğinin nedenlerini iyi anlamalıyız. Netanyahu'nun sıkça tekrarladığı "Orta Doğu'yu değiştireceğiz," sözleri, bölgedeki ve dünyadaki Siyonist planın boyutlarını açıkça ortaya koyuyor. Bu vizyon, Amerika ve Fransa tarafından da destekleniyor.

Batı'nın İsrail'in eylemlerini "meşru müdafaa" olarak tanımlaması ve Netanyahu'nun Orta Doğu'yu değiştirme iddiası gerçekten endişe verici. Bu söylem, bölgenin geleceği için ciddi tehlikeler barındırıyor.

Çeviri: YDH