Uzun dört saatlik bir toplantının ardından siyasi-güvenlik kabinesi, İsrail'in İran'a karşı saldırganlığını artırma eylemi konusunda bir karara varmadan toplantıyı tamamladı.
YDH- İbranice haber sitesi Mako'ya göre, İsrail savaş kabinesi, İran'a saldırganlığı artırma planlarını tartışmak için bir araya gelindiği toplantıda bir karar veremedi.
Resmi bir kaynak, CNN'e İsrail kabinesinin İran'a saldırganlığı artırma planlamasına ilişkin duruşunu henüz kesinleştirmediğini doğruladı.
Ayrıca kaynak, ABD ve İsrail pozisyonları arasındaki farklılıkların azaldığını belirtti.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, bir basın toplantısında, özellikle Lübnan ve İsrail-İran dinamiğiyle ilgili olarak çatışmanın tırmanmasını önlemek için çabaların sürdüğünü, ''İran'ın yeni cepheler açmaya çalışırken ABD'nin diplomatik caydırıcılık kullandığını'' vurguladı.
İsrail askerleri savaşa motive değil
Mako'ya göre, Haaretz gazetesinde 130 tane İsrail ordu askerinin askere gitmeyi reddettiğine ilişkin çıkan haberin ardından gerilim tırmandı.
Ulaştırma, Ulusal Altyapı ve Yol Güvenliği Bakanı Miri Regev öfkesini şu sözlerle dile getirdi:
“Bu retçiler emirlere itaatsizlikten hapis cezasına çarptırılmalı. Genelkurmay Başkanı nerede? Savunma Bakanı nerede?”
Savunma Bakanı Gallant her türlü isteksizlik belirtisine karşı koyma kararlılığını yinelerken Başbakan da konunun yasalar çerçevesinde güçlü bir şekilde takip edilmesi gerektiğinde ısrar etti.
İsrail, Hayfa'nın hedef alınmasına hazır değil
İbranice haber sitesi Calcalist'e göre, Direniş'in Hayfa'ya yaptığı füze saldırıları, limanın faaliyetlerinin askıya alındığı bir senaryoyu beraberinde getiriyor.
Hayfa'ya yapılan son füze saldırısı liman operasyonlarını durdurdu ve potansiyel olarak kargoyu, ani bir akına hazırlıksız olan ve önemli gıda teslimat gecikmelerine neden olabilecek Aşdod'a kaydırdı.
En kötü senaryoda ise gemiler hiç gelmeyebilir.
Kısa süre önce Kiryat'a iki füze isabet etti ve devam eden Hizbullah saldırıları Hayfa limanlarına yönelik riski arttırıyor.
Uzmanlar bu tür olayların deniz trafiğini aksatacağı ve gemileri Aşdod ve güney limanlarına yönlendirmek zorunda bırakacağı konusunda uyarıyor.
Benzer bir durum 2006 yılındaki İkinci Lübnan Savaşı sırasında da yaşanmış, Hayfa'ya isabet eden bir füze limanın kapanmasına ve operasyonların Aşdod'a kaymasına yol açmıştı.
Hayfa Üniversitesi ile işbirliği içinde Ulusal Güvenlik Koleji Araştırma Merkezi tarafından 2009 yılında yapılan bir çalışmadan da anlaşılacağı üzere sonuç pek iyi hatırlanmıyor.
Çalışmada rejimin bu tür bir senaryoya hazırlıklı olmadığı şu şekilde belirtiliyor:
“Hayfa limanının savaş sırasında neredeyse tamamen felç olması, Aşdod limanının acil bir durumda alternatif olarak hizmet veremeyeceğini açıkça göstermiştir. Aşdod limanının İsrail'in deniz ticaretinin aşırı yükünü taşıyamadığı tespit edildi ve ne uygun altyapıların inşası alanında ne de bunu düzenlemesi gereken yönetmelik ve prosedürlerde böyle bir olasılık için önceden hiçbir hazırlık yapılmadı.”
Tahıl İthalatçıları Birliği Başkanı ve Zanzifar CEO'su Itai Ron'a göre, böyle bir senaryoda Hayfa'daki üç limanın tüm faaliyetleri, normal zamanlarda bile yükü taşımakta zorlanan Aşdod limanına aktarılacak.
İbranice gazete, Aşdod limanının kapasitesini en az iki katına çıkarması gerektiği imkansız bir senaryonun plan ve anlaşmalara bağlı olduğunu kaydetti.